İçinde ol olan 6 harfli 118 kelime var. İçerisinde OL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ol olan kelimeler listesine ya da Sonu ol ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

OLAYCI
...
SAĞKOL

  1. [isim] Birinin çok güvendiği kimse
    • "Kendisine kardeşim gözüyle bakılacağını, isterse her konuda sağkolum olacağını söyledim." (Refik Erduran)

GOLFÇÜ

  1. [isim] Golf oynayan kimse

DOLGAN
...
VOLKAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yanardağ

KAOLİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Arı kil

SOLGUN

  1. [sıfat] Rengini, tazeliğini, canlılığını veya parlaklığını yitirmiş olan, solmuş
    • "Öyle solgun, öyle zayıftı ki bir yolcudan ziyade bir hastaya benziyordu." (Orhan Seyfi Orhon)

DOLMUŞ

  1. [sıfat] Boş yeri kalmamış, meşbu
  2. [isim] Yolcu taşımaya yarayan kayık, motor, otomobil, minibüs vb. küçük taşıt
    • "En iyisi ben buradan bir dolmuşa binip eve gideyim." (Çetin Altan)

OLAYLI

  1. [sıfat] Olayı olan, olay çıkmış olan, hadiseli
    • "Olaylı bir toplantı."

BOLİÇE

Kelime Kökeni : İbranice

  1. [isim] Yahudi kadını
    • "Balat kapısından girdim içeri / Boliçeler oturmuş iki geçeli." (Halk türküsü)

OLUŞMA

  1. [isim] Oluşmak işi, teşekkül

EKOLOG

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ekolojiyle uğraşan kimse, ekoloji uzmanı

FORMOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Formaldehidin % 40'lık değişik sulu çözeltisi

VOLTAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Gerilim

YOLSUZ

  1. [sıfat] Yolu olmayan
    • "Bu dik, sarp ve yolsuz dağları arabalar, katırlar ve otomobillerle aşacaksınız." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yavaş giden (taşıt)
    • "Bu gemi yolsuzdur."
  3. Kurallara aykırı, uygunsuz, yöntemsiz, düzensiz, yersiz, usulsüz, nizamsız
    • "Kaymakamın yolsuz icraatı, hususi hayatı hep burada konuşulur, kasabanın olup biten işleri hep burada öğrenilirdi." (Refik Halit Karay)
  4. Törelere, toplumun görüşüne aykırı davranan
    • "Babam böyle yolsuz bir adam olsaydı anam ne yapardı." (Memduh Şevket Esendal)

DOLMAK

  1. [nsz] Dolu duruma gelmek
    • "Dışarıda bulutsuz bir temmuz göğü, öğle güneşinin yakıcı aydınlığıyla dolup taşıyordu." (Necati Cumalı)
  2. Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek
    • "Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan." (Tarık Buğra)
    • "Millî takımın karşılaşmalarında stadyumlar dolup taşıyor."
  3. Bir yere iyice yayılmak, kaplamak
    • "Oda sigara dumanı dolmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek
    • "Kıştan kurtulur kurtulmaz deniz kenarları insanla, sandalla dolar." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. Süre, hesap tamamlanmak
    • "Süresi doldu, emekliye ayrıldı."
  6. Sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmek

RAZMOL

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [isim] İri, kepekli un

SOLLUK

  1. [isim] Sol olma durumu
    • "Soluz dedim ama solluğu bir başka yönden kabullendim, siz acaba ne düşündünüz de solluğu bize layık gördünüz?" (Orhan Veli Kanık)

SUYOLU

  1. [isim] Sutaşı

KOLOİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Jelatin niteliğinde olan ve suda dağılmışı zarlardan geçmemekle billursulardan ayırt edilen maddelerin genel adı, billursu karşıtı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü