İçinde kap olan 8 harfli 39 kelime var. İçerisinde KAP bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kap olan kelimeler listesine ya da Sonu kap ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K P Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAP, PAK
2 Harfli Kelimeler
AK, PA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAPANMAK
-
-
[nsz]
Kapalı duruma gelmek
- "Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-e]
Dışarı ile ilişiğini kesmek
- "Rahatça çalışmak istediğim zamanlar buraya kapanırım ve kimse girmesin diye bazen içeriden de kapıyı kilitlerim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Çalışamaz, etkinliğini sürdüremez duruma getirilmek
- "Manzumem çıkmadı ve Rübap kapandı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Son verilmek, kesilmek
- "Arif sustu. Hacı Bey de üstelemedi. Söz de burada kapanmış oldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Yüzü, gövdesi bir yere gelecek biçimde eğilmek
- "Secdeye hamt için değil, güya utandıklarından kapandılar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Tatile girmek
- "Okullar kapandı."
-
Yara iyileşmek
-
Göz kör olmak
- "Kazadan sonra bir gözü kapandı."
-
Hava bulutlanmak
-
[nsz]
Kapalı duruma gelmek
- KAPSAMAK
-
-
[-i]
İçine almak, sınırları içine almak, şamil olmak
-
[-i]
İçine almak, sınırları içine almak, şamil olmak
- KAPATMAK
-
-
[-i]
Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek
- "Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar." (Haldun Taner)
-
[-e]
Kapamak
- "Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir kadınla nikâhsız yaşamak
-
[nsz]
Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek
- "Gazete kapatmak."
-
Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek
- "Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış." (Halide Edip Adıvar)
-
Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek
- "Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu." (Çetin Altan)
-
[-i]
Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek
- KAPIKULE
-
-
[isim]
Eski kale ve saraylarda iki yanında korunma kuleleri bulunan anıtsal kapı
-
[isim]
Eski kale ve saraylarda iki yanında korunma kuleleri bulunan anıtsal kapı
- KAPSAMLI
-
-
[sıfat]
Kapsamı olan
-
Kapsamı geniş olan, şümullü
-
[sıfat]
Kapsamı olan
- KAPSATMA
- ...
- KAPAKÇIK
-
-
[isim]
Küçük kapak
-
Yürekte ve damarlarda kanın veya başka sıvıların geri dönmesini önleyen supap durumunda küçük kapak
-
[isim]
Küçük kapak
- KAPTIRIŞ
- ...
- HANDİKAP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
At yarışlarında binicilerle eyerin toplam ağırlığının, atların koşuyu kazanma şansını etkileyecek biçimde ayarlanması
-
[isim]
Engel
- "Esaslı dokümantasyona ve teknik hünerlere karşın, en büyük handikapları, bu yaşanmışlık sıcaklığından yoksun oluşları idi." (Haldun Taner)
-
At yarışlarında binicilerle eyerin toplam ağırlığının, atların koşuyu kazanma şansını etkileyecek biçimde ayarlanması
- KAPÇIKLI
-
-
[sıfat]
Kapçığı olan
- "Kapçıklı tohum."
-
[sıfat]
Kapçığı olan
- KAPRİÇYO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Çalgı veya ses için bestelenmiş, serbest biçimde parça
- "İtalyan kapriçyosu."
-
[isim]
Çalgı veya ses için bestelenmiş, serbest biçimde parça
- KAPILMAK
-
-
Kapma işine konu olmak
- "Bir ara korkuya kapıldım." (Refik Halit Karay)
-
Sürüklenmek
- "Aralarından biri akıntıya kapıldığı zaman ötekiler var kuvvetleriyle dayanarak onu geri çekiyorlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Birine güvenip boş bulunarak aldanmak
- "Ben onun sözlerine kapıldım."
-
Bir kimseye tutulmak, bağlanmak, aşırı sevgi duymak
- "Kızın güzelliğine kapılarak evlenme teklif etti."
-
Bir şeyin veya kimsenin güçlü etkisinde kalmak
- "Bu iki şiiri övenler onların kalıbından gelen ucuz bir güzelliğe kapılırlar." (Salâh Birsel)
-
Kapma işine konu olmak
- KAPASİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir şeyi içine alma, sığdırma sınırı, kapsama gücü
-
Bir işletmenin üretim miktarı
-
Bir kondansatörün elektrik yığma sınırı, sığa
-
Anlama, kavrama yeteneği
-
[isim]
Bir şeyi içine alma, sığdırma sınırı, kapsama gücü
- KAPAKSIZ
-
-
[sıfat]
Kapağı olmayan
-
Görgüsüz, terbiyesiz
-
[sıfat]
Kapağı olmayan
- KAPANİÇE
-
-
[isim]
Padişah ve yüksek rütbeli din ve devlet görevlilerinin giydiği kolsuz, geniş yakalı kürk
-
[isim]
Padişah ve yüksek rütbeli din ve devlet görevlilerinin giydiği kolsuz, geniş yakalı kürk
- KAPLANIŞ
-
-
[isim]
Kaplanma işi veya biçimi
-
[isim]
Kaplanma işi veya biçimi
- KAPSAYIŞ
- ...
- KAPRİSLİ
-
-
[sıfat]
Kaprisi olan
- "İnsanı en çok yıpratıp çürüten kadınlar en kaprisli kadınlar oluyor." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Kaprisi olan
- KAPORALI
-
-
[sıfat]
Güvenmeliği olan
-
[sıfat]
Güvenmeliği olan
- KAPLAMLI
-
-
[sıfat]
Birçok şeyi kaplamı içine alan
-
[sıfat]
Birçok şeyi kaplamı içine alan