İçinde ir olan 5 harfli 168 kelime var. İçerisinde İR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ir olan kelimeler listesine ya da Sonu ir ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KADİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değer, kıymet, itibar
- "Hakikaten, insan sevdiklerinin kadrini yokluklarında anlıyor." (Peyami Safa)
- "Onun kadrini iyi bilenler de var." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Bir yıldızın parlaklık bakımından bulunduğu basamak
- "Birinci kadirde on dokuz, ikincide elli yedi, üçüncüde yüz yetmiş dört yıldız bulunur."
-
[isim]
Değer, kıymet, itibar
- CEVİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eziyet, cefa, üzgü
- "Kendi kafamın cevrinden kurtulmak için de geldim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Eziyet, cefa, üzgü
- CEBİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zor, zorlayış
-
[isim]
Zor, zorlayış
- İRKME
-
-
[isim]
İrkmek işi veya durumu
-
[isim]
İrkmek işi veya durumu
- MİRZA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bazı Türk topluluklarında ve İran'da kullanılan bir soyluluk sanı
-
[isim]
Bazı Türk topluluklarında ve İran'da kullanılan bir soyluluk sanı
- BİRUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm
-
[isim]
Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm
- FİRAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayrılış, ayrılık
-
[isim]
Ayrılış, ayrılık
- VEZİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlılarda devletin bakanlık, valilik gibi yüksek görevlerinde bulunan ve paşa unvanını taşıyan kimse
-
Satrançta, her yöne gidebilen, önemce ikinci sırada gelen taş, ferz
- "Çok güzel. Şimdi ben veziri iki tane ilerletiyorum. Ne yaparsınız." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Osmanlılarda devletin bakanlık, valilik gibi yüksek görevlerinde bulunan ve paşa unvanını taşıyan kimse
- KİRİL
- ...
- TETİR
-
-
[isim]
Cevizin yeşil kabuğu ve yaprağı
-
Yeşil ceviz kabuğu, nar vb. bitkilerin bıraktığı kalıcı boya lekesi
-
[isim]
Cevizin yeşil kabuğu ve yaprağı
- ZEHİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Organizmaya girdiğinde kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde, ağı, sem
- "Evvela bir yumruk vurdu sersemledim, sonra ağzıma bilmediğim bir zehir tıktı, işte bu zehirle bayıldım." (Falih Rıfkı Atay)
- "Bunlar, etraflarına mütemadiyen zehir saçmakta ve kendi kuruntularını ancak birtakım garip snopluklarla avutmaya çalışmaktadırlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Büyük üzüntü, acı, keder, sıkıntı
- "Dünya ile küsmüş, içi zehir dolu olarak yaşamıştı bütün gençliğini." (Necati Cumalı)
- "İçimde elim bir boşluk, aşk ve hayat ortasında derin bir yalnızlık hissiyle bütün uykum acı ve zehir kesildi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Organizmaya girdiğinde kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde, ağı, sem
- KİRİŞ
-
-
[isim]
Bazı telli müzik araçlarında kullanılan, hayvan bağırsaklarından yapılan tel
- "Ama şimdi derhâl giyineceksiniz ve kirişi kıracaksınız." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ok atılan yayın iki ucu arasındaki esnek bağ
-
Kasların uçlarında bulunan, kasları kemiklere ve başka organlara bağlayan beyazımsı kordon
-
Bir eğrinin iki noktasını birleştiren doğru parçası
-
Yapılarda dört köşe kalın keresteden, demirden veya betonarmeden yapılmış yatay destek parçası
-
[isim]
Bazı telli müzik araçlarında kullanılan, hayvan bağırsaklarından yapılan tel
- TAPİR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tapirgillerden, bir türü Asya ve Afrika'nın tropikal bölgelerinde yaşayan, 2 m uzunluğunda, kısa hortumlu bir hayvan türü (Tapirus)
-
[isim]
Tapirgillerden, bir türü Asya ve Afrika'nın tropikal bölgelerinde yaşayan, 2 m uzunluğunda, kısa hortumlu bir hayvan türü (Tapirus)
- TAHİR
- ...
- ŞAİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kadın şair
-
[isim]
Kadın şair
- TACİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ticaretle uğraşan kimse, tüccar
- "İhtiyar tacir kâtibine bir şeyler yazdırtıyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Ticaretle uğraşan kimse, tüccar
- AMPİR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fransa'da ve Avrupa'da yayılmış olan yapı, mobilya, giyim vb. üslubu
-
[isim]
Fransa'da ve Avrupa'da yayılmış olan yapı, mobilya, giyim vb. üslubu
- SİRET
- ...
- BİLİR
-
-
[sıfat]
"Anlar, sayar, yapar" anlamları ile adlarla birleşerek birleşik sıfat kuran bir söz
- "İşbilir."
-
[sıfat]
"Anlar, sayar, yapar" anlamları ile adlarla birleşerek birleşik sıfat kuran bir söz
- NEZİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Adak
- "Yerden bir avuç saman aldı, ellerinin arasında bir nezri yerine getirir gibi ovuşturup havaya üfledi." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Adak