İçinde de olan 4 harfli 50 kelime var. İçerisinde DE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında de olan kelimeler listesine ya da Sonu de ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BİDE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bedenin belden aşağı bölümlerini yıkamakta kullanılan tuvalet aracı

PİDE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Mayalı hamurdan yapılan, isteğe göre üzerine yumurta, kıyma, peynir, pastırma vb. konarak pişirilen, ince, yayvan yiyecek
    • "Minderler pide gibi olmuş."

İĞDE

  1. [isim] İğdegillerden, kokulu, sarı çiçekleri olan, çalı biçiminde bir ağaç (Elaeagnus)
  2. Bu ağacın zeytin biçiminde, kabuğu kırmızıya çalan sarı renkte, beyaz unlu, tadı mayhoş yemişi

BADE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Şarap, içki
    • "Fincanı taştan oyarlar / İçine bade koyarlar." (Halk türküsü)

DERE

  1. [isim] Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu
  2. Bu akarsuyun yatağı
  3. İki dağ arasındaki uzun çukur
  4. Damlarda yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko veya kiremit yol

DEST
...
İDEA

Kelime Kökeni : Yunanca

  1. [isim] Düşünce
    • "İdea akılla algılananın en üst aşamasını yani kavramı tanımlar." (Azra Erhat)

DEME

  1. [isim] Demek işi
    • "Tencere dibin kara hikâyesi, kimin kime ne demeye hakkı var?" (Haldun Taner)
    • "Çağımızı kötülemek, bugün gerçek şair, eskisinden azdır demeye getirmek için mi söylüyorum bunları..." (Nurullah ataç)
    • "İşimiz bitiyor demeye kalmadı, herkes ayağa kalktı."
    • "Ne demek! "Dörde kadar evlenir erkek" demeye kalmadan başladı şirretliğe." (Mehmet Akif Ersoy)
  2. Anlam
    • "Bu söz ne demeye gelir?"
  3. Halk edebiyatında şiir
  4. Genellikle Alevi şairlerin tarikatlarıyla ilgili konuları işleyen şiirlerine, kendilerince verilen ad
  5. Ağıt
  6. Atasözü

DEBİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir akarsuyun herhangi bir kesiminden saniyede geçen suyun hacmi, akım

İADE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alınmış bir şeyi geri verme
    • "Sekiz buçuk altını iade için eline mühim bir para geçmesi lazımdı." (Refik Halit Karay)
    • "Hariciye Nazırı Tevfik Paşa gelerek iade edilmelerini talep eylemiş." (Ahmet Rasim)
  2. Verilen bir şeyi almayarak geri çevirme, reddetme
  3. Karşılıklı olarak yapma, mukabele etme
    • "Karşıki kayalar benim sesimi bana iade ettiler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. İadeli

ZADE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Oğul, evlat
    • "Şimdi bilmem ne zade namı altında, İstanbul'un en büyük zenginlerinden biriydi." (Ömer Seyfettin)
  2. [sıfat] Doğmuş

DEFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kez, kere
    • "İlk defa bu fikir, bir fikir olmaktan çıktı." (Yahya Kemal Beyatlı)

UHDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin yapmakla yükümlü olduğu iş, görev
    • "Bu işi tek bir kişiye verseniz yine uhdesinden gelir çünkü yapacağı bellidir." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Kulübün masrafını Türk azalar uhdelerine almışlardır." (Ömer Seyfettin)
  2. Sorumluluk

ELDE

  1. [isim] Çarpma ve toplama işlemlerinde bir sonraki sıranın rakamlarına katılacak olan sayı

EDEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Toplum töresine uygun davranma
    • "Olur şey mi bu, haydi edebinle çık git, çekil karşımdan!" (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Edeptir söylemesi, donuna kaçırmış."
  2. İyi ahlak, incelik, terbiye

ÖDEV

  1. [isim] Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre ve yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife, vecibe
    • "Doktor da rahattır. Ödevini yapmıştır." (Haldun Taner)
  2. Öğretmenin öğrencilere okul dışında yapmaları için verdiği çalışma

MİDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında besinlerin sindirime hazır duruma getirildiği omurgasız hayvanlarda sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan parçası
    • "Dibinde, kıyılmış kertenkele ve yılan parçaları varmış gibi midesini bulandırmıştı." (Peyami Safa)
    • "Mebuslardan midesi ekşiyen birine bizmut, başı ağrıyan bir başkasına veronal verdim." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Karın, karın bölgesi
  3. Yemek yeme isteği

DENK

  1. [sıfat] Ağırlık bakımından eşit olan
    • "Neleri, nasıl yazacağımıza gelince, yaşadığım günden başlayıp, denk geldikçe geriye dönüşlerle." (Nezihe Meriç)
    • "Bizimkinin evde olmadığı bir zamana denk getirirsem çağıracağım, bakalım gelecek mi?" (Çetin Altan)
    • "Şehrin ortasında bir kurulu düzen var ki dengi dengine işleyip duruyor." (Nezihe Meriç)
  2. 0,80175 g olan ağırlık ölçü birimi
    • "Dolunun her biri, denk gelse bir kafa yarardı." (Tarık Buğra)
  3. Uygun, nitelik yönünden eşit

DESİ
...
ÖDEM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dokularda genellikle yüzde, ellerde, ayaklarda ve bazı iç organlarda aşırı miktarda sıvı birikmesi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü