İçinde hal olan 5 harfli 23 kelime var. İçerisinde HAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında hal olan kelimeler listesine ya da Sonu hal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A H L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

HAL

2 Harfli Kelimeler

AH, AL, HA, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İHALE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İş, mal vb.ni birçok istekli arasından en uygun şartlarla kabul edene verme, eksiltme veya artırma

İTHAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçine alma
  2. Bir ülkeye başka ülkelerden mal getirme veya satın alma
  3. Başka ülkelerden alınan mal

HALEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bozma, bozukluk
    • "İsterdim ki saçlarının rengine, dişlerinin parıltısına ve gözlerinin güzelliğine halel gelmemiş olsun." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Son nefesine kadar devlet adamı saygınlığına halel getirmeyen böyle bir metanet örneği olmuştu." (Haldun Taner)
    • "Yeni mahalleler ayrı yerlerde şehrin tarihî kıymetine halel vermemek üzere inşa olunmaktadır." (Falih Rıfkı Atay)

AHALİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aralarında aynı yerde bulunmaktan başka hiçbir ortak özellik bulunmayan kişilerden oluşan topluluk
    • "Mevsim daha Boğaz'ın bütün ahalisini toplayamamıştır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir yerde toplanan kalabalık, halk
    • "Ahaliden kimsenin kendisini tanımaması için bir siyah mantoya bürünmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)

HALEN
...
HALAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yerden, bir şeyden kurtulma, kurtuluş

MUHAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Olamaz, olmaz, olmayacak, olması, gerçekleşmesi olanaksız
    • "Gizli düşmanların elinden memleketi kurtarmak muhal bulunuyordu." (Samiha Ayverdi)

HALİÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Koy, körfez
  2. Gelgit olayının belirgin olduğu yerlerde, bu olaydan doğan akıntıların etki yaptığı kıyılarda akarsu ağızlarının huni biçiminde genişlemiş durumu

HALİK
...
HALİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Katışık olmayan, katışıksız, saf
    • "İşte halis çay buna derler." (Sait Faik Abasıyanık)

İSHAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarma, bağırsakları bozulma, sürgün, ötürük, iç sürme, amel, linet

ZÜHAL
...
HALFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Buğdaygillerden, lifleri ip, çuval ve kâğıt yapımında kullanılan bir bitki (Sitipa tenacissima)

HALET
...
HALUK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Temiz huylu, iyi ahlaklı
    • "Ahmet Naci, ağırbaşlı, çalışkan ve haluk bir gençti." (Reşat Nuri Güntekin)

HALKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember
    • "Belinde uzun gümüş halkalarla asılı gümüş anahtarları vardı." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Alevlerin etrafında halka olduk ve konuştuk." (Halide Edip Adıvar)
  2. Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı
    • "Perde halkası."
  3. Değerli metallerden yapılan çember biçimindeki süs eşyası
    • "Kulağındaki altın halka. Nişan halkası."
  4. Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçim
    • "Suda halkalar oluştu."
  5. Çember biçiminde dizilmiş topluluk
  6. Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü vb. sebeplerle göz altında beliren koyuluk
    • "Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz? / Ya gözler altındaki mor halkalar?" (Cahit Sıtkı Tarancı)
  7. Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit
    • "İstanbul fırınları çocuk bileği gibi ince halkalar yaparlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
  8. [sıfat] Çember biçiminde olan
  9. Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 cm çapında, 28 mm kalınlığında tahta veya deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma araçlarından her biri

HALAÇ
...
PAHAL

  1. [sıfat] Ters, aksi
    • "Bazen - pahal gibi midemizden rahatsız olduğumuz günlerde - sık sık öğle ve akşam yemeklerine davetlisinizdir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Ağır, hantal

HALAY

  1. [isim] Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde genellikle davul ve zurna eşliğinde toplu olarak oynanan bir halk oyunu
    • "Davullar dövüldü, zurnalar halay havaları üfürdü, düğün dernek kutlandı." (Nezihe Araz)
    • "Erkekler dışarıda halay çekip tabanca atarken kadınlar Zekiye'yi getirip ortaya oturttular." (Lâtife Tekin)

HALAT

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Kenevirden yapılmış çok kalın ip

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü