İçinde or olan 7 harfli 160 kelime var. İçerisinde OR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında or olan kelimeler listesine ya da Sonu or ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DEFORME
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Biçimi, kalıbı bozulmuş
-
[sıfat]
Biçimi, kalıbı bozulmuş
- ZORGULU
-
-
Davranışları uygunsuz ve yersiz olmasına karşın bunları yapmak için önüne geçilmez bir zorgu duyan (kimse)
-
Davranışları uygunsuz ve yersiz olmasına karşın bunları yapmak için önüne geçilmez bir zorgu duyan (kimse)
- KORKULU
-
-
[sıfat]
Korku veren, korkutan
- "Gördüğü korkulu rüyalara ve bunların tabirlerine inanırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "O, çok kere, korkulu rüya görmektense uyanık yatmak evladır, diye sabaha kadar uyumamaya çalışır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Kendisinden kötülük gelebilen, tehlikeli
- "Hâlinden şerir, korkulu bir adam olduğu görünüyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Korku veren, korkutan
- KORUNUM
-
-
[isim]
Korunma işi, muhafaza
-
[isim]
Korunma işi, muhafaza
- STRAFOR
- ...
- DORUKLU
- ...
- MORTOCU
-
-
[isim]
Hristiyanlarda cenaze taşımak için tutulan kimse
-
Cenazelerde ağıt okuyarak geçimini sağlayan kimse
-
İmam
-
[isim]
Hristiyanlarda cenaze taşımak için tutulan kimse
- HORASAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kiremit ve tuğla tozlarının kireç ve su ile karıştırılmasından elde edilen bir çeşit harç
-
[isim]
Kiremit ve tuğla tozlarının kireç ve su ile karıştırılmasından elde edilen bir çeşit harç
- BORÇSUZ
-
-
[sıfat]
Borcu olmayan
-
[sıfat]
Borcu olmayan
- ORTALIK
-
-
[isim]
Bulunulan yer, çevre
- "Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme." (Peyami Safa)
- "Bu akşamki gerçek, ortalık ağarmadan tersine döner." (Falih Rıfkı Atay)
- "Ben de ödünç para bulsam hiç düşünmeden alırım. Ortalık elbet düzelir, öderim." (Memduh Şevket Esendal)
- "O gün ortalık kararırken eve iki sivil memur girmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer
- "Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmeden başka çare kalmadı." (Halide Edip Adıvar)
-
Yeryüzünün görünen bölümü, çevre, etraf
- "Ortalıkta güneş olmadığı, hava yine bulutlu olduğu hâlde, tatlı bir aydınlık vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Soyut anlamda yaşanan ortam
- "Bu neşe ortalığa sirayet etti." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bulunulan yer, çevre
- TORPİDO
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Otomobillerde, içinde sürücü için gerekli şeylerin bulunduğu kapaklı küçük bölme, torpido gözü
-
Torpido bot
- "Torpido ile hücum edip de Frenk zırhlısını batıranlar içinde Ahmet de vardı." (Aka Gündüz)
-
Torpil
-
[isim]
Otomobillerde, içinde sürücü için gerekli şeylerin bulunduğu kapaklı küçük bölme, torpido gözü
- BORSACI
-
-
[isim]
Değerli kâğıt, para ve tahvil üzerine borsa oyunu yapan kimse
-
[isim]
Değerli kâğıt, para ve tahvil üzerine borsa oyunu yapan kimse
- TORBALI
-
-
[sıfat]
Torbası olan
-
[sıfat]
Torbası olan
- MASTORİ
- ...
- RETORİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Güzel söz söyleme, hitabet sanatı
-
Söz sanatlarını inceleyen bilim dalı, belagat
-
[isim]
Güzel söz söyleme, hitabet sanatı
- OTORİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yaptırma, yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı veya gücü, yetke, sulta, velayet
- "Sakarya zaferi ile gazi ve müşir Mustafa Kemal Paşa tam otoritesini elde etmiştir." (Falih Rıfkı Atay)
- "Reisleri de tam bir otorite temin etmiş olduğunu her vesile ile belli ediyordu." (Etem İzzet Benice)
-
Siyasi veya idari güç
-
Çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarılı kimse
-
[isim]
Yaptırma, yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı veya gücü, yetke, sulta, velayet
- SORUMAK
-
-
[-i]
Emmek
-
[-i]
Emmek
- DİYORİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özellikle plajiyoklazdan oluşan, saydam, üstü tanecikli derinlik kayacı
-
[isim]
Özellikle plajiyoklazdan oluşan, saydam, üstü tanecikli derinlik kayacı
- FORMÜLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
"Bir düşünceye bir anlatım biçimi vermek" anlamında kullanılan formüle etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
-
[sıfat]
"Bir düşünceye bir anlatım biçimi vermek" anlamında kullanılan formüle etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
- FOLKLOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Halk bilimi
- "Hep, folklor, sanatın, ilmin, kültürün kendisidir, ortaya attık." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Halk bilimi