İçinde p olan 5 harfli 498 kelime var. İçerisinde P harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında p harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HİZİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bölük, kısım
-
Bir siyasi partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasi çizgiye karşı olan, ayrı bir teşkilat merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşan parti içi grup, fraksiyon, klik
-
[isim]
Bölük, kısım
- KAPIŞ
-
-
[isim]
Kapma işi veya biçimi
- "El elin ayıbını terzi kumaşı alır gibi kapış kapış yaptığı için aldırış etmem." (Burhan Felek)
-
Kapışma
-
[isim]
Kapma işi veya biçimi
- PALAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Lüks otel veya gösterişli yapı
- "Tanınmaz, anonim bir insan olmanın zevkine vardığımız oteller, palaslar yoktu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kolay, rahat
- "Yarınki derslerin hepsi palas."
-
[sıfat]
Kolaylık gösteren, hoşa giden (nesne, kimse, yer)
-
[isim]
Lüks otel veya gösterişli yapı
- TAPİR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tapirgillerden, bir türü Asya ve Afrika'nın tropikal bölgelerinde yaşayan, 2 m uzunluğunda, kısa hortumlu bir hayvan türü (Tapirus)
-
[isim]
Tapirgillerden, bir türü Asya ve Afrika'nın tropikal bölgelerinde yaşayan, 2 m uzunluğunda, kısa hortumlu bir hayvan türü (Tapirus)
- TEDİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uslandırma, yola getirme, terbiye etme
- "Emirlerini dinlemeyen milletleri hep bu cezalarla tedip ettiğini söylemiyor muydu?" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Uslandırma, yola getirme, terbiye etme
- TÖRPÜ
-
-
[isim]
Ağaç, kurşun, kalay vb. yumuşak metallerin kabasını almaya yarayan, dişleri uzun ve aralıklı olan eğe
-
Bir şeyin yüzündeki pürüzleri gidermek, düzgünleştirmek için kullanılan kısa, ince, pürtüklü eğe
- "Tırnak törpüsü."
-
[isim]
Ağaç, kurşun, kalay vb. yumuşak metallerin kabasını almaya yarayan, dişleri uzun ve aralıklı olan eğe
- LİPİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hayvan ve bitki dokularının eter, benzin, kloroform vb. yağ çözücülerinde eriyen bölümü
-
[isim]
Hayvan ve bitki dokularının eter, benzin, kloroform vb. yağ çözücülerinde eriyen bölümü
- PESEK
-
-
[isim]
Diş kiri, diş pası
-
[isim]
Diş kiri, diş pası
- PUSET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Elle sürülen, hafif, küçük çocuk arabası
-
[isim]
Elle sürülen, hafif, küçük çocuk arabası
- LÜPÇÜ
-
-
[isim]
Bedavacı
-
[isim]
Bedavacı
- OKAPİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Geviş getirenlerden, Kongo'da bataklık ormanlarda yaşayan, büyük bir antilop boyunda, gövdesi kızıl kestane renginde, bacakları beyaz çizgili bir memeli hayvan (Okapia johnstoni)
-
[isim]
Geviş getirenlerden, Kongo'da bataklık ormanlarda yaşayan, büyük bir antilop boyunda, gövdesi kızıl kestane renginde, bacakları beyaz çizgili bir memeli hayvan (Okapia johnstoni)
- PIHTI
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Koyulaşarak yarı katı duruma gelmiş sıvı
- "Topla parçalanmış, taşlarında kan pıhtıları duran bir siper önünde sırayla şehit mezarlarına kadar gelmişim." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Koyulaşarak yarı katı duruma gelmiş sıvı
- AHBAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisiyle yakın ilişki kurulup sevilen, sayılan kimse
- "Ben yeni tanıdım ama, kızın eski ahbapları imişler!" (Osman Cemal Kaygılı)
- "Gümrükten itibaren her rast geldiği adamla ahbap çıktı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Dünden beri bir Avusturyalı doktor ile ahbap oldum." (Ömer Seyfettin)
-
[ünlem]
Samimiyet, içtenlik bildiren bir seslenme sözü
- "Baksana ahbap!"
-
[isim]
Kendisiyle yakın ilişki kurulup sevilen, sayılan kimse
- ANTEP
- ...
- İPÇİK
-
-
[isim]
Bitkilerin erkek organlarında başçığı çiçeğe bağlayan ince sap
-
[isim]
Bitkilerin erkek organlarında başçığı çiçeğe bağlayan ince sap
- KAPLI
-
-
[sıfat]
Kaplanmış olan
- "Çantasından çok sayfalı maroken kaplı küçük bir defter çıkardı." (Ömer Seyfettin)
-
Kabı olan
-
Ciltli
-
[sıfat]
Kaplanmış olan
- PULLU
-
-
[sıfat]
Üzerine pul yapıştırılmış
- "Pullu dilekçe."
-
Üzerine pul işlenmiş
- "Pullu gece elbisesi."
-
Pulu olan
- "Pullu cıvata. Pullu balık."
-
[sıfat]
Üzerine pul yapıştırılmış
- PİKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki, üç veya dört kişi arasında ve otuz iki kâğıtla oynanan bir tür iskambil oyunu
-
[isim]
İki, üç veya dört kişi arasında ve otuz iki kâğıtla oynanan bir tür iskambil oyunu
- TOPUR
-
-
[isim]
Kestanenin dikenli olan dış kabuğu
-
Fındığın dışındaki yeşil kabuk
-
[isim]
Kestanenin dikenli olan dış kabuğu
- APOTR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yardımcı, koruyucu, havari
- "Şimdi, senin apotrların (havarilerin) kimlerdir?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Yardımcı, koruyucu, havari