İçinde kın olan 8 harfli 34 kelime var. İçerisinde KIN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kın olan kelimeler listesine ya da Sonu kın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SAKINGAN

  1. [sıfat] Sakınarak davranan, ihtiyatlı, ihtiyatkâr

BASKINCI

  1. [isim] Baskın yapan kimse
    • "Baskıncılar bunları bir ahıra doldurup başlarına da birini dikmişler." (Memduh Şevket Esendal)

KINALAMA

  1. [isim] Kınalamak işi

KINAKINA

Kelime Kökeni : İspanyolca

  1. [isim] Kök boyasıgillerden, asıl yurdu Güney Amerika olan, Hindistan ve Endonezya'da da yetiştirilen, kabuğundan kinin çıkarılan bir ağaç (Cinchona)
  2. Bu bitkiden yapılan içecek
    • "Kınakına iştah açar."

YAKINLIK

  1. [isim] Yakın olma durumu
    • "Ayrı ayrı anlıyorum da aralarında ne yakınlık var, çıkaramadım." (Memduh Şevket Esendal)
    • "İkisi de birbirlerine yakınlık duyuyorlardı." (Refik Halit Karay)
    • "O, Türkiye'de üç yerden yakınlık gördü." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Ben merhumla yakınlık kurmuş bahtiyarlardan değilim." (Burhan Felek)
  2. Duygusal bağ veya akrabalık ilişkisi

ŞAŞKINCA

  1. Şaşkın bir biçimde

KIRKINCI

  1. [sıfat] Kırk sayısının sıra sıfatı, sırada otuz dokuzuncudan sonra gelen

KINLILIK
...
ZIPKINCI

  1. [isim] Zıpkınla balık avlayan kimse

AKINTILI

  1. [sıfat] Akıntısı olan
  2. Eğik, eğimli, meyilli

AŞKINLIK

  1. [isim] Aşkın olma durumu
    • "Cinsel aşkınlığa hiç olmazsa kâğıt üstünde yaklaşabiliyoruz." (Selim İleri)

TIKINMAK

  1. [nsz] Eline geçen yiyeceği oburca yemek
    • "Vebali boynuna, bunların karınlarına sığdırdıklarını bir insan tıkınamaz." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Yemek yemek

YAKINSAK

  1. [sıfat] Tek bir noktaya yöneltme niteliği taşıyan (mercek)

YAPYAKIN

  1. [zarf] Çok yakın
    • "Birimizin erişilmez uzaklarda gördüğünü öbürümüz yapyakın görüyor." (Reşat Nuri Güntekin)

KINDIRAÇ

  1. [isim] Oluk veya yiv açmaya yarayan araç

TAŞKINCA

  1. [sıfat] Biraz taşkın
  2. Taşkın, aşırı bir biçimde

BAKINCAK

  1. [isim] Nişangâh

ÇAPKINCA

  1. [zarf] Çapkın bir biçimde
    • "Bana azıcık çapkınca göründü, söyle yola gelsin." (Mahmut Yesari)

SARKINTI

  1. [isim] Aşağı doğru uzanan, sarkan şey
    • "... kayışı siyaha yakın koyu lacivertti. Gümüşten üç büyük sarkıntısı vardı." (Ömer Seyfettin)
  2. Sataşma, takılma

HAKKINDA

  1. [zarf] İlgili olarak, üzerine
    • "Kocasının sağlığı hakkında bilgi istiyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü