İçinde fe olan 6 harfli 67 kelime var. İçerisinde FE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fe olan kelimeler listesine ya da Sonu fe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KÜFECİ

  1. [isim] Küfe yapan veya satan kimse
  2. Küfe ile sırtında öteberi taşıyan hamal
    • "Arka arabalara takılmış küfeci çocuklara kıskanarak bakıyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)

TEFELİ

  1. [sıfat] Sık dokunmuş (bez)

KÜNEFE

  1. [isim] Sıcak yenilen bir çeşit peynirli tel kadayıf

LÜTFEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Birinden bir şey isterken "dilerim, rica ederim" anlamında kullanılan bir söz
    • "Lütfen yukarıya teşrif buyurun beyefendi!" (Osman Cemal Kaygılı)
  2. İstemeyerek, gönülsüz bir biçimde
    • "Aylarca sonra lütfen uğradı."

KADİFE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş
  2. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış, bu kumaşla kaplanmış
    • "Camları kapanmış bir arabanın yumuşak kadife minderleri, o çıplaklığa karşı, zavallı adamı avunduruyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

SAFFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Temizlik, arılık
    • "Gençlerin tecrübelerle yıpranmamış bir saffet içindeki yüzlerinde yorgunluk duyulmaz." (Abdülhak Şinasi Hisar)

FERTİK

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [ünlem] "Kaç, uzaklaş, sıvış" anlamında bir seslenme sözü
    • "Bisiklete atlayınca haydi babam fertik!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

SFENKS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yunan mitolojisinde, geçen yolculara birtakım bilmeceler sorarak bilemeyenleri yuttuğuna inanılan efsanevi yaratık
  2. Mısır'da eski Mısırlılar çağından kalma kadın başlı, aslan vücutlu heykel
    • "Suat, bir sfenks sessizliğiyle her şeyden uzak yaşamayı yeğler görünmektedir." (Atilla İlhan)

KEFERE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Müslüman olmayanlar, kâfirler
    • "Kefereye aldırmayın, hâlden anlar heriflerdir." (Peyami Safa)

ŞEREFE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Minarenin gövdesini çepeçevre dolaşan, korkuluklu, ezan okunan yer
    • "İstanbul'un kandilleri bile yanmayan şerefelerinde eski ışıkları arar." (Ruşen Eşref Ünaydın)

FERYAT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Haykırış, çığlık
    • "Bu, bir hayat kurtarma feryadıdır." (Burhan Felek)
    • "Feryat ederek gözlerini açan Satılmış, şaşkın şaşkın etrafına bakınıyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "Pencereden kopardığım feryadı pek geç işittiler." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Oradan küçücük bir fakir çocuk gibi feryadı bastığını işitirsiniz." (Sait Faik Abasıyanık)

MAFEVK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üst
  2. Yukarı

KEFEKİ

  1. [isim] Yapılarda kullanılan açık renkli, delikli, hafif, işlenmesi kolay, ateşe dayanıklı bir tür taş
  2. Diş taşı

EFELEK

  1. [isim] Labada

FERSİZ

  1. [sıfat] Donuk, cansız (göz, ışık, yüz)
    • "Eski yalıların birçoklarının görünüşlerinde ihtiyarların o durgun, dalgın, fersiz ve ölgün yüzlerindeki manalar peyda olmuştu." (Abdülhak Şinasi Hisar)

VAZİFE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ödev
    • "Şimdi artık vazife bitmiş, gülüp eğlenmeye sıra gelmiştir." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Geçici Bakanlar Kurulu, seçim süresince ve yeni Meclis toplanıncaya kadar vazife görür." (Anayasa)
    • "Biz burada beklemişiz, onun vazifesi mi?"
  2. Görev
    • "Nedim bugün vazifesine geç geldi." (Aka Gündüz)
  3. Günlük ücret, yevmiye

KÜLFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sıkıntı, zorluk
    • "Dört defa gezdiği bu yeri tekrar görmek, artık onun için bir külfet." (Refik Halit Karay)
    • "Ben en hain, en merhametsiz hücumları yapmak için bu kadar külfetlere katlanıp buralara gelmiştim." (Aka Gündüz)
  2. Büyük masraf
    • "Bu kadar uzun külfetlere ne lüzum var?" (Ömer Seyfettin)

FEODAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Derebeylikle ilgili
    • "Bütün istedikleri, amaçladıkları toplumun yarı feodal düzenini sürdürmekti." (Necati Cumalı)

CAFERİ
...
EFENDİ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan
    • "Yeni ev, Rüstem Efendi'ye kiraya verildi." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Efendime söyleyeyim, sütlü bir mısır kebabı derken bir sivrisinek bulutudur havalanmış çeltik batağından." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse
    • "Köylü memleketin efendisidir." (Atatürk)
  3. Koca
    • "Bizim efendi artık geceleri de eve gelmiyor." (Cahit Uçuk)
  4. [ünlem] Hizmetlilere seslenilirken kullanılan bir söz
  5. [ünlem] Erkekler için kullanılan bir seslenme sözü
    • "Efendi! Allahın emriyle kızını bana ver." (Sait Faik Abasıyanık)
  6. Görgülü, nazik, kibar
  7. Eğitim görmüş kişiler için özel adlardan sonra kullanılan unvan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü