İçinde me olan 5 harfli 286 kelime var. İçerisinde ME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında me olan kelimeler listesine ya da Sonu me ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EM, ME

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇÖZME

  1. [isim] Çözmek işi
    • "Öncülüğünün bağlarını çözmeye çalışıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. El tezgâhlarında dokunan, genellikle yatak, yorgan çarşafı yapmakta kullanılan ince bez

ÜMMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hz. Muhammed'e inanarak, onun yaptıklarını ve söylediklerini uygulayarak çevresinde toplanan Müslümanların tümü
    • "Allah'ım, sen koru Muhammed ümmetini bu eşkıyanın zulmünden."

İKAME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yerine koyma, yerine kullanma
  2. Ayağa kaldırma, ayakta durdurma
    • "Nöbetçi ikame etmek."
  3. Dava açma
    • "Mahkeme bir Musevi'nin Ari ırka mensup biri aleyhine ikame ettiği davayı kabule yanaşmıyor." (Refik Halit Karay)
  4. [sıfat] Yerine konulan, yerine geçen

REMEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aruz ölçülerinden biri
  2. Klasik Türk müziğinde bir usul

MEYAN

  1. [isim] Meyan kökü

ÖTMEK

  1. [nsz] Kuş veya böcekler, değişik tonda ses çıkarmak
    • "Gelmiş o yaylanın baharı / öter bülbüller hoştur avazı." (Âşık Veysel)
  2. Herhangi bir nesne sürekli ses çıkarmak
  3. Üflemeli çalgıların sesi çıkmak
    • "Bu boru ötmüyor."
  4. Anlamsız, boş konuşmak
    • "Onlar saçma sapan ötüp dururken, ben içimden şöyle düşünüyordum." (Refik Halit Karay)
  5. Sarhoş kusmak

DERME

  1. [isim] Dermek işi
  2. Aynı türden bir araya getirilmiş şeylerin hepsi, koleksiyon

ERMEK

  1. [-e] Erişmek, kavuşmak
    • "Nereden geldiğini anlamadığı bir ataklığa ermişti." (Necati Cumalı)
  2. Yetişip dokunmak
    • "Eli tavana ermek."
  3. [nsz] Bitkiler veya bunların ürünleri olgunlaşmak
    • "Ekinler ermeden biçilmez."
  4. [nsz] Kendini Tanrı yoluna vermiş kimse insanüstü kutsal bir aşamaya erişmek

GÜLME

  1. [isim] Gülmek işi
  2. Kahkaha
    • "Leyla, çayırın öbür ucuna kaçarak içinden gelen gülmeleri bastırmaya çalışır." (Salâh Birsel)

MELEZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Değişik türden hayvan veya bitkiden üremiş (hayvan veya bitki), kırma, azma, metis
  2. Değişik ırkta ana babadan doğmuş olan (kimse)
    • "Melez bir insan ırkının karışımı, bu adama kuvvet vermiş." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Katışık, karışık
    • "Melez bir dil."

DENME

  1. [isim] Denmek, denilmek işi

MEMUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Umulan, düşünülen
    • "Bu hareketleri terbiyenizden hiç memul etmezdim." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

SÜZME

  1. [isim] Süzmek işi
  2. [sıfat] Süzülmüş olan, süzülerek elde edilen
    • "Süzme bal. Süzme yoğurt."
  3. [sıfat] Kötü, aşağılık, malın gözü (kimse)
  4. [sıfat] Katışıksız, saf
    • "Son derece zeki babalardan süzme salak oğulların çıktığı görülmüştü." (Atilla İlhan)

MELÜL
...
ÜTMEK

  1. [-i] Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek
  2. Taze buğday veya mısırı ateşe tutup pişirmek

MESAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir devlet büyüğünün, bir sorumlunun belirli bir olay veya durum dolayısıyla ilgililere gönderdiği bildiri
    • "Giderken ona bir mesaj bırakmamış, haber de vermemiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. İleti
    • "Kendisi ile bir mesaj yollamak istiyorum." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Yazı veya sözle anlatılması amaçlanan duygu, düşünce

MEYUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Üzgün
    • "Ağır ve meyus adımlarla yürüdü." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Müsteşar yanında böyle kalmak onu meyus ediyordu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bir ümidin çıkmaması, insanın ikinci defa meyus olması demektir." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Karamsar
    • "Odaya girince Remzi'yi şaşkın ve meyus bir hâlde gördüm." (Memduh Şevket Esendal)

ÜZMEK

  1. [-i] Üzüntü vermek
    • "Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak
    • "Odunlar eşeğin sırtını üzüyordu." (Halikarnas Balıkçısı)

GÖÇME

  1. [isim] Göçmek işi

İMAME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tespihlerin baş tarafına geçirilen uzunca parça

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü