İçinde he olan 5 harfli 46 kelime var. İçerisinde HE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında he olan kelimeler listesine ya da Sonu he ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EH, HE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ŞÜPHE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuşku
    • "Hiçbir şey anlamamış, şüpheler içinde yerime gelip oturmuştum." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bu sözünde samimi olduğuna hiç şüphe etmem." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Evinde yalnız olduğu ve hiç şüphe yok, birçok işi olduğu hâlde saatlerce benim için o pencerenin önünde duruyor." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Yaşayışı şüpheye düşürmüştü beni." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Kuruntu

HEDER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karşılığını alamama, boşa gitme, ziyan olma
    • "Senin yoluna gençliğimi heder ettikten sonra, gene orada, o düşmüş şehirde, senin hasretinle yanan ben değil miydim?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Hayır işlemeden geçen günü heder olmuş addederek bayağı canı sıkılır." (Ercüment Ekrem Talu)

SEHER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı, tan ağartısı
    • "... deniz ise sanki dibinden doğmaya başlayan güneşle seher vaktinin nemli, taze cilasını almıştı." (Refik Halit Karay)

HERTZ

  1. [isim] Saniyede bir titreşim yapan devirli bir olayın frekansına eşit frekans birimi

MOHER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tiftik
  2. [sıfat] Tiftikten yapılmış olan

HERKE

  1. [isim] Bakraç, kova
    • "... kadınlar da başlarını örtüledikleri gibi ellerinde herkeler, tatlı su çeşmelerinin başında, mezarlıktaki servilerde kargaların meclis kurması gibi toplandılar." (Tarık Dursun K)

İLAHE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrıça

CEPHE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin veya yapının ön tarafta bulunan bölümü
    • "Başını kaldırarak köşkün karanlık cephesine baktı." (Peyami Safa)
    • "Avusturyalılara karşı Makedonya'da cephe açarak Selanik'e otuz bin asker çıkardılar." (Necati Cumalı)
    • "Çekinmiyor, bizzat imparatora karşı cephe alıyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  2. Belli bir düşünce, istek çevresinde sağlanan beraberlik
  3. Yan, yön, taraf
    • "Hakikatin binbir cephesi ve başka başka görünüşleri yok mudur?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
  4. Üzerinde savaşın sürdüğü bölge
    • "Meydan muharebesi, yüz kilometrelik cephe üzerinde cereyan ediyordu." (Atatürk)
  5. Farklı ısıdaki iki su kütlesi arasındaki sınır
  6. Yerde veya daha yükseklerde sıklık, sıcaklık bakımından iki ayrı hava yığınının karşılaştıkları yer

HELVA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şeker, yağ, un veya irmikle yapılan tatlı

HENÜZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [zarf] Az önce, daha şimdi, yeni
    • "Memleketten henüz dönmüş, avlunun duvar dibinden yine mutfağa doğru yürüyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Daha, hâlâ
    • "Henüz hareket etmeyen otomobile yaklaştı." (Reşat Nuri Güntekin)

HEYBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] At, eşek vb. binek hayvanlarının eyeri üzerine geçirilen veya omuzda taşınan, içine öteberi koymaya yarayan, kilim veya halıdan yapılmış iki gözlü torba
  2. Omza geçirilebilen tek gözlü bir tür çanta

HEYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kurul
    • "Heyetin oturduğu büyük odanın her tarafına Uşak halıları örtmüşlerdi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Astronomi
  3. Biçim, kılık, dış görünüş

HEZEN

  1. [isim] Sopa, değnek, dal
    • "Azgın dalgalar saman çöpü gibi dağıtır salın hezenlerini." (Azra Erhat)

HESAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aritmetik
    • "Oraya çıkınca hamallara onar kuruştan hesap göreceksin." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Hesap verin bakalım, nerelerde sürtüyordunuz bu saatlere kadar?" (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Meclis kapanacak ve orada hükûmeti hesaba çekeceklermiş." (Atatürk)
    • "Hem benim avukat veya yargıç olmak isteyip istemediğimi de hesaba kattıkları yoktu." (Necati Cumalı)
  2. Matematiksel işlem
    • "Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Evvela, sana birkaç haftadır mektup yazamayışımın hesabını vereyim." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Alacaklı veya borçlu olma durumu
    • "Al eline kalemi, şu benim hesapları görüver." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Kemeraltı Caddesi'ne varınca arabadan inerek hesabını gördüm." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  4. Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon
  5. Oranlama, tahmin
    • "Evdeki hesap çarşıya uymamak."
  6. Bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünü
    • "Harbe nasıl, niçin ve ne hesapla girmiştik?." (Falih Rıfkı Atay)
  7. Tutum, durum, anlayış
    • "İnsana daha insanca ortamlar yaratmak için bütün hesaplarımız." (Azra Erhat)
  8. Bankadaki işlemlerin yapılabilmesi için kişi, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenen çizelge

HEZAR
...
HEREK

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Asma, fasulye vb. sarılgan bitkilerin tutunması için yanlarına dikilen sırık, ispalya

HELİK

  1. [isim] Duvar örülürken büyük taşların arasına konulan ufak taşlar

EÇHEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çok cahil, çok bilgisiz olan

HECİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çift parmaklılar takımının devegiller familyasından, uzunluğu 3, yüksekliği 2 m kadar olan, sırtında besin depo etmeye yarayan tek hörgücü bulunan, hızlı yürüyen bir memeli türü (Camellus dromedarius)

HEDEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nişan alınacak yer, nişangâh
    • "Metin yayını ve çeviri: insancı davranış bu çalışmayı hedef güder." (Azra Erhat)
  2. Amaç, gaye, maksat
    • "Asıl önemlisi devlet büyük hedefler dikmişti; milletin benimsediği, övündüğü hedeflerdi bunlar." (Tarık Buğra)
    • "Bu işi onların yapmadığına inanıyor; birilerinin hedef saptırmaya çalıştığını söylüyor." (Ahmet Ümit)
  3. Varılacak yer, ulaşılacak son nokta
    • "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" (Atatürk)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü