İçinde ser olan 6 harfli 29 kelime var. İçerisinde SER bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ser olan kelimeler listesine ya da Sonu ser ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SER
2 Harfli Kelimeler
ER, ES, RE, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SERDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başkomutan
-
[isim]
Başkomutan
- SERAPA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Baştan başa, bütün olarak
- "İniverdik uyumuşların önüne karadan gemilerle / Kesildiler serapa nur, serapa hayret." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
-
[zarf]
Baştan başa, bütün olarak
- SERBAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yürekli, yiğit, korkusuz olan (kimse)
-
[sıfat]
Yürekli, yiğit, korkusuz olan (kimse)
- SERPİŞ
-
-
[isim]
Serpme işi veya biçimi
-
[isim]
Serpme işi veya biçimi
- MİKSER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız çırpıcı
-
Bakınız karmaç
-
[isim]
Bakınız çırpıcı
- SERSEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Herhangi bir sebeple bilinci ve duyguları zayıflamış olan
- "Gürültüden sersem oldum."
-
Düşünmeden hareket eden, ne yaptığının farkında olmayan
-
[sıfat]
Herhangi bir sebeple bilinci ve duyguları zayıflamış olan
- SERHAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Sınır boyu
- "Keşke, yolum bir yalıya değil, bir serhat kışlasına gitseydi!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Sınır boyu
- SERMEK
-
-
[-i]
Kurutmak için asmak
- "Kar gibi çamaşırları serip eve döndü." (Oktay Rifat)
-
Göstermek amacıyla asmak veya yaymak
- "Çeyiz sermek."
-
Düz bir yere yaymak
- "Üzüm sermek. Bulgur sermek."
-
Açarak yaymak veya döşemek
- "Çerçeveli çerçevesiz bir sürü fotoğraf çıkarıp masanın üzerine serdi." (Aka Gündüz)
-
Boylu boyunca yere yatırmak, düşürmek veya hırpalamak
- "Onun için bir an önce leşlerini köpek leşi gibi İstanbul'un çamurlu kaldırımlarına sermek zamanı gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Boşlamak, savsamak
-
[-i]
Kurutmak için asmak
- KANSER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urların yol açtığı hastalık, amansız hastalık, incitmebeni, dokunmabana
- "Doktorlar, kendisinde ilerlemiş bir kanser bulmuşlardır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urların yol açtığı hastalık, amansız hastalık, incitmebeni, dokunmabana
- SERKEŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kafa tutan, başkaldıran
- "Ün salmış nice serkeş efeleri kendime bent etmiş, nice açları doyurmuş, nice çıplakları giydirmiş..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Kafa tutan, başkaldıran
- SERÇİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Mekiğin parçalarından her biri
-
[sıfat]
Seçme, seçkin olan
-
[isim]
Mekiğin parçalarından her biri
- SERVİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sofrada hizmet etmekle görevli kimsenin yaptığı iş ve bu işin yapılma biçimi, sofra hizmeti
- "Özel olarak iki aşçıyla iki de ayrıca servis yapacak garson çağrıldı." (Çetin Altan)
-
Yemekte gerekli olan tabak, çatal, bıçak, kaşık, peçete vb. şeylerin tümü
-
Bir yönetimde, bir kurum veya kuruluşta, bütünün bir parçasını oluşturan iş, hizmet; bu işin yapıldığı yer
-
Burada görevli kimselerin tümü
-
Herhangi bir kuruluşun ulaşım işlerinde kullanılan taşıma aracı
-
Otomobil, beyaz eşya vb. ürünlerin bakım ve onarımlarının yapıldığı yer
-
Voleybol, masa tenisi, tenis vb. oyunlarda oyuna başlama vuruşu
-
[isim]
Sofrada hizmet etmekle görevli kimsenin yaptığı iş ve bu işin yapılma biçimi, sofra hizmeti
- SERPME
-
-
[isim]
Serpmek işi
-
[sıfat]
Serpilmiş durumda olan
- "Serpme benli."
-
Koni biçiminde, ucuna bir sıra kurşun dizilmiş balık ağı, serpme ağ
- "Derenin oturduğumuz yerinden görünmeyen bir tarafında, serpmeyle derede avlanan bir adamın zaman zaman ağını derenin durgun sularına attığı işitiliyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Serpmek işi
- SERİAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Çabucak
-
[zarf]
Çabucak
- SERİLİ
-
-
[sıfat]
Serilmiş, yayılmış
- "Başını, masanın üzerine serili bir plana eğdi." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Serilmiş, yayılmış
- SERTAP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Mıklebin açıkta duran kısmı
-
[isim]
Mıklebin açıkta duran kısmı
- SERGEN
-
-
[isim]
Raf
-
Nesnelerin, insanlara gösterilmek, satılmak için sergilendiği camlı bölme veya yer, camekân, vitrin
-
[isim]
Raf
- SERVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Varlık, zenginlik, mal mülk
- "Servet denen şey çok defa paradan ibarettir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Varlık, zenginlik, mal mülk
- SERTÇE
- ...
- EKSERİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Genellikle
- "Ekseri kocaya varmamış kızlarda olduğu gibi Gülsen'de de tatsız bir bedbahtlık vardır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Genellikle