İçinde olan 5 harfli 15 kelime var. İçerisinde FI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fı olan kelimeler listesine ya da Sonu fı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FIRAT
...
FIRKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsan topluluğu
  2. Siyasal topluluk, parti (I)
    • "Mecliste, hâkim olan fırkanın, hükûmet teşkilini, muhalif ve ekalliyette bulunan bir fırkaya terk etmesi ise asla mevzubahis olamaz." (Atatürk)
  3. Tümen
    • "Benim burada bir fırka kumandanım vardı." (Peyami Safa)

HIFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saklama
  2. Ezberleme, akılda tutma

FITRİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Doğuştan

HAFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kur'an'ı bütünüyle ezbere bilen kimse
  2. Bir şeyi anlamadan ezberleyen kimse
  3. [sıfat] Koruyan, saklayan

FIRIN

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] İçinde genellikle odun yanan, her yanda aynı derecede ısı oluşturarak ekmek, pasta vb. pişirmeye yarayan, tavanı tonoz biçiminde, önünde tek açıklık bulunan ocak
    • "Pastacı fırını."
    • "Onun usta olması için daha beş fırın ekmek yemesi lazım."
  2. [sıfat] Bu ocakta pişirilmiş
  3. Ekmek, pasta vb.nin pişirildiği ve satıldığı dükkân
  4. Elektrik, tüp gaz ve doğal gazla çalışan, yiyecekleri pişirmeye veya ısıtmaya yarayan alet
    • "Elektrik fırını."
  5. Bir maddenin fiziksel veya kimyasal değişime uğratılması amacıyla içinde ısıtıldığı araç

FIRÇA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bir şeyin tozunu, kirini gidermekte veya bir şeye boya, cila sürmekte kullanılan, bir araya getirilerek bağlanmış kıl vb.nden yapılan araç
    • "Yer yer kireç artıkları ve fırça çizgileri duruyor." (Refik Halit Karay)
    • "Fırça gibi sert, gür saçları kırlaşıyor." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Resim yapma sanatı ve biçimi
  3. Çökmeyi engelleyen bağların oynamasını veya kaymasını önlemek için aralara yerleştirilen direk parçası

SIFIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendi başına değeri olmayan, ondalık sayı sisteminde sağına geldiği rakamı on kere büyüten işaret (0)
    • "Zannedersem kocamın ziyaretçileri de sıfıra indi." (Ömer Seyfettin)
    • "Sıfırdan başladım, lisede kitabım, tıbbiyede beyaz gömleğim yoktu, bu ev, Ihlamur'daki klinik, altımdaki araba, hepsini ben yaptım." (Atilla İlhan)
    • "Sonra ulusal sporumuzda hızla geriledik, çok geçmeden sıfırı tükettik." (Talât Halman)
  2. Hiçbir değeri olmayan şey
  3. [sıfat] Olmayan, bulunmayan
    • "Sıfır makyaj."
  4. [sıfat] Kötü, başarısız, verimsiz
    • "Sorma, su içsem kilo alıyorum, bütün rejimleri denedim, netice sıfır." (Atilla İlhan)
  5. [sıfat] Yeni, kullanılmamış

FIKIH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyi, gereği gibi, iyice anlayıp bilme
  2. İslam hukukunda din ve dünya işleri ile ilgili ana kaynaklardan yararlanarak konulmuş olan kuralların bütünü

FIKRA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik, anekdot
    • "Nasrettin Hocanın hemen bütün fıkraları insanla vicdan arasındaki münasebete ilişkindir." (Burhan Felek)
  2. Gazete veya dergilerde gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan ciddi veya eğlendirici yazı türü
    • "Dişimi sıkıp da altı yedi fıkra birden çıkartırsam gazetenin yazıları aksamayacaktı." (Çetin Altan)
  3. Kanun maddelerinin kendi içlerinde satır başlarıyla ayrıldıkları ufak bölümlerden her biri
    • "Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel değildir." (Anayasa)
  4. Paragraf
  5. Omur

LAFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Söz, kelime
    • "Lafız ve mana, tıpkı eskisi gibi birbirinden ayrı telakki ediliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Yasanın sözle anlatmak, bildirmek istediği anlam

FITIK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İç organlardan bir parçanın, genellikle bağırsak bölümünün karın çeperlerini geçip deri altında ur gibi bir şişkinlik yapması, kavlıç, yarımlık
    • "Musiki hocamız genç yaşında bir fıtık ameliyatı sonunda ölmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)

FIŞKI

  1. [isim] Atgillerin taze dışkısı, tersi

TIFIL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Küçük çocuk
  2. [sıfat] Zayıf, ufak tefek

ÇIFIT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hileci, düzenbaz

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü