İçinde mu olan 7 harfli 138 kelime var. İçerisinde MU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mu olan kelimeler listesine ya da Sonu mu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KOMUTAN
-
-
[isim]
Bir asker topluluğunun başı, kumandan, bey
- "Takım komutanı. Tümen komutanı. Ordu komutanı."
-
[isim]
Bir asker topluluğunun başı, kumandan, bey
- MUVAFIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Uygun
- "Böyle bir teklifi kabul etmek kolay ve muvafık değildir." (Atatürk)
- "Bu, saadet, hürriyet vaat eden düşman kumandanının karşısında inat etmeyi muvafık bulmadı." (Ömer Seyfettin)
- "Balkanlardan denizi seyretsek daha muvafık olur." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Uygun
- MUŞAMBA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir tarafına kauçuk veya yağlı boya sürülerek su geçirmeyecek duruma getirilen kalın bez
-
[sıfat]
Bu bezden yapılmış olan
- "Arabacı, yaylının muşamba perdelerini bağladı." (Halide Edip Adıvar)
-
Su geçirmeyecek biçimde yapılmış yağmurluk
-
Linolyum
-
[isim]
Bir tarafına kauçuk veya yağlı boya sürülerek su geçirmeyecek duruma getirilen kalın bez
- MUTERİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Karşı gelen, itiraz eden, itirazcı
-
İtiraz eden (kimse)
-
[sıfat]
Karşı gelen, itiraz eden, itirazcı
- MUADDEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Değiştirilmiş, değişikliğe uğramış, değişkin
-
[sıfat]
Değiştirilmiş, değişikliğe uğramış, değişkin
- MUHTEVA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin içindeki, içerik
- "Nesir olarak Naima Tarihi'ni hem muhteva hem ifade bakımından beğenirim." (Burhan Felek)
-
[isim]
Bir şeyin içindeki, içerik
- MUKABİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan
- "Düşmanlarla beraber Anadolu'da mukabil teşkilat yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş." (Atatürk)
-
Bir şeyin karşısında bulunan
-
[zarf]
Karşılık olarak
- "Bir iki iyi habere mukabil her gün nice kaza ve bela haberleri verir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
Rağmen
- "Annemi çok sevmesine mukabil, teyzemle arası bozuktu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan
- MUSALLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Beş vakit namazını sürekli olarak kılan
-
[sıfat]
Beş vakit namazını sürekli olarak kılan
- MUTLUCA
-
-
[sıfat]
Mutlu olmaya yakın
- "Fırtınalı yaşamının ender mutluca dönemlerinden birinde, aydınlık kafa ile aydınlık bir karar aldı." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Mutlu bir biçimde
-
[sıfat]
Mutlu olmaya yakın
- HAMURCU
-
-
[isim]
Fırında hamur yoğuran işçi, hamurkâr
-
[isim]
Fırında hamur yoğuran işçi, hamurkâr
- KAMUSAL
-
-
[sıfat]
Kamu ile ilgili
-
[sıfat]
Kamu ile ilgili
- MUKAVVA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalın karton
-
[isim]
Kalın karton
- YAMULMA
-
-
[isim]
Yamulmak işi
-
[isim]
Yamulmak işi
- ARMUTLU
- ...
- RUMUZLU
-
-
[sıfat]
Rumuzu olan
- "Hilmi Efendi bütün bu yarı rumuzlu sözlerden anlamıştı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Rumuzu olan
- MUAHEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Antlaşma
- "Osmanlılar 1681 muahedesiyle Moskova hükümdarının Çarlık unvanını ve Kudüs Ortodoks kilisesi üzerindeki himaye hakkını tanımışlardı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Antlaşma
- MUAYEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bayramlaşma, birbirinin bayramını kutlama
-
[isim]
Bayramlaşma, birbirinin bayramını kutlama
- MUZİPÇE
-
-
[zarf]
Muzibe yakışır biçimde, muzip gibi
-
[zarf]
Muzibe yakışır biçimde, muzip gibi
- SOMURMA
-
-
[isim]
Somurmak işi veya durumu
-
[isim]
Somurmak işi veya durumu
- MUAFLIK
-
-
[isim]
Muaf olma durumu
-
[isim]
Muaf olma durumu