İçinde ge olan 4 harfli 17 kelime var. İçerisinde GE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ge olan kelimeler listesine ya da Sonu ge ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GEBE

  1. [sıfat] Karnında yavru bulunan (kadın veya hayvan), yüklü, hamile, aylı
    • "Gebe kadın. Gebe inek."
  2. İçinde oğulcuk veya dölüt bulunan (döl yatağı)
  3. Bir birikim sonucu ortaya çıkması beklenen (durum veya olaylar)
  4. Minnet altında kalan

ÖZGE

  1. [sıfat] Başka
    • "Güzel sever diye isnat ederler / Benim haktan özge sevdiğim mi var?" (Karacaoğlan)

GEZİ

  1. [isim] Ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk, seyahat
  2. Gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılan yolculuk
  3. Gezilip hava alınacak yer
  4. Gezinti yeri
    • "İnönü gezisi. Taksim gezisi."

İMGE

  1. [isim] Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, hayal, hülya
  2. Genel görünüş, izlenim, imaj
    • "Efsanevi asi kız imgesine, bu imgenin kararlı ödünsüzlüğüne kavuşabilirdi." (Murathan Mungan)
  3. Duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri, hayal, imaj
  4. Duyularla algılanan, bir uyaran söz konusu olmaksızın bilinçte beliren nesne ve olaylar, hayal, imaj

GEMİ

  1. [isim] Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine
    • "Yük gemisi. Savaş gemisi."
    • "O, gemisini kurtaran kaptandır, diye yaptığı alçaklıkla, namussuzlukla iftihar ediyor." (Ömer Seyfettin)

GENE

  1. [zarf] Yine

GERİ

  1. [isim] Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art, alt taraf, ileri karşıtı
    • "Amerikan barın gerisinden işaret eden barmen seslendi." (Necati Cumalı)
    • "Arada gelenlerin çoğu kapıdan bakıp oturmadan geri dönüyorlardı." (Necati Cumalı)
    • "İşler günden güne geri gidiyor."
    • "Eteğim gayet fena olmuş, terziye geri gönderdim." (Mahmut Yesari)
  2. Son, sonuç
    • "Sen gerisini düşünme."
    • "Koltuğu biraz geri al."
    • "Oğlunun hiçbir dileğini geri çevirmezmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Bir şeyin sona kalan bölümü
    • "Yazının gerisi yarın yayımlanacak."
  4. Geçmiş, mazi
    • "Artık geride özleyeceğim hiçbir şey yok." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. Hayvanda boşaltım organının dışı
  6. [sıfat] Eksik gösteren (saat)
    • "Bu saat beş dakika geridir."
  7. [sıfat] Aptal, anlayışsız
  8. [sıfat] Benzerlerine ayak uydurup ilerleyememiş, gelişememiş
    • "Geri düşünce. Geri adam."
  9. [zarf] Geriye doğru
    • "Bağına, bahçene, suyuna, toprağına veda ederek geri gidiyorum." (Falih Rıfkı Atay)
  10. [ünlem] "Geri dön, geri git!" anlamında bir söz

GELE

  1. [isim] Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar
    • "Gele atmak."

GETR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk
    • "Belinde manevra kayışı, ayaklarında getrler, mahmuzlar, yanında da kasatura." (Memduh Şevket Esendal)

GEDA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Dilenci
  2. Yoksul, fakir

ÖRGE

  1. [isim] Motif

GENÇ

  1. [sıfat] Yaşı ilerlememiş olan, ihtiyar karşıtı
    • "Genç kızı bir gece pencerede görmüştü." (Haldun Taner)
  2. Gelişmesini tamamlamamış olan (bitki, hayvan)
    • "Genç ağaç. Genç at."
  3. Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç
  4. Zihin bakımından yeterince gelişmemiş, toy
  5. Yeni gelişmekte olan, kısa bir geçmişi olan
    • "Atatürk'ün tabutu arkasından ağlayan on beş milyon Türk'ün yaşadığı, genç Türkiye mutluydu." (Burhan Felek)

MÜGE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İnci çiçeği

İZGE
...
AGEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arap erkeklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıkları, yünden örülmüş kalın çember bağ

GECE

  1. [isim] Güneş battıktan gün ağarıncaya kadar geçen süre, tün, şeb, gündüz karşıtı
    • "Kel Hasan kumpanyası o gece bir komedi dram oynuyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Bir şeye karar vermeden geceler gebedir, gibi bir felsefe yaptıktan sonra, ayrıldılar." (Halide Edip Adıvar)
    • "... başaramayacağı kadar çok işlerin altına girmekten çekinmedi, geceyi gündüze katıp çalışmaya başladı." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu süre içindeki karanlık
  3. Eğlence, anma vb. amaçlarla geceleyin düzenlenen toplantı
    • "Bütün çalgıları, dansları, şarkıları ve bütün külfetleriyle o geceler geldi çattı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. [zarf] Gece vakti, geceleyin
    • "Gece uyumalı, gündüz çalışmalı."

GEÇE

  1. [zarf] Herhangi bir saat başını geçerek, geçerken
    • "Gece yarısını iki saat geçe, misafirler dağıldılar." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü