İçinde m olan 4 harfli 315 kelime var. İçerisinde M harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında m harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu m harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İSİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ad
- "Ama siz ecnebiler ismi çıkmış yerlerden hoşlanırsınız." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Fabrika sahibinin ismini cismini aldı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kişi, insan
- "Biz eskidikçe yaşlarımız yirmiden yirmi bire, yirmi birden yirmi ikiye bastıkça yeni yüzler, yeni isimler katılıyor aramıza." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Ad
-
[isim]
Ad
- MALA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, üstten tahta saplı, duvarcı ve sıva aracı, sürgü
-
[isim]
Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, üstten tahta saplı, duvarcı ve sıva aracı, sürgü
- MÜZE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı
- "O devirlere ait yatağanlar, baltalar paslanmamış çelikleriyle müzelerimizdedir." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı
- ULAM
-
-
[isim]
Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin tümü, makule, zümre, grup, kategori
- "İnsan üstüne düşünenlerin hepsi, her iki ulamda da yetkinliğe az rastlandığı görüşünde birleşirler." (Azra Erhat)
-
Nesnel gerçekliğin ve bilginin en genel ve temel özelliklerini, ilişkilerini yansıtan temel kavramların her biri, nicelik, nitelik, bağıntı, makule, kategori
-
[isim]
Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin tümü, makule, zümre, grup, kategori
- MARS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tavlada oyunculardan birinin, karşı taraf pul toplamaya başlamadan bütün pullarını toplayıp oyunu bitirerek iki sayı kazanması
- "Terlikçi İhsan, üst üste iki düşeş atmakla marsı sağlamış gibiydi." (Haldun Taner)
- "İkinci oyunda beni mars etti, mantığımı ya da mantıksızlığımı kavramıştı çünkü." (Tomris Uyar)
-
[isim]
Tavlada oyunculardan birinin, karşı taraf pul toplamaya başlamadan bütün pullarını toplayıp oyunu bitirerek iki sayı kazanması
- MART
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Yılın otuz bir gün süren, üçüncü ayı
-
[isim]
Yılın otuz bir gün süren, üçüncü ayı
- RAMP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tiyatro sahnesinin önünde, ışık ve ışıldakların yerleştirildiği, izleyiciye en yakın yer
- "Yasak oyunum bu rejimde aklandı, Ulvi Uraz onu ramp ışığına çıkardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir tiyatro sahnesinin önünde, ışık ve ışıldakların yerleştirildiği, izleyiciye en yakın yer
- ENAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaratılmış bütün canlılar
-
Halk
-
[isim]
Yaratılmış bütün canlılar
- ZAMK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akasya, kitre, sütleğen vb. ağaçların kabuklarından sızarak donan, eriyiği yapıştırıcı olarak kullanılan, renksiz veya sarı kırmızımtırak renkte amorf madde
-
Bu maddenin yapıştırıcı olarak kullanılan eriyiği
-
[isim]
Akasya, kitre, sütleğen vb. ağaçların kabuklarından sızarak donan, eriyiği yapıştırıcı olarak kullanılan, renksiz veya sarı kırmızımtırak renkte amorf madde
- AŞIM
-
-
[isim]
Aşma işi
-
Erkek hayvanın dişisiyle çiftleşmesi
- "Hayvan aşım istasyonu."
-
[isim]
Aşma işi
- ERİM
-
-
[isim]
Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil
- "El erimi. Göz erimi."
-
[isim]
Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil
- MİNK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Vizon
-
[isim]
Vizon
- MARN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çok ince taneli kil minerallerinden ve kalsitin değişik oranlardaki karışımından oluşan tortul kayaç, pekmez toprağı
-
[isim]
Çok ince taneli kil minerallerinden ve kalsitin değişik oranlardaki karışımından oluşan tortul kayaç, pekmez toprağı
- MOLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yorgunluğu gidermek için duraklama
- "Köye gidinceye kadar iki yerde mola verdik."
- "Otobüs, yol üzerinde bir kasabanın çarşısında yarım saat mola vermişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Koyuverme
- "Halatı, mola ettiler."
-
Voleybol ve basketbolda takımların oyun içinde taktik alışverişleri yapmak için aldıkları dinlenme
-
[isim]
Yorgunluğu gidermek için duraklama
- DEME
-
-
[isim]
Demek işi
- "Tencere dibin kara hikâyesi, kimin kime ne demeye hakkı var?" (Haldun Taner)
- "Çağımızı kötülemek, bugün gerçek şair, eskisinden azdır demeye getirmek için mi söylüyorum bunları..." (Nurullah ataç)
- "İşimiz bitiyor demeye kalmadı, herkes ayağa kalktı."
- "Ne demek! "Dörde kadar evlenir erkek" demeye kalmadan başladı şirretliğe." (Mehmet Akif Ersoy)
-
Anlam
- "Bu söz ne demeye gelir?"
-
Halk edebiyatında şiir
-
Genellikle Alevi şairlerin tarikatlarıyla ilgili konuları işleyen şiirlerine, kendilerince verilen ad
-
Ağıt
-
Atasözü
-
[isim]
Demek işi
- ARMA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin sembolü olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun
-
Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı
-
[isim]
Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin sembolü olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun
- İMLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazım
- "İmla bahsi, yalnız bizde değil, Fransa'da dahi gariplikler uyandırmıştır." (Ahmet Rasim)
-
Doldurma, doldurulma
- "Tarihî inkılabımızın bir sahifesi, İkinci İnönü zaferiyle imla edildi." (Atatürk)
-
[isim]
Yazım
- İMHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ortadan kaldırma, yok etme
-
[isim]
Ortadan kaldırma, yok etme
- MOKA
-
-
[isim]
Çok kokulu bir tür kahve
-
Bu kahveden yapılan içecek
-
[isim]
Çok kokulu bir tür kahve
- HAMİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Koruyucu
-
[isim]
Kayırıcı
-
Koruyucu