İçinde mi olan 4 harfli 39 kelime var. İçerisinde Mİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mi olan kelimeler listesine ya da Sonu mi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
M İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İM, Mİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MİSK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Asya'nın yüksek dağlarında yaşayan bir tür erkek ceylanın karın derisi altındaki bir bezden çıkarılan güzel kokulu madde
-
Mis
-
[isim]
Asya'nın yüksek dağlarında yaşayan bir tür erkek ceylanın karın derisi altındaki bir bezden çıkarılan güzel kokulu madde
- MİZA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kumarda ortaya sürülen para
-
[isim]
Kumarda ortaya sürülen para
- İLMİ
- ...
- MİSO
-
Kelime Kökeni : Japonca
-
[isim]
Tuzlu ve zengin çeşnili bir tür tatlandırıcı
-
[isim]
Tuzlu ve zengin çeşnili bir tür tatlandırıcı
- AMİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse
- "Akıl öğrettiğim herif şimdi bana amir oldu." (Burhan Felek)
-
Satıcı veya ihracatçının gönderdiği malların bedelini almak üzere gerekli belgeleri göstererek bankaya başvuran kimse
-
[isim]
Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse
- CEMİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bütün, hep
-
[sıfat]
Bütün, hep
- İMİK
- ...
- EMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Güvenli
- "Gizli kitapları ve notları yok etmemiş yahut daha emin bir yere kaldırmamıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Onları kimsenin görmediğine emin olunca pervasız konuşmaya başladılar." (Mahmut Yesari)
-
Sakıncasız, emniyetli, tehlikesiz
- "Dağlar hiçbir zaman emin değildir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Şüphesi olmayan
- "Pek büyük bir serveti olduğundan emin idiler." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda bazı devlet görevlerindeki sorumlu kişi
- "Şehremini."
-
[sıfat]
Güvenli
- GEMİ
-
-
[isim]
Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine
- "Yük gemisi. Savaş gemisi."
- "O, gemisini kurtaran kaptandır, diye yaptığı alçaklıkla, namussuzlukla iftihar ediyor." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine
- MİHR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslüman bir erkeğin nikâh esnasında eşine vermeyi kabullendiği mal veya para
-
[isim]
Müslüman bir erkeğin nikâh esnasında eşine vermeyi kabullendiği mal veya para
- ÜMİT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Umma, beklenti, umut
- "Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım." (Aka Gündüz)
- "Hem ne güzeldi sesindeki yankı / Ben oraya ümitlerimi bağladımdı." (Behçet Necatigil)
- "... ve Cemil'in bu sözleri kalplerde hiç olmazsa yarın için biraz ümit bırakıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Geceyi oldukça rahat geçireceğinizi ümit ederim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Umma, beklenti, umut
- HAMİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Koruyucu
-
[isim]
Kayırıcı
-
Koruyucu
- MİDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında besinlerin sindirime hazır duruma getirildiği omurgasız hayvanlarda sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan parçası
- "Dibinde, kıyılmış kertenkele ve yılan parçaları varmış gibi midesini bulandırmıştı." (Peyami Safa)
- "Mebuslardan midesi ekşiyen birine bizmut, başı ağrıyan bir başkasına veronal verdim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Karın, karın bölgesi
-
Yemek yeme isteği
-
Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında besinlerin sindirime hazır duruma getirildiği omurgasız hayvanlarda sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan parçası
- KOMİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli
-
Lokantalarda garson yardımcısı
-
[isim]
Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli
- REMİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynan bir iskambil oyunu
-
[isim]
Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynan bir iskambil oyunu
- EMMİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Amca
- "Bir kız bana emmi dedi neyleyim." (Karacaoğlan)
-
[isim]
Amca
- MİRİ
- ...
- EMİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Buyruk, komut, talimat, ferman
- "Validen sert bir emir aldım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Eczaneye, doğru eczaneye, diye emir verdi." (Haldun Taner)
-
İstek
- "İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bu daireyi büro olarak onun emrine verdiler."
-
Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve karışık budanan bir tür üzüm
-
[isim]
Buyruk, komut, talimat, ferman
- AMİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Etken, etmen, sebep, faktör
- "Acaba bu cereyan ne gibi tarihî amillerin tesiriyle doğdu." (Fuat Köprülü)
-
[isim]
Etken, etmen, sebep, faktör
- AMİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Amonyağın hidrojeni yerine bir asit kökünün geçmesiyle oluşan birleşiklerin sınıf adı
-
[isim]
Amonyağın hidrojeni yerine bir asit kökünün geçmesiyle oluşan birleşiklerin sınıf adı