İçinde f olan 7 harfli 509 kelime var. İçerisinde F harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında f harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu f harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FAMİLYA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Aile
- "Halep'in esas familyalarının asılları Türklerdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Birçok ortak özelliği sebebiyle bir araya getirilen cinslerin topluluğu, fasile
- "Karabuğdaygiller. İzmaritgiller. Gelincikgiller."
-
Karı, eş
-
[isim]
Aile
- AFYONLU
-
-
[sıfat]
İçinde afyon bulunan
-
Afyon yutmuş
-
Dalgın, uyuşmuş, uyuşuk (kimse)
-
[sıfat]
İçinde afyon bulunan
- SEDEFÇİ
-
-
[isim]
Sedef üzerinde çalışan, sedef kullanarak eşya yapan kimse
-
[isim]
Sedef üzerinde çalışan, sedef kullanarak eşya yapan kimse
- SOFULUK
-
-
[isim]
Sofu olma durumu
- "Gerek baba gerek de ana tarafından sofuluk göreneğine vâris olamadım." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Sofuca davranma
- "Almanlar İstanbul'a gelince sofuluk taslıyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Sofu olma durumu
- ISFAHAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde dügâh perdesindeki makamlardan biri
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde dügâh perdesindeki makamlardan biri
- SEFERLİ
-
-
[sıfat]
Sefere giden veya sefere çıkan
-
[sıfat]
Sefere giden veya sefere çıkan
- EFEMİNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Kadınsı
-
Kadınsı
- FAKÜLTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir üniversitenin, öğrenim alanı veya uzmanlık konusu bakımından ayrılmış kollarından her biri
- "Bir ev hizmetçisi azıcık dişini sıkınca çocuğunu fakülteye gönderebiliyor." (Çetin Altan)
-
[isim]
Bir üniversitenin, öğrenim alanı veya uzmanlık konusu bakımından ayrılmış kollarından her biri
- FERSUDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Eskimiş, yıpranmış, aşınmış
-
[sıfat]
Eskimiş, yıpranmış, aşınmış
- TERFİEN
- ...
- APOKRİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doğruluğuna güvenilmez söz veya yazı
-
[isim]
Doğruluğuna güvenilmez söz veya yazı
- FİKİRCİ
- ...
- UFLAMAK
-
-
[nsz]
Acı, sızı duyarak uf demek
-
[nsz]
Acı, sızı duyarak uf demek
- İSRAFİL
- ...
- NÜFUZLU
-
-
[sıfat]
Sözü geçer, istediğini yaptıran, erkli
- "Mülkiyeden çıktıktan sonra Avrupa'ya kaçmış fakat nüfuzlulardan birinin aracılığıyla İstanbul'a dönmüştü." (Refik Halit Karay)
-
Makamı yüksek, kademesi üst
- "Arkadaşlarının nüfuzlu yerlerde bulunmasına karşın o hep kenarda kalmayı yeğledi." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Sözü geçer, istediğini yaptıran, erkli
- FEVVARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Fıskiye
-
[isim]
Fıskiye
- FİGÜRAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle tiyatro ve sinemada, konuşması olmayan veya konuşması çok az olan rollere çıkan kimse
- "Bulunduğu yerin bir figüranlar ve artistler kahvesi olduğunun farkında bile değildi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir toplumda, bir toplulukta sönük, etkisiz olan kimse
- "Bize de sadece sıralarını bekleyen figüranlara resim çektirmek düştü." (Haldun Taner)
-
[isim]
Genellikle tiyatro ve sinemada, konuşması olmayan veya konuşması çok az olan rollere çıkan kimse
- ODYOFON
- ...
- FAKİRCE
-
-
[sıfat]
Yoksul
-
[zarf]
Fakire benzer biçimde
-
[sıfat]
Yoksul
- FİSTOLU
-
-
[sıfat]
Üzerine fisto dikilmiş olan
-
[sıfat]
Üzerine fisto dikilmiş olan