İçinde he olan 7 harfli 51 kelime var. İçerisinde HE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında he olan kelimeler listesine ya da Sonu he ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EH, HE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HERAGİL
- ...
- HEYECAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi vb. sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu
- "Bu şehir halkını heyecana düşüren, şiddetli mücadelelerdir." (Memduh Şevket Esendal)
- "Ne zaman böyle büyük makineler görsem kolay kolay tarif edilemeyen bir heyecana kapıldığımı duyuyorum." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Coşku
- "Halk heyecan içinde."
-
[isim]
Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi vb. sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu
- HELİSEL
-
-
[sıfat]
Sarmal
-
[sıfat]
Sarmal
- ŞAHESER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kendi türünde mükemmel olan, üstün ve kalıcı nitelikte eser, başyapıt, başeser
- "Herkes, mektep müdürü dâhil, bu resmin bir şaheser olduğuna kaniydi." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şu millî savaş içinde köy kadını başlı başına bir tarih, bir şaheser yaratıyor." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Değeri üstün olan, üstün nitelikli
-
[isim]
Kendi türünde mükemmel olan, üstün ve kalıcı nitelikte eser, başyapıt, başeser
- HELALLİ
-
-
Nikâhlı (eş)
- "Merasim böyle bitince nikâhlım, başındaki örtüyü utanarak usulca kaldırdı zira artık helallimdi." (Refik Halit Karay)
-
Nikâhlı (eş)
- HEMCİNS
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Aynı cinsten olan
-
[sıfat]
Aynı cinsten olan
- HEVESLİ
-
-
[sıfat]
Bir şeye, bir işe istek duyan veya merak sarmış olan, istekli
- "Geniş yüzlü, beyaz dişli, kısa burunlu, konuşma heveslisi bir çocuktu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bir şeye, bir işe istek duyan veya merak sarmış olan, istekli
- ŞÜPHELİ
-
-
[sıfat]
Kuşkulu
- "Mazisi şüpheli kadınlarla evlenmek, insanı sonraları rahatsız eder." (Peyami Safa)
-
Kendisinden şüphe edilen, kuşkulanılan, zanlı
-
[sıfat]
Kuşkulu
- NEZAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temizlik, ahlak temizliği
-
[isim]
Temizlik, ahlak temizliği
- HEDGİNG
- ...
- HESAPLI
-
-
[sıfat]
Satın alınabilen, bütçeye uygun, ekonomik
- "Hesaplı bir alışveriş."
-
Parasını ölçülü harcayan, tutumlu
- "Hesaplı adam."
-
Ayrıntılarıyla düşünülüp tasarlanmış, planlı, rasyonel
- "Servetini, bu çalışması, bu hesaplı yaşayışıyla yaptığı kanısındaydı." (Necati Cumalı)
-
Ölçülü davranan, ölçülü
- "Sana şu aşağıda yazacaklarıma ciddi, hesaplı, zeki olmayı kararlaştırdığım sabahların birinde başlamıştım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Satın alınabilen, bütçeye uygun, ekonomik
- HEMDERT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dert ortağı olan
-
[sıfat]
Dert ortağı olan
- HEYBECİ
-
-
[isim]
Heybe yapan veya satan kimse
-
[isim]
Heybe yapan veya satan kimse
- KERAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İğrenme, tiksinme
-
[isim]
İğrenme, tiksinme
- MUAHEZE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kınama, paylama, ayıplama
-
Eleştiri
-
[isim]
Kınama, paylama, ayıplama
- MEZHEBİ
- ...
- HEPATİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sarılık
-
[isim]
Sarılık
- HEZAREN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Saray çiçeği (Delphinium)
-
[isim]
Saray çiçeği (Delphinium)
- CEPHELİ
-
-
[sıfat]
Yönlü, taraflı
- "Tek cepheli edebiyatlara aldanmak istemiyorum." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Yönlü, taraflı
- MÜHEYYA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hazır
-
[sıfat]
Hazır