İçinde ks olan 6 harfli 68 kelime var. İçerisinde KS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ks olan kelimeler listesine ya da Sonu ks ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SEKSEN

  1. [isim] Yetmiş dokuzdan sonra gelen sayının adı
    • "Ama şimdi, bir çift lastik için seksen kapının ipini çekiyoruz." (Reşat Enis)
  2. Bu sayıyı gösteren 80, LXXX rakamlarının adı
  3. [sıfat] Sekiz kere on, yetmiş dokuzdan bir artık

SFENKS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yunan mitolojisinde, geçen yolculara birtakım bilmeceler sorarak bilemeyenleri yuttuğuna inanılan efsanevi yaratık
  2. Mısır'da eski Mısırlılar çağından kalma kadın başlı, aslan vücutlu heykel
    • "Suat, bir sfenks sessizliğiyle her şeyden uzak yaşamayı yeğler görünmektedir." (Atilla İlhan)

AŞKSIZ
...
TAKSİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Parçalara bölme, bölüştürme
    • "Bu antlaşmalar, Osmanlı Devleti'nin taksimini öngörüyordu." (Atilla İlhan)
  2. Bölme
  3. Klasik Türk müziğinde faslın başında ve ortasında çalgıcının içinden geldiği biçimde yaptığı müzik
    • "Davullar çalarken, kemanlar taksim yapıyor, kanunlar derin bir ezgi ile titreşirken bando coşuyor." (Aka Gündüz)

YOKSUZ

  1. [sıfat] Yoksul
  2. Yok olmuş, yok olan, bulunmayan

ERİKSİ

  1. [sıfat] Eriği andıran, eriğe benzeyen, erik gibi

EKSERİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Genellikle
    • "Ekseri kocaya varmamış kızlarda olduğu gibi Gülsen'de de tatsız bir bedbahtlık vardır." (Reşat Nuri Güntekin)

ÖKSEME

  1. [isim] Öksemek durumu

YÜKSEK

  1. [sıfat] Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
    • "... mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı." (Ömer Seyfettin)
    • "Karşımdakilerin içtimai mevkileri ne kadar yüksek olursa ben o kadar yüksekten alırım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "O kadar nefret ettiğim İsmail, kim bilir bana ne yüksekten bakacak." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Bekçi, onlardan cesaret almış gibi şimdi daha yüksekten konuşuyordu." (Haldun Taner)
  2. Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan
    • "İri kanatları ile bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor." (Haldun Taner)
  3. Güçlü, etkili, şiddetli
    • "Yüksek basınç. Yüksek gerilim."
    • "Güya bütün memleket arkamızda imiş gibi yüksek perdeden konuşmaya başlamıştık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Derece veya makamı bakımından üstün
    • "Yüksek kurul."
  5. Normal değerlerin üstünde olan, çok
    • "Türk milletinin karakteri yüksektir." (Atatürk)
  6. Erdemli, faziletli
    • "Yüksek duygu."
  7. Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan
    • "Yüksek sosyete."
  8. [isim] Yukarıda, üst tarafta olan yer
    • "Yüksekten avluya açılmış iki pencereden aydınlık alıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  9. [zarf] Büyük para ile
    • "Yüksek oynamak."

AKSUNA

  1. [isim] Basınçlanma

YÜKSÜK

  1. [isim] Dikiş dikerken, iğnenin batmasını önlemek için parmak ucuna takılan kesik koni biçiminde gereç
  2. Köklerin ucunda bulunan ve kökün üretken dokusunu korumaya yarayan oluşum, kalensöve

TELEKS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Telsiz ve telem araçlarına uzaktan haber yazdırma düzeni

BOKSÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boks yapan kimse, yumruk oyuncusu

OKSİDE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] "Paslanma" anlamındaki okside olmak ve"paslandırmak" anlamındaki okside etmek birleşik fiillerinde geçen bir söz

PİKSEL
...
KÖKSÜZ

  1. [sıfat] Kökü olmayan
  2. Temeli, dayanağı veya aslı olmayan
    • "Açık seçik bilgilere dayanmayan bir memleket sevgisinin ne kadar köksüz, ne kadar verimsiz olduğunu acı acı düşündüm." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

İPEKSİ
...
AKSEKİ
...
İBİKSİ

  1. [sıfat] İbiği andıran, ibiğe benzeyen, ibik gibi

EKSTRA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] En iyi, üstün nitelikli
    • "Ekstra un."
  2. [zarf] Fazladan, alışılan ve gerekenden başka, ek olarak
    • "Ekstra yatak ücreti almadılar."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü