İçinde kı olan 8 harfli 277 kelime var. İçerisinde KI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kı olan kelimeler listesine ya da Sonu kı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIRINMAK
-
-
[nsz]
Yürürken salınmak
-
Oynamak, raksetmek
-
[nsz]
Yürürken salınmak
- YAKIŞMAK
-
-
[nsz]
Güzel durmak, iyi gitmek, yaraşmak, uygun gelmek
- "Önden yandan nasıl durduğunu, yakışıp yakışmadığını gözden geçirecek." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Uygun olmak, iyi karşılanmak, münasip olmak
- "Öyle şey küçüklerin ağzına yakışmaz." (Burhan Felek)
-
[nsz]
Güzel durmak, iyi gitmek, yaraşmak, uygun gelmek
- KILDIRIŞ
- ...
- KALKIŞMA
-
-
[isim]
Kalkışmak işi
-
İsyan, ayaklanma, kıyam
-
[isim]
Kalkışmak işi
- KIVRILIŞ
-
-
[isim]
Kıvrılma işi veya biçimi
-
[isim]
Kıvrılma işi veya biçimi
- TAKILGAN
-
-
[sıfat]
İnsanı, şaka yollu üzecek veya uğraştıracak davranışlarda bulunmayı huy edinmiş olan, muzip
-
[sıfat]
İnsanı, şaka yollu üzecek veya uğraştıracak davranışlarda bulunmayı huy edinmiş olan, muzip
- KALKINIŞ
-
-
[isim]
Kalkınma işi veya biçimi
-
[isim]
Kalkınma işi veya biçimi
- TAKILMAK
-
-
[nsz]
Takma işi yapılmak
- "Kendisine bu ad takılmış, takıldığı gibi de kalmıştır." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Denge bozulacak bir biçimde bir yere dokunup aksaklık ortaya çıkmak
- "Önünü çok iyi göremeyen hayvanın ayağı bir taşa takıldı." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Bekçi çekildi gitti. Fakat çocuğun gözleri pencereye takılıp kalmıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
[-e]
Bir yerde bir süre kalmak
- "İğne bir müddetten beri plağın bozuk yerine takılmış, ha babam ha, bir melodiyi tekrar edip duruyordu." (Haldun Taner)
-
[-e]
Olumsuz veya aksayan, eksik bir yanını görerek üstünde durmak
- "Son günlerde bir de usta sözüne takılır oldum." (Nezihe Meriç)
-
Kızdırmak, üzmek, şaşırtmak amacıyla şaka yollu konuşmak
- "İstasyon memuru onun şehre seyrek indiğini bildiğinden her seferinde takılır." (Haldun Taner)
-
Karşı cins ile ilişki kurmayı veya arkadaş olmayı istemek
-
[nsz]
Takma işi yapılmak
- KIZILŞAP
-
-
[isim]
Açık eflatun renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Açık eflatun renk
- TAKIKLIK
- ...
- TIKILMAK
-
-
[nsz]
Tıkma işi yapılmak
- "Bütün vücudu sanki ziftten bir kılıf içine tıkılmış gibi idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Dar, sıkıntılı bir yerde bulunmak, sıkışmak
- "Mecliste altmış kişi bir odaya tıkıldık." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Tutukevine konmak
- "Dama tıkıldım ama temyizde beraat ettim." (Aka Gündüz)
-
[nsz]
Tıkma işi yapılmak
- BASKINCI
-
-
[isim]
Baskın yapan kimse
- "Baskıncılar bunları bir ahıra doldurup başlarına da birini dikmişler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Baskın yapan kimse
- KINLILIK
- ...
- KAKILMAK
-
-
[-e]
Kakma işi yapılmak
- "Dedeye -yeni şakirdiniz efendim- diyerek çekilip gidince kız odanın ortasında kakılıp kaldı." (Halide Edip Adıvar)
-
[-e]
Kakma işi yapılmak
- KITLAMAK
-
-
[-i]
Isırmak
-
İncitmek
-
[-i]
Isırmak
- SIKILGAN
-
-
[sıfat]
Kendinde gereken güven ve cesareti bulamayan, utangaç, çekingen
- "Eski mahcup, sıkılgan Hüsam Efendi, şimdi çaçaron bir şey olmuştu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Kendinde gereken güven ve cesareti bulamayan, utangaç, çekingen
- YELKIRAN
-
-
[isim]
Yelkesen
-
[isim]
Yelkesen
- ÇAPKIMAK
-
-
[-i]
Enini boyunu ölçmek, çaplamak
-
[-i]
Enini boyunu ölçmek, çaplamak
- KIĞILAMA
-
-
[isim]
Kığılamak işi
-
[isim]
Kığılamak işi
- KIZILÇAM
-
-
[isim]
Uzun boylu bir çam türü
-
Bir tür orman ağacı
-
[isim]
Uzun boylu bir çam türü