İçinde en olan 5 harfli 216 kelime var. İçerisinde EN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında en olan kelimeler listesine ya da Sonu en ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GEREN
-
-
[isim]
Kuruyunca çatlayan toprak, verimsiz, tuzlu, killi toprak
-
[isim]
Kuruyunca çatlayan toprak, verimsiz, tuzlu, killi toprak
- ARENA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boğa güreşi, yarış, oyun vb. türlü gösteriler yapılan alan
-
Siyasi çekişmelerin geçtiği yer
-
[isim]
Boğa güreşi, yarış, oyun vb. türlü gösteriler yapılan alan
- SEMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Semizlik
-
[isim]
Semizlik
- MENFA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin sürgüne gönderildiği yer, sürgün yeri
- "Paris'teki menfa hayatında epeyce Frenk alışkanlığı edinmiş." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bir kimsenin sürgüne gönderildiği yer, sürgün yeri
- MENFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Olumsuz, negatif
- "Hayatım üzerine yaptığı bu menfi tesirden kurtulamayacak mıyım?" (Aka Gündüz)
-
Her şeyi olumsuz ve kötü yanlarıyla ele alan
- "Ortaya konanda kusur ararsanız, kusur bulursanız o zaman menfi adamsınız, yıkıcı adamsınız." (Nurullah ataç)
-
Olumsuz
-
Negatif
-
[sıfat]
Olumsuz, negatif
- DENYO
-
-
[sıfat]
Dengesiz, delibozuk
-
Sersem, budala
-
[isim]
Emanet, rehin, tutu
-
[sıfat]
Dengesiz, delibozuk
- RESEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kendi başına, kendiliğinden
-
Bağımsız olarak, kimseye bağlı olmaksızın
- "Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine ... yargı mercilerine başvurulamaz." (Anayasa)
-
[zarf]
Kendi başına, kendiliğinden
- TENTE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Genellikle güneşten korunmak için bir yerin üzerine gerilen bez, naylon vb.nden yapılmış örtü
- "En üst setin bir özelliği ağaçtan ağaca tente gerilmiş olmasıdır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Genellikle güneşten korunmak için bir yerin üzerine gerilen bez, naylon vb.nden yapılmış örtü
- GENİŞ
-
-
[sıfat]
Eni çok olan, enli, vâsi
- "Geniş, bomboş bir taşlığın serin, rutubetli küf kokusu duyuldu." (Peyami Safa)
- "Bu vahim skandalı, bu mahdut dışarlık çocuğu niçin bu kadar geniş karşılıyordu?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Alanı büyük olan, makro, dar karşıtı
- "Bu ağaç, bir geniş bostan duvarının dış tarafında idi." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Bol (elbise)
-
Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın, makro
- "Geniş anlamlı."
-
Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat
- "Besbelli geniş, olabildiğince umursamaz görünmek istiyordu." (Atilla İlhan)
-
Çok
- "Geniş iş alanları sağlandı."
-
[sıfat]
Eni çok olan, enli, vâsi
- GENEL
-
-
[sıfat]
Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi
- "Genel seçim. Genel tarih."
-
Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan
- "Genel bir sıralama yapmak gerekirse denebilir ki dünyada en iyisi mutlu, dengeli bir evliliktir." (Haldun Taner)
-
Yetkisi ve sorumluluğu çok olan
- "Genel başkan. Genel müdür."
-
Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne)
- "Genel kitaplık."
-
Bir genelleme sonucunda elde edilen
- "Genel düşünce."
-
[sıfat]
Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi
- BENLİ
-
-
[sıfat]
Ben (I) bulunan
- "Tılsımı çözmek için kadının sırtı benli olmalı imiş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Ben (I) bulunan
- BÜTEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Olefin grubundan C4H8 formülünde iki hidrokarbonun adı
-
[isim]
Olefin grubundan C4H8 formülünde iki hidrokarbonun adı
- KENYA
- ...
- SÖVEN
-
-
[isim]
Büyük sopa
- "Akşamdan sonra gelene ya soğan ya da söven."
-
Çit yapmakta kullanılan büyük kazık
-
[isim]
Büyük sopa
- ÇENET
-
-
[isim]
Açıldığında tohumların ortaya çıktığı kabuk
-
İstiridye vb. iki çeneli yumuşakçalarda, kolsu ayaklılarda kavkının iki parçasından her biri
-
[isim]
Açıldığında tohumların ortaya çıktığı kabuk
- ÖZDEN
-
-
[sıfat]
Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili
-
İçten, candan, samimi
- "Ama ne kadar özden, ne kadar inandırıcıydı bir bilseniz." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Timüs
-
[sıfat]
Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili
- FENER
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı
- "Sigara içilmeyecek, kibrit, fener yakılmayacaktı." (Ömer Seyfettin)
- "Fener çeken çocuk, herkese yolunu göstermek mecburiyetinde." (Burhan Felek)
-
Gemilere yol gösteren ışık kulesi
- "Deniz, bu Japon fenerinden dökülen ışıklar altında ıslak parıltılarla, yanıp sönüyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Tepesinden kulplu kahveci tepsisi, askı
-
[isim]
Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı
- GÖNEN
-
-
[isim]
Ekilecek toprağın sulandırılması
-
Nem, rutubet
-
[sıfat]
Nemli (toprak)
-
[isim]
Ekilecek toprağın sulandırılması
- ENCAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Son, işin sonu
- "Nereye varır bu işin encamı?" (Atilla İlhan)
-
Gelecek
- "Encamımız hayrolsun demekten başka elden ne gelir?" (Aka Gündüz)
-
[isim]
Son, işin sonu
- VENÜS
- ...