İçinde pe olan 6 harfli 70 kelime var. İçerisinde PE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında pe olan kelimeler listesine ya da Sonu pe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ŞLEMPE

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Tanelerin, melasın fermantasyonuyla veya damıtma yoluyla alkolün alınmasından sonra geriye kalan çok sulu hâldeki lapa

OPERET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Eğlenceli, hafif konulu, içinde bestesiz konuşmalar bulunan sahne eseri
    • "Onun çalıp söylediği bir operet parçasını tekrarlıyordum." (Refik Halit Karay)
  2. Bu eseri oynayan oyunculardan oluşan kuruluş
    • "Bizim, operetlerimiz cinsinden bir sürü halk tiyatroları var." (Haldun Taner)

PELTEK

  1. [sıfat] Dilini dişlerinin arasına alır gibi konuşan ve bu yüzden s, z gibi sesleri kusurlu söyleyen (kimse)
  2. Tutuk, titrek (konuşma)
    • "Hafif peltek, bozuk diksiyonuyla tiyatroda tutunamazdı." (Necati Cumalı)
  3. [zarf] Tutuk, titrek bir biçimde

İSPENÇ

  1. [isim] Bodur bir cins horoz veya tavuk
  2. Tarımla uğraşan Hristiyan uyruktan alınan bir tür vergi

PEREME

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Gondola benzeyen bir kayık

PEÇETE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yemekte giysiyi korumak, ağız silmek için kullanılan ince, yumuşak kâğıt veya kumaş parçası

KEPENK

  1. [isim] İş yeri, pencere, kapı vb. yerleri kapamak için kullanılan, türlü biçimlerde sac levha, demir veya tahta kanat
    • "Akşamüstü, bütün kepenkler indikten sonra sokağa çıktık." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Belediye çavuşu çarşıyı ve arastaları dolaşmış, esnafa kepenk kapattırmıştır." (Tarık Buğra)

PEŞREV

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Klasik Türk müziğinde faslın giriş taksiminden sonra, şarkıdan önce çalınan parça
    • "Kahvenin radyosu, tam o sırada sultaniyegâh peşrevine başlamıştı." (Haldun Taner)
  2. Güreşe tutuşmadan önce pehlivanların ellerini birbirine ve uyluklarına vurarak ve hafifçe sıçrayarak yaptıkları gösteri
  3. Halk hikâyelerinde, türkülerin okunup çalınışı sırasında türkü aralarına katılan mâni türünden küçük türküler

PERLİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Erimiş sodyum, potasyum, alüminyum silikattan ibaret olan cam gibi bir volkanik kayadan kabartılarak pudra hâline getirilmiş bulunan, yem maddelerinin preslenmesinde yardımcı madde veya kekleşmeyi önleyici bir madde
  2. Feldspat cinsinden suyu az ve eridiği zaman inciye benzeyen taneleri olan yanardağ kaynaklı cam, inci taşı

PERÇEM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Başlarını tıraş edenlerin tepede bıraktıkları saç tutamı
  2. Yele
    • "At perçemi."
  3. Kâkül
    • "Selma alnına düşen bir perçemi eliyle kaldırıyor." (Atilla İlhan)

PEŞKEŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yaranmak amacıyla uygunsuz olarak verilen şey

KÜPELİ

  1. [sıfat] Küpe takmış olan
  2. Küpeye benzer bir deri uzantısı olan
    • "Küpeli horoz."
  3. [isim] Küpe çiçeği

PERÇİN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İki veya daha çok levhayı birbirine bağlamak için geçirilen çivinin, ezilerek baş durumuna getirilen ucu

ESPERİ

  1. [isim] Ava alıştırılamayan bir tür doğan

PEKMEZ

  1. [isim] Genellikle üzüm, dut vb. meyvelerin kaynatılarak koyulaştırılmış biçimi
    • "Karısı ile kaynatası çoktan kalkmışlar, bahçede pekmez kaynatıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)

PERVAZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kapı, pencere vb. yerlerin kenarlarına geçirilen ensiz parça
    • "Pencerenin pervazına oturup tekrar gökyüzüne baktım." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Giysilerin yaka, kol, etek vb. yerlerine veya kumaştan yapılmış diğer eşyaların kenarlarına geçirilmiş, dar, uzun parça
  3. Cilt kapağının iç tarafına konulan deri parçası
  4. Uçuş

STOPER
...
PERTEK
...
PERULU
...
PEPTON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Vücutça özümlenebilecek duruma gelmiş albüminli besin

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü