İçinde et olan 6 harfli 238 kelime var. İçerisinde ET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında et olan kelimeler listesine ya da Sonu et ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DETANT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yumuşama

KIYMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değer
    • "Bir özleyiş ve bir korkudan sonra bayrağın kıymetini ne kadar daha başka, ne kadar daha yakından duyuyordum." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Düşündüm ki başka bir yerde çalışmaya başlarsam, belki kıymete binerim." (Ayşe Kulin)
    • "Güneş yalnız dirileri ısıtır. / Güneşin kıymetini bil." (Oktay Rifat)

ZAHMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
    • "Yalnız rica ederim, bir an için bir zahmet ve fedakârlık daha yapın." (Halit Fahri Ozansoy)
    • "Yolda çok zahmet çekmiş, bereket versin Paris sefareti erkânından biri kendisine refakat etmiş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Benim için yine yorulacaksınız, zahmete katlanacaksınız, dedi." (Refik Halit Karay)
    • "Bunun için büyük zahmetlere girmeye gerek yoktur." (Salâh Birsel)

VUALET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Örtü
    • "Bu ince siyahlı kadın yüzünü tüller, vualetler gerisine saklamıştır." (Selim İleri)

KRETEN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kretenizme tutulmuş kimse

KLOŞET
...
KÜLFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sıkıntı, zorluk
    • "Dört defa gezdiği bu yeri tekrar görmek, artık onun için bir külfet." (Refik Halit Karay)
    • "Ben en hain, en merhametsiz hücumları yapmak için bu kadar külfetlere katlanıp buralara gelmiştim." (Aka Gündüz)
  2. Büyük masraf
    • "Bu kadar uzun külfetlere ne lüzum var?" (Ömer Seyfettin)

ŞERBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek
    • "Biraz sonra gümüş bir tepsi içinde ahududu şerbeti getirdiler." (Ahmet Haşim)
  2. Belli törenlerde konuklara sunulan şekerli içecek
    • "Hemen o haftalarda bir sabah Muhsin Beylerin evinde nikâh şerbetleri içildi." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Bazı maddelerin suda eritilmişi
    • "Gübre şerbeti. Çimento şerbeti."
  4. Sözlenmek veya nişanlanmak üzere tarafların anlaşması durumunda tören yapılarak içilen içecek

ETKİME

  1. [isim] Etkimek işi, tesir

ÜRETİM

  1. [isim] Belirli faaliyet ve işlemler sonucu yeni bir mal veya hizmet meydana getirme, istihsal, tüketim karşıtı

CENNET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dinî inanışlara göre dünyada iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt
    • "Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni." (Yunus Emre)
    • "Bu cennet gibi yerler gözümde zindan kesiliyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Herhangi bir şeyden fazlasıyla bulunan yer
    • "Kitap cenneti."
  3. [sıfat] Çok güzel, huzur veren (yer)
    • "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?" (Mehmet Akif Ersoy)

EMANET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia
    • "Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar." (Salâh Birsel)
    • "Bavullarımı otele emanet bıraktım."
    • "Değirmenimi evvel Allah, sonra size emanet ediyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir kimse ile birine gönderilen şey
    • "İstanbul'dan getirdiğim emanetinizi akşam benden alınız."
  3. Eşyanın ücret karşılığı geçici bir süre bırakıldığı yer
  4. Can, ruh
    • "Allah emanetini alsın da kurtulayım."

KETÇAP

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Temel maddesi baharat katılmış domates olan İngiliz sosu

ETAJER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Raflı, kapaksız ve taşınabilir dolap
    • "Nuran, etajerin orta rafından büyük bir kartpostal albümü aldı." (Mahmut Yesari)

İŞETME

  1. [isim] İşetmek işi

MEŞHET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şehit düşülen yer
  2. Şehidin gömüldüğü yer

KUDRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güç, erk, erke, iktidar
    • "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." (Atatürk)
  2. Yetenek
    • "Hep birden kollarını havaya kaldırarak dönmeye başlayışları bana insan kudretinin üstünde gibi geliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Maddi güç, zenginlik
  4. Tanrı yapısı
  5. Tanrı'nın ezelî gücü

MÜRTET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Müslümanlığı bırakıp başka bir dine geçmiş olan (kimse)

ÇETELE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Çizilerek veya oyularak açılan kertik
  2. Ekmekçi, sütçü vb. esnafın, uzunlamasına ikiye bölüp üzerine kertikler çenterek hesap tuttukları ağaç dalı

GETİRİ

  1. [isim] Faiz
    • "Yıllık getiri."
  2. Kazanç
  3. Yarar
    • "Bu çalışmanın bana getirisi çok oldu."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü