İçinde kın olan 7 harfli 36 kelime var. İçerisinde KIN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kın olan kelimeler listesine ya da Sonu kın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SIKINMA

  1. [isim] Sıkınmak işi

KINASIZ

  1. [sıfat] Kına ile boyanmamış
    • "Ellerinin ve ayaklarının parmaklarını kınasız bırakmazlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)

KINDIRA

  1. [isim] Sulak yerlerde yetişen, ince uzun yapraklarının kenarları keskin, koyu renkli bir tür çayır otu

KAKINTI

  1. [isim] Sözü dinlenmeyen, rezil, itilip kakılan kimse

YAKINIŞ

  1. [isim] Yakınma işi veya biçimi

BAKINIŞ

  1. [isim] Bakınma işi veya biçimi

SIKINTI

  1. [isim] İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
    • "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." (Peyami Safa)
    • "İki ateş arasında epeyce sıkıntı çektik." (Aka Gündüz)
    • "Bir derdi, bir sıkıntısı olup da öyle susup durduğu akşamlar bile yanında bulunmaktan hoşlanıyoruz." (Nurullah ataç)
  2. Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, meşakkat, mihnet
    • "Sıkıntı ve ıstırapla sağa sola döndüm." (Aka Gündüz)
  3. Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı
    • "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Bulunmama durumu
    • "Bu kış yine, kok kömürü sıkıntısı baş gösterecekmiş." (Haldun Taner)
  5. Sorun, problem, mesele
    • "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." (Burhan Felek)

TIKINIŞ
...
TIKINMA

  1. [isim] Tıkınmak işi

BAKINMA

  1. [isim] Bakınmak işi

SAKINTI

  1. [isim] Sıkıntıya yol açabilecek durumlara karşı alınan önlem, ihtiyat

KINACIK

  1. [isim] Buğday pası mantarının, tahıl bitkilerinin sap ve yapraklarında oluşturduğu pas rengindeki hastalık

BAKINTI

  1. [isim] Temel gereksinimleri karşılama
    • "Üç yaşına kadar valideler çocuklarına pek az bir şey öğretebilecek veyahut hemen hiçbir şey öğretemeyecek, yalnız bir bakıntıdan ibaret bulunan hizmetlerinde bile..." (Ahmet Mithat)

ALIŞKIN

  1. [sıfat] Bir şeye veya bir şey yapmaya alışmış olan, alışkan, alışmış
    • "Hayatın alışkın olduğumuz birçok gündelik hâlleri beklenmedik nice zevklere bürünürdü." (Abdülhak Şinasi Hisar)

TAKINAK

  1. [isim] Bilince takılarak korku ve bunalım yaratan, kişinin çabalarına karşın kurtulamadığı düşünce

BAKINDI

  1. [ünlem] "Bak hele, olacak şey mi?" anlamlarında şaşma bildiren bir söz

ÇAKINTI

  1. [isim] Şimşek çakması, parlaması
    • "Alanları düşüncenin çakıntılarıyla aydınlanan kent / Genişletti varoşlarını genç ordularıyla eylemin." (Turan Oflazoğlu)
  2. Ani buluş, düşünce, beklenmeyen söz veya davranış
    • "Sarhoşun bazı sevimli buluşları, delinin beklenmedik çakıntıları olabilir." (Haldun Taner)

YIKINTI

  1. [isim] Yıkılma, yıkım, mahvolma
  2. Yıkılan bir şeyin parçaları, kalıntıları, enkaz
    • "Ateşoğlu'nun evinin biraz ötesinde bir ev yıkıntısı keşfettim." (Halikarnas Balıkçısı)
  3. Ruhsal bakımdan yıkılma, yıkım, mahvolma

KINAYIŞ

  1. [isim] Kınama işi veya biçimi

KINANMA

  1. [isim] Kınanmak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü