İçinde olan 7 harfli 26 kelime var. İçerisinde FI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fı olan kelimeler listesine ya da Sonu fı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FINDIKİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Fındıkkabuğu rengi
  2. [sıfat] Bu renkte olan
  3. Fındık altını

FIŞILTI

  1. [isim] Fışırdama sesi
    • "... önümdeki denizin fışıltısını duyuyordum." (Halikarnas Balıkçısı)

FIRINCI

  1. [isim] Fırın işleten kimse
    • "Deli olmadığını ve Beyazıt'ta fırıncı olduğunu iddia ediyormuş." (Burhan Felek)

FIRTINA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Rüzgâr çizelgesinde hızı 34-40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr
    • "Fırtına gibi geldi gitti."
    • "Fırtına kopmadan epey önce köpek balıkları açık denizlere kaçarlar." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma
    • "Dalgadan kimsenin eli tahlisiyeye değmeden bereket fırtına dindi." (Burhan Felek)
    • "Fırtına gibi adam."
  3. Güç atlatılan kötü durum
    • "Fırtınanın yaklaştığını anladığı hâlde anlamamış görünüyor, şarkısını mırıldanıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Karşıt düşünce veya durumların yarattığı karışıklık, sıkıntı
    • "Kâmuran'ın ağlamasının kalbimde uyandırdığı fırtınaya kendim de şaşıyorum." (Halide Edip Adıvar)
  5. Saatteki hızı 70 mil olan rüzgâr

MUVAFIK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Uygun
    • "Böyle bir teklifi kabul etmek kolay ve muvafık değildir." (Atatürk)
    • "Bu, saadet, hürriyet vaat eden düşman kumandanının karşısında inat etmeyi muvafık bulmadı." (Ömer Seyfettin)
    • "Balkanlardan denizi seyretsek daha muvafık olur." (Refik Halit Karay)

FIRÇACI

  1. [isim] Fırça yapıp satan kimse

FISIRTI

  1. [isim] Fısıltı

MUHAFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birini veya bir şeyi koruyan, kollayan, gözeten kimse, koruyucu
    • "Hecinlerimizi bir iki muhafızla tepecikler arasına yerleştirmiştik." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bir kalenin veya bir şehrin önemli yerlerini korumak, düzeni ve güvenliği sağlamakla görevli komutan
    • "İstasyonda veliahdı uğurlayanlar arasında İstanbul muhafızı da vardı." (Falih Rıfkı Atay)

FIRKACI

  1. [isim] Parti üyesi
  2. Bir partiye çok bağlı olan, partici
    • "Hiç olmazsa önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti." (Tarık Buğra)

FIKIRTI

  1. [isim] Kaynayan suyun çıkardığı ses
  2. Cilveleşme
    • "Hani fiskoslar, gülüşmeler, fıkırtılar." (Melih Cevdet Anday)

MÜNAFIK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Arabozan
  2. Dinî kurallara inanmadığı hâlde inanmış gibi görünen

FIŞLAMA

  1. [isim] Fışlamak işi

FITRİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğuştancılık

FISILTI

  1. [isim] Fısıldarken çıkan, güçlükle duyulan ses
    • "Bahçenin ta nihayetinden birtakım fısıltılar geliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

FISLAMA

  1. [isim] Fıslamak işi

FIŞIRTI

  1. [isim] Fışırdama sesi

FITIKLI

  1. [sıfat] Fıtığı olan

SIFIRCI

  1. [isim] Derslerde, öğrencilere çok sıfır veren öğretmen

FISTIKİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sarıya çalan açık yeşil renk
    • "Akşam serinliğinde fıstıki makamla Sarıyer'in yolunu tuttum." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. [sıfat] Bu renkte olan

FIKRAMA

  1. [isim] Fıkramak işi veya durumu

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü