İçinde r olan 8 harfli 3662 kelime var. İçerisinde R harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında r harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu r harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ABRAŞLIK
- ...
- AHRETLİK
-
-
[isim]
Besleme kız, beslek
-
Ahiret kardeşi olan kadınlardan her biri
- "Yerine oturmadı; ahretlik teyzenin getirdiği çayı da ayakta içiyordu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Öbür dünyada karşılığını görme umuduyla yapılan (iş veya iyilik)
-
[isim]
Besleme kız, beslek
- AYRIKLIK
-
-
[isim]
Ayrıklı olma durumu, ayrı tutma, ayrı tutulma, istisna
-
Elips, daire, parabol, hiperbol vb. bir konik üzerinde hareket eden cismi, odağa veya merkeze birleştiren doğrunun büyük eksen ile yaptığı açı
-
Kaplamları birbirinden ayrı olmakla birlikte aynı yakın cinsin kaplamına giren kavramlar arasındaki bağlantı
- "Kedi, köpek: Memeliler."
-
Genel kuraldan ayrılma, derogasyon
-
Önermelerin birbirine bağlanması işleminde ya ... ya ... ve ya da ile gösterilen ilişki
- "Şimdi ya gündüzdür ya gece."
-
[isim]
Ayrıklı olma durumu, ayrı tutma, ayrı tutulma, istisna
- ÇÖZDÜRME
-
-
[isim]
Çözdürmek işi
-
[isim]
Çözdürmek işi
- DUBARACI
-
-
[sıfat]
Oyunla, hileyle, aldatmacayla, düzenle iş gören (kimse), düzenci
-
[sıfat]
Oyunla, hileyle, aldatmacayla, düzenle iş gören (kimse), düzenci
- ERGUVANİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Eflatunla kırmızı arası renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Eflatunla kırmızı arası renk
- KEHRİBAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine, samankapan, kılkoparan
- "Önümdeki kutuda elmas, akik, zümrüt, necef, sedef, kehribar vesaire gibi yüz kadar küçük küçük taşlar vardı." (Ömer Seyfettin)
- "Üstelik tütünler kehribar gibiydi bu yıl." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Bu reçineden yapılmış
- "İki aydır kayıp sarı kehribar tespihini görünce sevindi." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine, samankapan, kılkoparan
- KIKIRLIK
-
-
[isim]
İçten gülme durumu
-
[isim]
İçten gülme durumu
- KINDIRAÇ
-
-
[isim]
Oluk veya yiv açmaya yarayan araç
-
[isim]
Oluk veya yiv açmaya yarayan araç
- KIZARTMA
-
-
[isim]
Kızartmak işi
-
Kızartılarak hazırlanmış yemek
- "Kabak kızartması. Patlıcan kızartması."
-
[sıfat]
Kızartılarak pişirilmiş
- "Kızartma et."
-
[isim]
Kızartmak işi
- MARİNACI
- ...
- MARNLAMA
-
-
[isim]
Marnlamak işi veya durumu
-
[isim]
Marnlamak işi veya durumu
- ÖPÜVERME
- ...
- PEDERLİK
-
-
[isim]
Peder olma durumu
-
[isim]
Peder olma durumu
- RENKLEME
-
-
[isim]
Renklemek işi
-
[isim]
Renklemek işi
- ŞİRİNLİK
-
-
[isim]
Şirin olma durumu, sevimlilik
-
[isim]
Şirin olma durumu, sevimlilik
- YAŞARMAK
-
-
[nsz]
Islanmak, nemlenmek
-
Yaşla dolmak
- "Anam beni çok bekleyecek diye gözleri yaşardı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Islanmak, nemlenmek
- YEDİRTME
- ...
- ÇIĞRIŞMA
- ...
- ÇIKARTMA
-
-
[isim]
Çıkartmak işi
-
Özel olarak hazırlanıp bir yere yapıştırılan zamklı desen, resim veya yazı
- "Yonca'nın elindeki kâğıt parçasında, yeşilli, sarılı, kırmızılı bir kelebek çıkartması var." (Oktay Rifat)
-
[isim]
Çıkartmak işi