İçinde pu olan 5 harfli 32 kelime var. İçerisinde PU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında pu olan kelimeler listesine ya da Sonu pu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PULLU
-
-
[sıfat]
Üzerine pul yapıştırılmış
- "Pullu dilekçe."
-
Üzerine pul işlenmiş
- "Pullu gece elbisesi."
-
Pulu olan
- "Pullu cıvata. Pullu balık."
-
[sıfat]
Üzerine pul yapıştırılmış
- ÇOPUR
-
-
[sıfat]
Yüzü çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan, aşırı çiçek bozuğu olan (kimse)
- "Etrafıma bakıyor, bu kadar insan içinde çopur yüzü, yanık dudağı..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Yüzü çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan, aşırı çiçek bozuğu olan (kimse)
- TOPUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ucu top biçiminde eski bir silah
-
Top biçiminde toplanmış saç
- "Saçlar, sımsıkı taranmış, fırçalanmış, ensesinde bir topuz yapılmıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir şeyin elle tutulabilen çıkıntısı
- "Kapıya doğru yürüdü. Evvela anahtarı, sonra topuzu çevirdi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ucu top biçiminde eski bir silah
- TOPUK
-
-
[isim]
Ayağın yuvarlakça olan alt bölümü
- "Topuklarına kadar uzun saçları vardı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Topuklarına kadar çamura batmış."
-
Ökçe
- "Sıska kız, alışık olmadığı yüksek topuklarla yürümeye çalışıyordu." (Çetin Altan)
-
Belli bir amaçla kazılmaksızın asıl yerinde bırakılan kömür bloku veya cevher kütlesi
-
[isim]
Ayağın yuvarlakça olan alt bölümü
- KOPUZ
-
-
[isim]
Ozanların çaldığı telli Türk sazı
- "Oralarda âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Ozanların çaldığı telli Türk sazı
- ASPUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yalancı safran
-
[isim]
Yalancı safran
- KOPUŞ
- ...
- TOPUT
-
-
[isim]
Çökelti
-
[isim]
Çökelti
- İPUCU
-
-
[isim]
İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
- "Elimizde tek ipucu elbisesini diken terzi." (Atilla İlhan)
-
[isim]
İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
- MAPUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mahpus
-
Mapushane, cezaevi, hapishane
- "Mapuslarda çürüyemem / Başımı belaya sokma benim." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Mahpus
- KAPUZ
-
-
[isim]
Kanyon
-
İçine girilmeyen sık orman
-
[isim]
Kanyon
- LOPUR
-
-
[isim]
Bir şeyi yerken veya yutarken çıkan ses
-
[isim]
Bir şeyi yerken veya yutarken çıkan ses
- PUNTO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Matbaacılıkta, bilgisayarda harflerin büyüklük ve küçüklüklerine göre aldığı ad
- "8 punto. 10 punto."
-
[isim]
Matbaacılıkta, bilgisayarda harflerin büyüklük ve küçüklüklerine göre aldığı ad
- PULUÇ
-
-
[sıfat]
Cinsel gücü olmayan (erkek)
-
[sıfat]
Cinsel gücü olmayan (erkek)
- PUSMA
-
-
[isim]
Pusmak işi
-
[isim]
Pusmak işi
- PUFLA
-
-
[isim]
Perde ayaklılardan, Kuzey Kutbu'na yakın yerlerde, İskandinavya kıyılarında yaşayan, ince ve yumuşak tüyleri için avlanan bir kuş (Somateria)
- "Pufla gibi yastık."
-
[sıfat]
Bu kuşun tüyleriyle doldurulmuş
- "Tek atlı arabasının pufla ipek şiltesine uzanmış, kuş tüyünden, iri, pembe yastıklara dayanmış, gözleri açık, uyur gibi duran Masume Hanım, yoldan yaya geçenleri hiç görmüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Perde ayaklılardan, Kuzey Kutbu'na yakın yerlerde, İskandinavya kıyılarında yaşayan, ince ve yumuşak tüyleri için avlanan bir kuş (Somateria)
- PUDRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı mineral ürünlerin karışımı ile elde edilen, cildi korumak, düzgün ve güzel göstermek veya kırışıklıkları, pürüzleri gizlemek amacıyla yüze ve tene sürülen, kokulu ince toz
-
[isim]
Bazı mineral ürünlerin karışımı ile elde edilen, cildi korumak, düzgün ve güzel göstermek veya kırışıklıkları, pürüzleri gizlemek amacıyla yüze ve tene sürülen, kokulu ince toz
- ÇAPUL
-
-
[isim]
Başkasının malını alma, plaçka
- "Tanınmamak için yüzlerini karalayarak gece çapuluna çıkmış iki haydut." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Yağma
-
[isim]
Başkasının malını alma, plaçka
- PUSAT
-
-
[isim]
Araç
-
Silah, zırh vb. savaş aracı
-
Giysi veya giysilik kumaş
-
[isim]
Araç
- PUSET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Elle sürülen, hafif, küçük çocuk arabası
-
[isim]
Elle sürülen, hafif, küçük çocuk arabası