İçinde el olan 5 harfli 200 kelime var. İçerisinde EL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında el olan kelimeler listesine ya da Sonu el ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EL, LE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÖZNEL

  1. [sıfat] Özneye ilişkin olan, öznede oluşan, nesnelerin gerçeğine değil, bireyin düşünce ve duygularına dayanan, enfüsi, subjektif, nesnel karşıtı
    • "Bence bunu düşünelim ve ortaya çıkacak öznel davranışımızı içtenlikle dile getirelim." (Melih Cevdet Anday)

DELTA

Kelime Kökeni : Yunanca

  1. [isim] Yunan alfabesinin dördüncü harfi (D)
  2. Bir ırmağın çatallanarak denize veya göle kavuştuğu yerde oluşan üçgen biçimli ova, çatal ağız

HELAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ölme, öldürme, yok etme, yok olma
    • "İki sarılı yumurta yumurtlayan bu canım legornlar iki üç gün ara ile birer birer helak olup gitmişlerdi." (Haldun Taner)
  2. Bitkin bir duruma gelme veya getirme
    • "Bu yolculuk bizi helak etti."
    • "Zavallılar kan ter içinde bir yandan karşı taraf içlerini tutacağız, bir yandan forveti besleyip akına yardım edeceğiz diye ileri geri helak olurlar." (Haldun Taner)

TÜNEL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yandan öbür yana geçebilmek için yer altında, genellikle dağların içinde açılan yol
    • "Dağların içinde bir tren gidiyor. Bak! Tam tünele girmek üzere." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Çevresi kapalı yol
    • "Polisler, fotoğrafçılar çıkış tüneline doğru birikirler." (Haldun Taner)

HELME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Fasulye, pirinç, buğday vb. taneler kaynatıldığında nişastanın çökelmesiyle oluşan koyu sıvı
  2. Bazı bitkilerin kök, çiçek ve tohumlarında bulunan koyu kıvamlı madde

BELEN

  1. [isim] Bel
  2. Tepe, yüksek yer
  3. Bayır
  4. Dağ üzerindeki yüksek geçit, dik dağ yolu

SELEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir görevde, bir makamda kendinden önce bulunmuş olan kimse, öncel, halef karşıtı
    • "Hâlbuki yeni patron selefine hiç benzemiyordu." (Haldun Taner)

GELEN

  1. [sıfat] Gelme işini yapan (kimse veya nesne)
  2. Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın)

ÇELEK

  1. [isim] Boynuzu kırık veya eğri hayvan

YEREL

  1. [sıfat] Yöresel
  2. Gözlem yerine veya gözlemcinin bulunduğu yere göre tanımlanan
  3. Sınırlı bir yerle ilgili olan, lokal

DÜBEL

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Vidanın daha sağlam yerleşmesi için duvarlarda açılan deliğe önceden çakılan plastik yuva
  2. 4-20 mm çaplarında, uçları yarık ve tırtıllı, baş tarafı uca doğru daralan delikli, orta sert veya sert plastikten yapılmış özel kavela

ÜSTEL

  1. [sıfat] Üstü olan

MELCE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sığınak, barınak

SELAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme, merhaba
    • "... pazara indiği zaman kendine verilen selamı bile almıyordu." (Ömer Seyfettin)
    • "... çok sevimli bir asker, selam çakar." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Ama birader, rahat mı edeceğiz bu bahçede, gelene geçene selam mı duracağız?" (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Yollarda sarı ve zayıf halk selama duruyor." (Falih Rıfkı Atay)

BELİT

  1. [isim] Kendiliğinden apaçık ve bundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağı sayılan temel önerme, mütearife, aksiyom
    • ""Tüm, parçaların her birinden büyüktür" sözü bir belittir."

SÖKEL

  1. [sıfat] Sakat (kimse), malul
  2. Güçsüz
  3. Hasta

ELYAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle iplik durumuna getirilebilir lifli madde
  2. [sıfat] Bu maddeden yapılmış

ELDEN

  1. [zarf] Doğrudan
    • "Atanma yazımı elden aldım, gidiyorum."
  2. Hemen
    • "Parayı elden yolladı."

CELBE

  1. [isim] Avcı çantası

PELTE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Nişasta, şeker ve su karışımının pişirilerek soğutulmasıyla yapılan bir tür tatlı
  2. Bu kıvamda olan madde
  3. Koloidal bir katı içine bir sıvının işlemesinden sonra, ya bu sıvıya daldırılan koloidin doğrudan doğruya şişmesiyle veya sıcakta hazırlanan oldukça konsantre çözeltinin soğultularak kıvamlaşmasıyla oluşan esnek madde
  4. Denizanası
    • "Denizde canlanmış bir köpük gibi açılan kapanan peltenin hayatını gördükçe bu hayatlar nedir ve niçindir, demek ihtiyacını duyardım." (Abdülhak Şinasi Hisar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü