İçinde ko olan 4 harfli 31 kelime var. İçerisinde KO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ko olan kelimeler listesine ya da Sonu ko ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

K O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

OK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KORT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Tenis oynanan alan, tenis kortu
    • "Otelin tenis kortunu geçtik." (Hüseyin Cahit Yalçın)

PİKO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kimi örtülerin veya çamaşırların kenarına makineyle yapılan bir tür süs

KOVA

  1. [isim] Genellikle su ve sulu şeyler taşımaya, kuyudan veya denizden su çekmeye yarayan üstünden kulplu kap
    • "Suyu Pire Mahmut bir kovayla getirip kaptanın başından aşağı boşaltıyor." (Zeyyat Selimoğlu)
  2. [sıfat] Futbolda çok gol yiyen (kaleci veya takım)

KOMİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli
  2. Lokantalarda garson yardımcısı

KOKA

Kelime Kökeni : İspanyolca

  1. [isim] İki çeneklilerden, çiçekleri küçük ve sarımtırak, zeytine benzer meyvesi kırmızı renkte olan, yapraklarından kokain çıkarılan, en çok Peru'da yetişen bir bitki (Erytrroxylon coca)
  2. Bu bitkinin yapraklarından çıkarılan madde

KOLİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Posta paketi
  2. İçinde türlü eşya bulunan çeşitli büyüklükte paket

SAKO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Paltoya benzer bir tür üstlük
    • "Hava sıcak, arkasındaki uzunca sako omuzlarından sarkıyor, fesi terden yapışıyor ancak aldırmıyor, yürüyordu." (Memduh Şevket Esendal)

KOYU

  1. [sıfat] Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı
    • "Koyu pekmez. Koyu süt."
  2. Rengi açık olmayan, daha belirgin, açık karşıtı
    • "Oturduğu yerden Boğaziçi'nin koyu mavi gecesinde bir balıkçı kayığı kayıp gidiyordu." (Halide Edip Adıvar)
  3. Yazı karakterinin daha belirgin olarak yazılmış biçimi
  4. Aşırı (davranış, düşünce vb.)
    • "Daha eski zamanda koyu bir Türkçe taraftarıymış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  5. Derin, hararetli
    • "Koyu bir sohbet."

AKOR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Üç veya daha çok sesin bir arada tınlaması

KOTA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir ülkede ithal edilecek malların çeşitlerini, oranlarını veya miktarlarını gösteren liste
  2. Bir ülkede ithal edilecek mallar için getirilen sınırlama
  3. Kuruluşlarda veya derneklerde bir gruba tanınan kontenjan sayısı
  4. Bazı ülkelerde, sinemalarda belirli bir süre oynatılması zorunlu olan yerli film sayısının yabancı filmlere oranı

KOÇU

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Süslü bir çeşit gezme arabası
  2. Direkler üzerine, yüksekte kurulmuş zahire ambarı

KORO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Tek veya çok sesli olarak yazılmış bir müzik eserini uygulamak için bir araya gelen topluluk
    • "Her halkevinde müzik öğretmenlerinin kurduğu korolar vardı." (Necati Cumalı)

EKOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir bilim ve sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım, okul
    • "Bizim ekolü biraz tetkik etmiş olsaydınız, daha rahat anlaşırdık." (Peyami Safa)

İKON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ortodokslarda İsa, Meryem veya ermişlerin tahta üzerine mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılmış dinî içerikli resimler

KOLA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
  2. Kâğıt veya bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı
  3. Kolalama
    • "Zaten bu devirde kola, ütü bir evin baş işlerindendir." (Refik Halit Karay)

KOŞU

  1. [isim] Koşarak yapılan yarış
    • "Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. At yarışı
    • "Koşuların sonuçlarından başka bir şey düşünmesini engelleyen bir hastalığa dönüşmüş." (Necati Cumalı)

KOŞA

  1. [sıfat] Çift, eş, ikiz
    • "Koşa badem sığmayan dar ağızlım." (Dede Korkut)
  2. [zarf] Hep birlikte

KOCA

  1. [isim] Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç
    • "Koca işinden çıktıktan sonra, borç boğazı aştı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Üstelik kadının adı da çıktı, bir daha koca bulamadı." (Refik Halit Karay)
    • "Harfleri okuyup yazamadan, on üçümde kocaya gidecektim." (Ayşe Kulin)
    • "Büyük kızı kocaya kaçtığı zaman küçükleri on iki dönüm tarlanın hakkından gelecek kadar yetişkindiler." (Necati Cumalı)

KOMA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bazı hastalıklar sırasında görülen anlama, duyma ve hareketin büsbütün veya az çok kaybolmasıyla beliren derin dalgınlık durumu

KOKU

  1. [isim] Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu
    • "Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bir yerden kokusu çıkarsa baban vasıtasıyla önlemek isteyecekler." (Sabahattin Ali)
    • "O yokken anası tarafından gönderildiğine şüphe olmayan bütün bu şeylere anasının kokusu sinmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Yaz yağmuru yağdığı vakit burada toprağın güzel kokusunu duymak mümkündür." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Güzel kokmak için sürülen esans
    • "Koku sürünmek."
    • "Yılların gazetecisisin oğlum, iyi haberin kokusunu kilometrelerce uzaktan alırsın." (Ahmet Ümit)
  3. Belirti, işaret
    • "Ortalıkta bir savaş kokusu var."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü