İçinde i olan 7 harfli 3211 kelime var. İçerisinde İ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında i harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AYNİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kullanılmaya veya harcamaya elverişli, taşınması kolay eşya
-
[isim]
Kullanılmaya veya harcamaya elverişli, taşınması kolay eşya
- BİLETME
-
-
[isim]
Biletmek işi
-
[isim]
Biletmek işi
- DEŞİFRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Çözülmüş, açıklanmış
-
[sıfat]
Çözülmüş, açıklanmış
- GEZİLME
-
-
[isim]
Gezilmek işi
-
[isim]
Gezilmek işi
- HELMELİ
-
-
[sıfat]
Helme durumunda olan (yemek)
-
[sıfat]
Helme durumunda olan (yemek)
- İLTİMAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma
- "Onun için buraya kabul edilişimde bir iltimas seziyordum, buysa beni yerin dibine geçiriyordu." (Orhan Kemal)
- "Sanırım ki öğretmenler bana iltimas geçiyorlardı." (Azra Erhat)
-
Birine herhangi bir konuda öncelik ve ayrıcalık tanıma
- "İltiması geçmişe hasretmeyelim. Daha doğrusu iltiması büsbütün kaldıralım." (Haldun Taner)
-
[isim]
Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma
- İMDATÇI
-
-
[isim]
İmdada gelen, yardıma koşan kimse
- "Gözlerinden akan yaş mıdır / İmdatçı gelmedi kış mıdır." (Halk türküsü)
-
[isim]
İmdada gelen, yardıma koşan kimse
- İŞİTMEK
-
-
[-i]
Kulakla algılamak, duymak
- "Doktorun sesini işitince koştu, yanakları kırmızı, gözleri parlıyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Haber almak
-
[nsz]
Kendisine söylenilmek
- "Gayet sert bir adam olan hesap hocasından boyuna azar işitiyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-i]
Kulakla algılamak, duymak
- KALECİK
- ...
- KEYİFLİ
-
-
[sıfat]
Keyfi yerinde, neşeli
- "Sabahleyin güneşe bırakılmış kalaylı bir tas su gibi şıkır şıkır, ışık içinde keyifliyim." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Keyfi yerinde, neşeli
- MAKETÇİ
-
-
[isim]
Maket yapan kimse
-
[isim]
Maket yapan kimse
- MANYEZİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İç sürdürücü olarak kullanılan, beyaz renkli, suda az eriyen, hiçbir tadı olmayan, magnezyum oksidinin bir adı
-
[isim]
İç sürdürücü olarak kullanılan, beyaz renkli, suda az eriyen, hiçbir tadı olmayan, magnezyum oksidinin bir adı
- MODAEVİ
-
-
[isim]
Moda giysilerin yapıldığı ve satıldığı yer
-
[isim]
Moda giysilerin yapıldığı ve satıldığı yer
- NASRANİ
- ...
- PİRELER
-
-
[isim]
İnsanlarla hayvanlarda dış asalağı olarak yaşayan, ağız yapıları kan emmeye elverişli, birçok familyaya ayrılan kanatlılar takımı
-
[isim]
İnsanlarla hayvanlarda dış asalağı olarak yaşayan, ağız yapıları kan emmeye elverişli, birçok familyaya ayrılan kanatlılar takımı
- RÜTBELİ
-
-
[sıfat]
Rütbesi olan
- "Yüksek rütbeli subay."
-
[sıfat]
Rütbesi olan
- ŞEHVANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şehvetle ilgili, kösnül, erotik, şehevi
-
Şehvete aşırı derecede düşkün olan (kimse), şehvetli
-
[sıfat]
Şehvetle ilgili, kösnül, erotik, şehevi
- TALİMLİ
-
-
[sıfat]
Talim görmüş, eğitilmiş
- "Gözlerim ona dikilmiş talimli bir fino köpeği gibi büzülüp otururdum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Alışık, eli yatkın
-
[sıfat]
Talim görmüş, eğitilmiş
- YEŞERTİ
-
-
[isim]
Yeşermiş yer
-
[isim]
Yeşermiş yer
- YETKİLİ
-
-
Herhangi bir işte yetkisi olan (kimse), salahiyetli, salahiyettar
- "Fabrikanın bir yetkilisi onlara açıklamalar yapıyordu." (Tarık Buğra)
- "Süreli veya süresiz yayınlar kanunun açıkça yetkili kıldığı mercinin emriyle toplatılabilir." (Anayasa)
-
Mezun
-
Herhangi bir işte yetkisi olan (kimse), salahiyetli, salahiyettar