İçinde s olan 4 harfli 332 kelime var. İçerisinde S harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında s harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KASK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Başı darbelerden korumak için sertleştirilmiş sentetik maddelerden yapılmış sağlam başlık

MARS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tavlada oyunculardan birinin, karşı taraf pul toplamaya başlamadan bütün pullarını toplayıp oyunu bitirerek iki sayı kazanması
    • "Terlikçi İhsan, üst üste iki düşeş atmakla marsı sağlamış gibiydi." (Haldun Taner)
    • "İkinci oyunda beni mars etti, mantığımı ya da mantıksızlığımı kavramıştı çünkü." (Tomris Uyar)

SANI

  1. [isim] Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap
    • "Söylediklerimiz, yazdıklarımız, hayatın birtakım konulara bölünmüş olduğu sanısını sürdürüp yalanı berkitmekten başka neye yarar?" (Nurullah ataç)

İĞSİ
...
OKSU
...
USÇU

  1. Akılcı
  2. Aklını kullanmasını bilen

HOST
...
NESİ

  1. [zamir] Akrabası mı, yakını mı?
    • "Ali, Ahmet'in nesidir?"
    • "Hem nesi var yahu, akça pakça kız." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Eşkıyalar yolun gerisini de tutmuşlardı. Can maldan tatlı. Herkes nesi var nesi yok efenin önüne döktü." (Ömer Seyfettin)
  2. Hangi yönü, hangi tarafı?
    • "Bunun nesi iyi?" (Haldun Taner)
    • "Cemal'in nesi var? - Nezle olmuş."

SÖVE

  1. [isim] Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve
    • "Kendilerini ağaçlara, kapı sövelerine çarpmazlar." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Avlu kapısının iki yanına konan uzun taşlar
    • "Başını kapının taş sövesine koyup bir mektep çocuğu gibi bağıra bağıra ağlamak istiyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

EFES
...
KASA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap
    • "Arkaya doğru bir adım atıp sırtını meyhanecinin kasasına dayadı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Ticarethanelerde para alınıp verilen yer
  3. Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para karşılığında fiş verme işi
    • "Kasa kim?"
  4. Vagon, kamyon veya traktörün yük taşımak için şasiye bağlanmış üst bölümünü oluşturan parça
  5. Tahta veya sentetik maddelerden yapılmış, dört köşe, sağlam ambalaj parçası, sandık
    • "Barın kapısı önünde bira kasaları yığılmıştı." (Atilla İlhan)
  6. Basımcılıkta dizgi harflerinin konulduğu gözlerden oluşan tabla
  7. Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve
  8. Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı

BÜST

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Vücudun, omuzlarla birlikte göğüsten yukarı bölümü
    • "Vücudundaki oransızlık, nereden geliyor; büstü, bacaklarından daha mı uzun?" (Atilla İlhan)
  2. Heykelcilikte başı, göğsü, bazen de omuzları içine alan sanat ürünü
    • "Atatürk büstü."

SALI

  1. [isim] Haftanın üçüncü günü, pazartesi ile çarşamba arasındaki gün

JEST

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Herhangi bir şeyi açıklamak için genellikle el, kol ve baş ile yapılan içgüdüsel veya iradeli hareket
    • "Jestleri daha serbest, çoğu güzel sesli, güzel güzel insanlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Son derece heyecanla konuşuyor, elini kolunu sallayarak birçok jestler yapıyordu." (Ali Naci Karacan)
  2. Beklenmedik iyi davranış

LÜKS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat
    • "Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir." (Necati Cumalı)
  2. [sıfat] Gösterişli, şatafatlı
    • "Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor." (Tarık Buğra)
  3. [sıfat] Gereksinim dışı olan
  4. [sıfat] Aşırı, fazla

ISIN

  1. [isim] Kalori

SAKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse
  2. Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse

SOFU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Dinin buyruk ve yasaklarına bütünüyle uyan (kimse)

DOST

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimse, düşman karşıtı
    • "Dostlar beni hatırlasın." (Âşık Veysel)
    • "Yolda iki dost edinip on gün birisinin, on gün ötekinin erzak torbasından karnını doyurdu." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Otelde tanıdıkları içinde en çok sevdiği Edibe Hanım, kendi kendine bulup dost olduğu bir genç hanım." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Doğrusu böyle bir düğün dostlar başınaydı. Arkadaşları arasında, günlerden beri hep bunun lafı ediliyordu." (R. Çalapala)
  2. Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse, zamazingo
    • "Bir dostu vardı, belalı, çapkın bir delikanlı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  3. Sahibine sevgi gösteren hayvan
    • "Köpek insan dostudur."
  4. Bir şeye aşırı ilgi duyan, koruyan kimse
    • "Kitap dostu."
  5. [sıfat] İyi geçinen, aralarında iyi ilişki bulunan
    • "Yüzleri tatlı, dilleri tatlı, dost insanlardı bunlar." (Tarık Buğra)

ESİK

  1. [isim] Çukur yer

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü