İçinde se olan 4 harfli 44 kelime var. İçerisinde SE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında se olan kelimeler listesine ya da Sonu se ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ES, SE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KESE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba
    • "Boynundan bir kese çıkardı fakat içine bakmadan ani bir fikirle yüzü kızardı." (Halide Edip Adıvar)
    • "Balo ve kokteyl partisine bir davetiye alabilmek için keselerinin ağzını açmak kifayet etmezse avuçlarını açarlar." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bunda benim keseme bir girecek yok ki sana yalan söyleyeyim." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Böylece Tecirlilerin yanına varan bir hoca, kesesini pek çok doldururmuş." (Salâh Birsel)
  2. [sıfat] Bu küçük torba miktarında olan
    • "Üç kese tütün."
  3. Bazı şeylerin üzerine geçirilen, kumaştan çanta biçiminde kap
    • "Kur'an kesesi."
  4. Yıkanırken kir çıkartmak için ele geçirilen, vücudu ovmaya yarayan, bürümcükten, cep biçiminde bez
  5. Bir kimsenin mal varlığı
    • "Bu sadeleşme vücut ve keseye daha elverişli idi." (Falih Rıfkı Atay)
  6. Organizmanın bazı boşlukları
  7. Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik
  8. Beş yüz kuruşluk para birimi

SEÇİ

  1. [isim] Seçme işi

SEPİ

  1. [isim] Deri, post vb.ni kullanabilecek duruma getirmek için uygulanan işlemlerin tümü, tabaklık

SEKİ

  1. [isim] Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
  2. Oturulacak sedir biçiminde taş veya set
  3. Toprak üstündeki yükseklik, doğal set, taraça
  4. Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, teras

KASE
...
SEKS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Cinsiyet
  2. Cinsel ilişkide bulunma

SEVİ

  1. [isim] Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, aşk
    • "Ben gelmedim dava için / Benim işim sevi için." (Yunus Emre)

ŞOSE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle taş kırıkları üzerine kum döşenip silindir geçirilerek yapılan yol
    • "Portakal ve muz bahçeleri arası dolambaçlı hoş bir şoseyi takip etmiştik." (Refik Halit Karay)

ÖKSE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Ökse otu saplarından veya çobanpüskülü kabuklarından çıkarılan yapışkan macun
  2. Bu macunla bulanarak kuş tutmakta kullanılan değnek
    • "Tepelere çıkıp kuşlara ökse kuralım." (Aka Gündüz)
  3. Erkekleri kendine bağlamasını bilen alımlı kadın

AKSE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hastalık nöbeti, kriz
    • "Hafif bir kalp aksesi geçirdi."

ÇİSE

  1. [isim] İnce yağmur, çisenti

SERE

  1. [isim] Açık duran başparmağın ucundan işaret parmağının ucuna kadar olan uzaklık, sele

ESEN

  1. [sıfat] Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim
    • "Şen ve esen kalınız."

SEFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma
    • "Her şahsa kendi ismiyle sefa geldin derdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Şöyle bir iki parça, sağlam nevinden irat ve akar edinip efendi efendi yan gel, sefana bak." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "Uzun yıllar cefasını çektiği Yokuş'un sefasını sürecekti artık." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Eğlence, zevk, neşe
    • "Beni tam manasıyla mesut eden de asıl bu çeşit tatil sefalarıydı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ŞASE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İçine mendil, gecelik vb. şeyleri koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte, kumaştan koruncak

APSE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çıban

SERT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı
    • "Sert tahta."
  2. Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen
    • "Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor." (Tarık Buğra)
  3. Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı
    • "Sert iklim. Sert hava."
  4. Güçlü kuvvetli
    • "Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı
    • "Sert şarap. Sert tütün."
  6. Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan
    • "Birçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)
  7. Gönül kırıcı, katı, ters
    • "... sarardı, dudakları titredi ama adam sert bir davranışla kadehi kadının eline tutuşturdu." (Halide Edip Adıvar)
  8. Hırçın, öfkeli, hiddetli, gönül kırıcı
    • "Sert ses."
    • "Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  9. Titizlikle uygulanan, sıkı
    • "Sert bir yönetim."
  10. Ötümsüz

SEZA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [ünlem] Uygun, yaraşır, bir şeye değer
    • "Hele, Topaç dedikleri o mollanın hâli görülmeye seza." (Sermet Muhtar Alus)

SEME

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Sersem, ahmak, alık

SELA
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü