İçinde olan 5 harfli 46 kelime var. İçerisinde GÖ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gö olan kelimeler listesine ya da Sonu gö ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GÖNYE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Dik açıları ölçmeye ve çizmeye yarayan dik üçgen biçiminde araç

GÖDEŞ

  1. [sıfat] Semiz, etli

GÖÇÜŞ

  1. [isim] Göçme işi veya biçimi

GÖÇÜM

  1. [isim] Bazı kimyasal maddelerin veya ışık, ısı, elektrik vb. güçlerin etkisiyle protoplazmanın yanaşma veya uzaklaşma biçiminde olan yer değiştirmesi, taksi

GÖZDE

  1. [sıfat] Benzerleri arasında nitelikleri sebebiyle üstün tutulan, beğenilen, önem verilen (kimse veya şey)
    • "Türkü tabii o zamanlar en gözde bir meslek olan ve kızının kabul ettiği 'Kâtibim' türküsü ile biterdi." (Halide Edip Adıvar)
  2. [isim] Önemli bir kimsenin beğendiği kadın

GÖZER

  1. [isim] Buğday, toprak vb.nin elendiği iri gözlü kalbur

GÖMÜŞ

  1. [isim] Gömme işi veya biçimi

GÖREV

  1. [isim] Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş
    • "Hâkimler ve savcılar kanunda belirtilenlerden başka resmî ve özel hiçbir görev alamazlar." (Anayasa)
    • "Umutlu da olsam, umutsuz da olsam, görev bildiğim işi yerine getiririm." (Melih Cevdet Anday)
    • "Cumhurbaşkanının geçici olarak görevinden ayrılması hâllerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı vekillik eder." (Anayasa)
  2. İşlev
  3. Resmî iş, vazife
    • "Cavit Bey, görevi ona verdiği gün, Abdi Bey çok sevinmişti." (Atilla İlhan)
  4. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş
  5. Bir organ veya hücrenin yaptığı iş
  6. Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi

GÖKÇE

  1. [isim] Gök rengi, mavi
  2. [sıfat] Bu renkte olan
  3. [sıfat] Gökle ilgili, semavi
  4. [sıfat] Güzel, hoşa giden
    • "Kutlu Melek, yüzü güneş esmeri, gözü menekşe moru, kumral saçı belikli gökçe gonca artık yoktur." (Tarık Buğra)

GÖNEN

  1. [isim] Ekilecek toprağın sulandırılması
  2. Nem, rutubet
  3. [sıfat] Nemli (toprak)

GÖRGÜ

  1. [isim] Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları, terbiye
    • "İçinde yaşadığımız aynı çevre, aynı görgü, beni tamamıyla onlara benzetmiyor." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Bir kimsenin, yaşayarak ve deneyerek elde ettiği birikim, deneyim
  3. Görmüş olma durumu
    • "Görgü tanığı."

GÖVEM

  1. [isim] Sığırlara dadanan zar kanatlı bir tür sinek

GÖBEK

  1. [isim] İnsan ve memeli hayvanlarda göbek bağının düşmesinden sonra karnın ortasında bulunan çukurluk
    • "Düğmeleri birer birer açtı göbeğine dek." (Zeyyat Selimoğlu)
    • "Dillere destan olan oturak âlemlerinde göbeği atan, erkek değil, kadındır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "Meclisten geçirinceye kadar göbeğim çatlamıştı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Yağ bağlamış şişman karın
    • "Göbeğini eritmek için her sabah bir saat yol yürür."
    • "Dolmuştan inince bir yandan saatine bakar, bir yandan da göbek atarmış, daha bir saat var, diye." (Haldun Taner)
  3. Şehir, ülke vb.nin orta kısmı
    • "İsviçre'nin göbeğinde, nerde ise bilmem kaçıncı Türk Moskof muharebesi patlamak üzere idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Bazı sebze ve meyvelerin orta kısmı
  5. Bahçe, halı, tavan, tepsi vb. süslü şeylerin ortalarındaki biçim
    • "Bu halının göbeği pek zarif."
  6. Hızı azaltarak trafiği yönetmek amacıyla bir kavşağın girişine yerleştirilen çember veya üçgen biçimindeki ada
  7. Kağnı tekerleğinin ortası, araba tekerleğinin dingil geçen yeri
  8. Değirmen taşının ortası
  9. Kilitleme sistemlerinde, anahtar dişlerinin tam olarak birbirine oturduğu pirinç yuva
  10. Dölütte, yumurtanın dölüt dışında kalan bölümlerle ilişkisini sağlayan organların çıktığı yer
  11. Kuşak, nesil, batın
    • "Temiz bir isim, züğürt evlatlarda ancak bir, nihayet iki göbek dayanabilir." (Reşat Nuri Güntekin)
  12. Ön ve arka tekerlerin ortasına oturtulmuş mil üzerinde dönen ve teker tellerinin takılmasına yarayan parça

GÖVDE

  1. [isim] Bir şeyin asıl bölümü
    • "Bir tepsi baklavayı gövdeye indirdikten sonra..." (Tarık Buğra)
  2. İnsan bedeninde baş, kol ve bacaklar dışında kalan bölüm
  3. Hayvanlarda baş, ayak ve kuyruktan, ağaçlarda kök ve dallardan geri kalan bölüm
  4. Kesilmiş hayvanın, sakatatları alındıktan sonraki durumu
  5. Ad ve fiil köklerinden yapım ekleriyle türetilmiş kelime
    • "Evli (ev-li), inanç (inan-ç), sevdirmek (sev-dir-mek)."

GÖMEÇ
...
GÖMÜK

  1. [sıfat] Gömülmüş olan, gömülü

GÖCEN

  1. [isim] Tavşan yavrusu
  2. Kedi, köpek yavrusu
  3. Domuz yavrusu

GÖLÜK

  1. [isim] Yük taşıyan ve binilen at, eşek, beygir, katır vb. hayvan
    • "Gölüğü yitirdim. -Ne gölüğü? Eşek hani, eşeği yitirdim de." (Memduh Şevket Esendal)

GÖÇÜK

  1. [isim] Çökmüş, kaymış toprak, çöküntü, yıkıntı
  2. Kaya veya cevherin kendi kendine yer altına doğru çökmesi

GÖLET

  1. [isim] Birikinti suların sulamak amacıyla genellikle bir set ardında toplandığı küçük göl, gölcük, gölek, büvet, büğet
  2. İçinde ham deri ıslatılan taş havuz

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü