İçinde r olan 5 harfli 1595 kelime var. İçerisinde R harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında r harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu r harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FORZA
- ...
- FRİSA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Tütünleme suretiyle kurutulmuş ringa balığı
-
[isim]
Tütünleme suretiyle kurutulmuş ringa balığı
- HERZE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Saçma söz, zevzeklik
- "Yatık Emine misin, Yanık Emine mi, her ne herze ise bana onun lüzumu yok." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Saçma söz, zevzeklik
- HURDA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Eski maden parçası
-
[sıfat]
Parçalanmış, döküntü durumuna gelmiş
-
[sıfat]
İşe yarayamayacak derecede bozulmuş, zarar görmüş
-
[isim]
Eski maden parçası
- İKRAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme
- "İkrar verdi cahil gönlüm inandı / Seherin yelleri esti gelmedi." (Karacaoğlan)
-
Bildirme
-
Benimseme, onama, kabul, tasdik
- "Sükût ikrardan gelir."
-
[isim]
Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme
- KÜTÜR
- ...
- OPERA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri
- "Viyana tiyatrolarına, operasına, aktris hayatına, gece eğlencelerine dair bildiklerini, gördüklerini hep anlattı, anlattı." (Peyami Safa)
-
Bu eseri oynayan sanatçı topluluğu
-
Böyle eserlerin oynandığı yapı
-
[isim]
Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri
- REFLÜ
- ...
- ROBOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belirli bir işi yerine getirmek için manyetizma ile kendisine çeşitli işler yaptırılabilen otomatik araç
-
Başkasının buyruğu ile iş yapan, kendi akıl ve iradesini kullanmayan kimse
-
[isim]
Belirli bir işi yerine getirmek için manyetizma ile kendisine çeşitli işler yaptırılabilen otomatik araç
- SETRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düz yakalı, önü ilikli bir tür ceket
- "Müdür Bey, senelerden beri giymediği sırmalı setresini, kılıcını sandıktan çıkardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Düz yakalı, önü ilikli bir tür ceket
- AMBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde
-
Güzel kokulu bazı maddelerin ortak adı
-
[isim]
Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde
- DERİN
-
-
[sıfat]
Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan
- "Genç kız onun kırık dişli ağzının içindeki derin karanlığa bakıyor." (Ömer Seyfettin)
-
Yüzeyden içeri inen
-
Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan
- "Derin bir bilgin."
-
Yoğun
- "Bu büyük köşkü derin bir sessizlik kapladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Uzun süren
- "Bir iki derin nefesten sonra teneffüsünün ritmi düzeldi." (Peyami Safa)
-
Ayrıntıya önem verilerek hazırlanan
- "Üzerindeki tesirleri ölçmek için derin tetkikler yapmak lazımdır." (Falih Rıfkı Atay)
-
İçten gelen
- "Derin saygılar. Derin bir sevgi."
-
Uyanılması güç, ağır (uyku)
-
[isim]
Dip
- "Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin / Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan
- FULAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle boyna bağlanan, bir tür ince ipek kumaş
- "Boynuna bulut mavisi bir fular bağlamıştı." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Genellikle boyna bağlanan, bir tür ince ipek kumaş
- NEZİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Adak
- "Yerden bir avuç saman aldı, ellerinin arasında bir nezri yerine getirir gibi ovuşturup havaya üfledi." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Adak
- RABIT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağ, bağlama
-
Bağlaç
-
[isim]
Bağ, bağlama
- SERAP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Atmosferde ışık ışınlarının kırılmasından doğan ve çöllerde kolaylıkla gözlemi yapılabilen optik yanılma, uzaktaki bir cisme bakarken sanki bir su yüzeyinden yansıyormuş gibi cisimle birlikte ters görüntünün oluşumu, ılgım, yalgın, pusarık
- "Birdenbire uzakta ... tatlı bir serap gördüm." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Atmosferde ışık ışınlarının kırılmasından doğan ve çöllerde kolaylıkla gözlemi yapılabilen optik yanılma, uzaktaki bir cisme bakarken sanki bir su yüzeyinden yansıyormuş gibi cisimle birlikte ters görüntünün oluşumu, ılgım, yalgın, pusarık
- APOTR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yardımcı, koruyucu, havari
- "Şimdi, senin apotrların (havarilerin) kimlerdir?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Yardımcı, koruyucu, havari
- ARTER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atardamar
-
Trafiği yoğun olan ana yol
-
[isim]
Atardamar
- BORSA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bazı tüccarların ve özellikle sarraflarla değerli kâğıt ve tahvil alışverişiyle uğraşanların alım satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer
- "Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bazı tüccarların ve özellikle sarraflarla değerli kâğıt ve tahvil alışverişiyle uğraşanların alım satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer
- ÇÖRKÜ
-
-
[isim]
Sayı boncuğu
-
[isim]
Sayı boncuğu