İçinde ko olan 6 harfli 148 kelime var. İçerisinde KO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ko olan kelimeler listesine ya da Sonu ko ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

K O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

OK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GLOKOM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Karasu

KOLTUK

  1. [isim] Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer
    • "Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı." (Halide Edip Adıvar)
    • "Nihayet sonbaharın yağmurlu, serin bir günü koltuğa giriyorum." (Ömer Seyfettin)
    • "Ercüment, memurluk hayatında her oturduğu koltuğu doldurmuş..." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Ben de aç duracak değilim ya! Bizim orada senin gibi bir ağa yok ki koltuğunun altına sığınalım." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye
    • "Ta yan beline kadar gömüldüğü koltuğunun içinden ileriye doğru uzandı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni
    • "Babamız, annemizi gelin geldiği ilk gün şu merdivenin alt başında karşılamış, 'koltuk' yapılmıştı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  4. Yapıcılıkta yan destek
  5. Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip
  6. Koltuklama veya koltuklanma
    • "O koltuktan hoşlanmaz."
  7. Kayırma, destek
    • "Dayısının koltuğunda sırtı yere gelmez."
  8. Yüksek mevki, makam
    • "Koltuk kavgası."
  9. Genelev
    • "Burası Mesut Bey adında bir herifin koltuğudur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  10. Mısır ve buğday fidesinin yanlarından çıkan filizler
  11. Kenar, tenha yer

ROKOKO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] XVIII. yüzyılın başında Fransa'da çok geçerli olan, kavisli çizgileri bol, gösterişli bir bezeme üslubu
  2. [sıfat] Bu üslupta olan
    • "Rokoko mobilya."

KOLLUK

  1. [isim] Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet
    • "Frenk gömleğinde, bazen bileklerinden ellerinin üstüne düşen yuvarlak, katı, kolalı kollukları vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. İş yaparken giysiyi korumak için bilekten dirseğe kadar kola geçirilen, genellikle koyu renkli kumaştan dikilmiş parça
    • "Ellerini kolluklarından sıyırıp çekmekte bir zorluğa uğramıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Kollara takılan ve dikkati çekmesi istenen görevlilerin kimliklerini gösteren şerit

KOMİTE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Alt kurul
    • "Ders saatleri dışında kalan bütün zamanlarım komite işlerine verilmişti." (Reşat Nuri Güntekin)

KORSAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Küçük, kısa korse
    • "İnce belini önden bağcıklarla bağlanmış bir korsaj sıkmıştı." (Nazlı Eray)

BEYKOZ
...
GLİKOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çok dayanıklı filmlerin ve bazı sentetik kumaşların yapımında kullanılan, birleşiminde iki alkol grubu bulunan madde, dialkol (CH2 OH-CH2 OH)

KOMUTA

  1. [isim] Askerî birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, kumanda

KOYGUN

  1. [sıfat] Dokunaklı, etkili, içli, acıklı

KONSOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Duvar kenarına yerleştirilen, üstüne ayna ve başka süs eşyası konulan, çekmeceli mobilya
    • "Mektupları götürmüş konsolun üzerine koyuyordu." (Tarık Buğra)
  2. Yalnız bir yanındaki dayanak tarafından taşınan, diğer bölümleri boşlukta olan yatay yapı ögesi
    • "Konsol kiriş."

KOLÇAK

  1. [isim] Yalnız başparmağı ayrı, diğer dört parmağı bir örülmüş yün eldiven
  2. Koltuk veya iskemlenin kol konacak parçası
    • "Pencerenin karşısında, kolçaklarından biri kopuk, sallanan iskemleye oturmuş, iki eliyle sağlam kolçağa sıkı sıkı sarılmıştı." (Ayla Kutlu)
  3. Ceket veya gömlek kollarının kirlenmesine engel olmak için bilekten dirseğe kadar geçirilen eğreti kolluk
  4. Kola geçirilen işaretli bağ, pazubent
    • "Kızılay kolçağı."
  5. Zırhın kola geçirilen parçası

KOVMAK

  1. [-i] Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek
    • "Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak
  3. İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak
  4. Varlığına son vermek, ortadan kaldırmak
  5. Gözetmek
    • "Sıra, saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler, Türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar, onu küçük düşürmeye çalışır." (Memduh Şevket Esendal)

KOSTER

  1. [isim] Kıyı limanları arasında seferler yapmak üzere inşa edilmiş ve donatılmış küçük yük gemisi

KOKONA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Hristiyan kadını
  2. Süsüne düşkün kadın

İSKOTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yelkenleri açmak ve tutmak için alt köşelerine bağlanan halat, zincir ve palangadan oluşan donanım
    • "Suların kaburgalarındaki serinliği / iskotada uğuldayan rüzgâr." (Orhan Veli Kanık)

KOVBOY

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Amerika'da sığır çobanı
    • "Kovboy bozuntusu yahut gangster torunu birkaç sivri akıllıdır onlar." (Refik Halit Karay)
  2. Gangsterliğe özenen kimse

KOZALI

  1. [sıfat] Kozası olan

ŞOKOLA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çikolata, şeker, su veya sütle yapılan sıcak içecek

KORNET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Pistonlu orkestra çalgısı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü