İçinde kır olan 7 harfli 44 kelime var. İçerisinde KIR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kır olan kelimeler listesine ya da Sonu kır ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I K R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
IRK, KIR
2 Harfli Kelimeler
IR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞIKIRTI
-
-
[isim]
Şıkırdama sonucu çıkan ses
- "Birden denizin oradan, öteden, su şıkırtısına benzer bir ses çalınıyor kulağına." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Şıkırdama sonucu çıkan ses
- KIRMIZI
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Al, kızıl renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Siyah zülüflü, kırmızı dudaklı, altın ve mercan gerdanlı kadınlar." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Al, kızıl renk
- KIRKICI
-
-
[isim]
Davarların yün veya kıllarını kırkan kimse, kırkımcı
-
[isim]
Davarların yün veya kıllarını kırkan kimse, kırkımcı
- KIRKLIK
-
-
İçinde kırk tane bulunan
- "Kırklık paket."
-
Kırk yaş dolaylarında bulunan (kimse)
- "Yalnız yüzünün bir yanı muharebede yanmış kırklık bir memurun ne düşündüğünü anlamak kabil değildir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Kırk para
-
[isim]
Doğacak çocuk için hazırlanan bez veya giysi
-
İçinde kırk tane bulunan
- KIRILMA
-
-
[isim]
Kırılmak işi
-
Yürürken salınma, nazlı yürüyüş
-
Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen ışının doğrultusunu değiştirmesi
-
[isim]
Kırılmak işi
- KIRITMA
-
-
[isim]
Kırıtmak işi, cilve, işve
- "O kuruntularımız, o tafralarımız, o Ermeni gelini gibi kırıtmalarımız pek boşuna demektir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Kırıtmak işi, cilve, işve
- DAZKIRI
- ...
- KIRILIM
- ...
- HAYKIRI
-
-
[isim]
Bağırma
-
[isim]
Bağırma
- SAKIRGA
-
-
[isim]
Kene
-
[isim]
Kene
- KIRPMAK
-
-
[-i]
Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak
-
Göz kapaklarını açıp kapamak, kıpmak
- "Az lakırtı söyler, sık ve siyah kaşlarının altında asla kırpmadığı iri, parlak, sabit ve siyah gözlerini hep önüne dikerdi." (Ömer Seyfettin)
-
[-den]
Kesinti yapmak, tutumlu davranmak
- "Her hafta bu dergileri alabilmek için küçücük gündeliğimden bir parçasını, öğle yemeklerinden kırparak biriktiririm." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-i]
Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak
- TIKIRTI
-
-
[isim]
Tıkırdayan bir şeyin çıkardığı ses
- "Ansızın arkasında bir tıkırtı duydu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Tıkırdayan bir şeyin çıkardığı ses
- KIRIKÇI
-
-
[isim]
Çıkıkçı
-
[isim]
Çıkıkçı
- KIRLENT
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Çiçek veya yaprak işlemeli süs
-
İşlemeli veya işlemesiz bir tür küçük yastık
-
[isim]
Çiçek veya yaprak işlemeli süs
- LAKIRTI
-
-
[isim]
Söz, laf
- "Biz burada lakırtıya başlayalı iki dakika ya oldu ya olmadı." (Peyami Safa)
- "Sonra tahsisat yoktur, gelecek sene bütçesine para konulacak diye lakırtı çıkardılar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bir gün sinirli olur da ters bir lakırtı ederse ben susarım." (Memduh Şevket Esendal)
- "Birbirine lakırtı yetiştirmeye, cevap bulmaya çalışıyorlar ." (Memduh Şevket Esendal)
-
Boş söz, dedikodu, laf
- "Lakırtıdır o, aldırma!"
-
[isim]
Söz, laf
- İNKIRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Batma, dağılma, çöküş, yok olma, son bulma
- "Taksim, hicret ve inkırazla harp arasında bırakıldık." (Falih Rıfkı Atay)
- "O zaman da bozgun ve inkıraz geldi, çattı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Batma, dağılma, çöküş, yok olma, son bulma
- ŞAKIRTI
-
-
[isim]
Şakırdayan bir şeyin çıkardığı ses, şakır şakır ses çıkarma
- "Sokakta nal şakırtılarıyla bir araba durdu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Şakırdayan bir şeyin çıkardığı ses, şakır şakır ses çıkarma
- KIRINMA
-
-
[isim]
Kırınmak işi
-
[isim]
Kırınmak işi
- FIKIRTI
-
-
[isim]
Kaynayan suyun çıkardığı ses
-
Cilveleşme
- "Hani fiskoslar, gülüşmeler, fıkırtılar." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Kaynayan suyun çıkardığı ses
- KIRMALI
-
-
[sıfat]
Üstünde kırmaları bulunan (giysi), pilili
-
[sıfat]
Üstünde kırmaları bulunan (giysi), pilili