İçinde set olan 7 harfli 17 kelime var. İçerisinde SET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında set olan kelimeler listesine ya da Sonu set ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E S T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SET
2 Harfli Kelimeler
ES, ET, SE, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAMASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiğitlik, kahramanlık, cesaret
- "Bir hamaset destanı."
-
[isim]
Yiğitlik, kahramanlık, cesaret
- SİYASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Politika
- "Siyaset alanında ismi zaman zaman çok geçen bir simadır." (Halide Edip Adıvar)
-
Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış
-
[isim]
Politika
- PUSETÇİ
-
-
[isim]
Puset yapan, satan veya onaran kimse
-
[isim]
Puset yapan, satan veya onaran kimse
- KİYASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akıllıca davranış, akıllılık
-
[isim]
Akıllıca davranış, akıllılık
- NECASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Pislik
-
Dışkı, ters (Il)
-
[isim]
Pislik
- OFSETÇİ
-
-
[isim]
Ofset baskı yapan kimse
-
[isim]
Ofset baskı yapan kimse
- RİYASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkanlık
- "Öğleden sonra Posta ve Telgraf Nezaretinin üst katındaki salonda içtimaya bizzat riyaset edecekti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Başkanlık
- FERASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlayış, seziş, sezgi
- "Diplomatça bir ferasetle söylemek istediğini anlayıveriyordum." (Aka Gündüz)
-
Zekâ
-
[isim]
Anlayış, seziş, sezgi
- HASETÇİ
-
-
[sıfat]
Kıskanç
-
[sıfat]
Kıskanç
- NUHUSET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uğursuzluk, kademsizlik
-
[isim]
Uğursuzluk, kademsizlik
- VERASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalıtım
-
Mirasta hak sahibi olma
- "Hatta türedi ortaklar da çıkacak, veraset bile düzülecek, soy sop iddialarına girilecekti." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kalıtım
- KASETÇİ
-
-
[isim]
Kaset satan kimse
-
[isim]
Kaset satan kimse
- HABASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kötülük, alçaklık
- "Senin ne habasetlere kadir olduğunu ben bilirim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Kötülük, alçaklık
- AKSETME
-
-
[isim]
Aksetmek işi
-
[isim]
Aksetmek işi
- SELASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akıcılık
-
[isim]
Akıcılık
- HASETLİ
-
-
[sıfat]
Haset dolu
-
[sıfat]
Haset dolu
- NEFASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nefis olma durumu
- "Yemekler her günküne üstün bir nefasete ermiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Nefis olma durumu