İçinde nd olan 6 harfli 81 kelime var. İçerisinde ND bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nd olan kelimeler listesine ya da Sonu nd ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VANDAL
- ...
- TUNDRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kutuplara yakın bölgelerin bitki örtüsü
-
Bu bitkilerle kaplı geniş alan, kutup bozkırı
-
[isim]
Kutuplara yakın bölgelerin bitki örtüsü
- PANDÜL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sarkaç
-
[isim]
Sarkaç
- DİNDAŞ
-
-
[isim]
Aynı dinden olan kimse
-
[isim]
Aynı dinden olan kimse
- UGANDA
- ...
- FONDAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçinde likör, tatlı veya hoş kokulu maddeler bulunan, ağızda kolayca eriyen bir tür şekerleme
- "Çilek, muz, menekşe kokulu fondanlar..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
İçinde likör, tatlı veya hoş kokulu maddeler bulunan, ağızda kolayca eriyen bir tür şekerleme
- DANDİK
-
-
[sıfat]
Düşük nitelikli
-
Düzmece
-
[sıfat]
Düşük nitelikli
- ONDÜLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Dalgalı, kıvrımlı, kıvrılmış
-
[sıfat]
Dalgalı, kıvrımlı, kıvrılmış
- LUANDA
- ...
- BENDEN
-
-
birisi tarafında olan (kimse)
- "Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben." (Ahmet Kutsi Tecer)
- "Benim diyen adam bu işi yapamaz."
-
birisi tarafında olan (kimse)
- CANDAN
-
-
[sıfat]
İçten, yürekten, gönülden, samimi
-
[zarf]
İçtenlikle, istekle, ilgiyle
- "Onlar da ilk defa candan alkışlamanın o güzel tadını tadıyorlardı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
İçten, yürekten, gönülden, samimi
- MANDAR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemilerde küçük makara
-
[isim]
Gemilerde küçük makara
- AJANDA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter, andaç
-
[isim]
Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter, andaç
- BUNDAN
-
-
bu nedenle
- "Bu ev geniştir."
- "Aradan otuz bu kadar yıl geçti."
- "Bu minval üzere uskumruyu bir hayli yumuşattıktan sonra..." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Cumhuriyetten bu yana."
-
bu nedenle
- KENDİR
-
-
[isim]
Kenevir
-
[sıfat]
Kenevirden yapılmış
-
[isim]
Kenevir
- MENDİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Burun ve ter silmekte, el ve yüz kurulamakta kullanılan küçük, kare biçiminde dokuma veya yumuşak, ince kâğıt
- "Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Pencereyi açıp gözünün önünde oyalı yeşil mendil mi atacağım Ferit'e?" (Necati Cumalı)
- "Mendil kadar olsun tarlamızı ayır/ Beni doyuracak ağacı göster." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Arabalar yaklaşıyor, mendil sallayalım mı?" (Aka Gündüz)
-
İçine bazı şeyler konulan dokuma, yağlık
- "Sabahleyin erkenden işine gider, akşamüstü elinde dolu mendiliyle evine dönerdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Burun ve ter silmekte, el ve yüz kurulamakta kullanılan küçük, kare biçiminde dokuma veya yumuşak, ince kâğıt
- EFENDİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan
- "Yeni ev, Rüstem Efendi'ye kiraya verildi." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Efendime söyleyeyim, sütlü bir mısır kebabı derken bir sivrisinek bulutudur havalanmış çeltik batağından." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse
- "Köylü memleketin efendisidir." (Atatürk)
-
Koca
- "Bizim efendi artık geceleri de eve gelmiyor." (Cahit Uçuk)
-
[ünlem]
Hizmetlilere seslenilirken kullanılan bir söz
-
[ünlem]
Erkekler için kullanılan bir seslenme sözü
- "Efendi! Allahın emriyle kızını bana ver." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Görgülü, nazik, kibar
-
Eğitim görmüş kişiler için özel adlardan sonra kullanılan unvan
-
[isim]
Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan
- ENDEKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İndeks
-
[isim]
İndeks
- KONDOM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Prezervatif
-
[isim]
Prezervatif
- GÜNDÜZ
-
-
[isim]
Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü, gece karşıtı
-
[zarf]
Gündüz vaktinde
- "Gündüz çalışmalı, gece uyumalı."
-
[isim]
Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü, gece karşıtı