İçinde ed olan 5 harfli 50 kelime var. İçerisinde ED bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ed olan kelimeler listesine ya da Sonu ed ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

D E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

DE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KEDER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ıstırap, tasa
    • "Ya hasta yahut bir kederi var." (Halide Edip Adıvar)

HEDEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nişan alınacak yer, nişangâh
    • "Metin yayını ve çeviri: insancı davranış bu çalışmayı hedef güder." (Azra Erhat)
  2. Amaç, gaye, maksat
    • "Asıl önemlisi devlet büyük hedefler dikmişti; milletin benimsediği, övündüğü hedeflerdi bunlar." (Tarık Buğra)
    • "Bu işi onların yapmadığına inanıyor; birilerinin hedef saptırmaya çalıştığını söylüyor." (Ahmet Ümit)
  3. Varılacak yer, ulaşılacak son nokta
    • "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" (Atatürk)

ADEDİ
...
MEDET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yardım, imdat
    • "Bekleyiniz ha başlıyor ha başlayacak, habire medet efendim..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Emin ol ki dağınık ve kasvetli bir cemiyet içinde aşktan bile medet ummayız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [ünlem] "Yardım edin, imdat" anlamında bir seslenme sözü

YEDEK

  1. [sıfat] Bir şeyin gereğinde kullanılmak için elde bulundurulan, asıl karşıtı
    • "Sonra otomobili yedeğe takıp götürdüler." (Refik Halit Karay)
  2. Gereğinde kullanılmak için fazladan bulundurulan, ayrılmış olan
    • "Yedek kalem. Yedek anahtar."
    • "Bunlardan yürümeye mecali olmayan bazılarını erkekler iki taraflarından kollarına girmek suretiyle yedeğe almışlar." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. [isim] Yularından çekilerek götürülen boş binek hayvanı
  4. [isim] Hayvanı yedeğe alan ip, yular
  5. [isim] Redif

EDALI

  1. [sıfat] Herhangi bir biçim ve görünüşlü olan
  2. Tavırları hoş olan, nazlı, işveli
    • "Edalı bir kadın."

SEDİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kol koyacak yeri olmayan, arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen kerevet, divan
    • "Bizi geniş sedirlerle çevrilmiş keten örtülü bir büyük odaya aldılar." (Burhan Felek)

NEDİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arkadaş, yakın dost
  2. Yüksek makamdaki kişileri hoş sözlerle, güzel fıkra ve hikâyelerle eğlendiren kimse

EDİNÇ

  1. [isim] Edinilen şey veya şeyler, müktesebat

NEDEN

  1. [isim] Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
    • "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor." (Atilla İlhan)
  2. [zarf] Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin
    • "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" (Haldun Taner)
  3. Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet

ŞEDDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arap yazısında, bir ünsüzün iki kez okunması gereken harfin üstüne konulan işaret

BEDİİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Güzellik ölçülerine uyan, gözü gönlü okşayan, beğenilen
    • "En zengin, en bedii sokaklarımıza pis diyoruz." (Ömer Seyfettin)
  2. [isim] Estetik

BEDÜK

  1. [isim] Çam sakızı, reçine

SEDYE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Hasta veya yaralı taşımaya yarayan katlanabilir hasta yatağı, teskere
    • "Biraz sonra sedye yukarı çıkarılıp koridora konuldu." (Memduh Şevket Esendal)

YEDİZ

  1. [sıfat] Yedisi bir arada doğan (çocuk)

HEDİK

  1. [isim] Kaynatılmış buğday, bulgur, mısır vb. şeyler

İVEDİ

  1. [sıfat] Acele
  2. Acil

PEDAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir makinede, bir araçta ayak yardımıyla dönmeyi veya hareketi sağlayan düzen, ayaklık

BEDİK

  1. [isim] Kazak Türklerinde bir hastalığın iyileşmesi için yapılan tören

KREDİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Borç ödemede güvenilir olma durumu
    • "Piyasada kredisi var."
  2. Ödünç alınan veya verilen mal, para
    • "Kredi almada, senet ödemede, şunda bunda oldum olası kolaylık göstermişlerdir." (Atilla İlhan)
  3. Güven, saygınlık, itibar
  4. Belli bir öğrenimin tamamlanması için öğrencilerden istenen her türlü kuramsal ve uygulamalı çalışmalar göz önünde tutularak bir yarıyıl veya bir öğretim yılı okutulan herhangi bir dersin, okul programı bütünlüğü içindeki değerini nicelik olarak gösteren birim

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü