İçinde ci olan 4 harfli 24 kelime var. İçerisinde Cİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ci olan kelimeler listesine ya da Sonu ci ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CİCİ
-
-
[sıfat]
Sevimli, cana yakın, hoş, güzel, hoşa giden
- "Ümit! Ah benim cici kardeşim." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Sevimli, cana yakın, hoş, güzel, hoşa giden
- CİLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi parlatmak için kullanılan kimyasal bileşik
- "Çocukluk günlerin hatırası zihinlerine cila vermişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Parlaklık
-
Gereksiz süs, gösteriş
-
[isim]
Bir şeyi parlatmak için kullanılan kimyasal bileşik
- RACİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Geri dönen
- "Bu sözün ona raci olmadığını temin ederim."
-
Dokunan, ilgilendiren, dayanan
-
[sıfat]
Geri dönen
- CİLT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ten
-
Formaları, yaprakları birbirine dikerek veya yapıştırarak kitap, defter, dergi vb.ne geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak
- "Nakışlara, ciltlere, minyatürlere hayran kaldı." (Ömer Seyfettin)
-
Bir eserin ayrı ayrı basılan bölümlerinden her biri
- "İstanbul Ansiklopedisi'nin ilk dokuz cildinde bunların altmış yedi tanesi yer alır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Ten
- CİNS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tür, çeşit
- "Portakal, turunç cinsinden bir meyvedir."
-
Aralarında ortak özellikler bulunan varlıklar topluluğu
- "Bizim operetlerimiz cinsinden bir sürü halk tiyatroları var." (Haldun Taner)
-
Soy, kök, asıl
- "Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur." (Mehmet Emin Yurdakul)
-
[sıfat]
Garip, tuhaf
-
Pek çok ortak özellikleri bulunan türler topluluğu
-
[sıfat]
Diğerlerine göre üstün nitelikleri olan
- "Derler ki cins kediler bu çirkinliği gizlemek için tenha yerlerde ölmeye giderlermiş." (Peyami Safa)
-
[isim]
Tür, çeşit
- İZCİ
-
-
[isim]
İz güderek aradığını bulabilen kimse, keşşaf
-
Dayanışma ve yardımlaşma duygularını geliştirmek, ruhça ve bedence güçlendirilmek için kamplarda ve okullarda eğitilen genç
- "Tam bu sırada, sokağın başından bir izci alayı sökün etti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
İz güderek aradığını bulabilen kimse, keşşaf
- İĞCİ
-
-
[isim]
İğ kullanan, yapan veya satan kimse
-
[isim]
İğ kullanan, yapan veya satan kimse
- ACİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük
- "Adamın aczine şaşmaktan kendimi alamıyorum." (Refik Halit Karay)
-
Beceriksizlik
- "Aczini bilmek de bir meziyettir." (Ömer Seyfettin)
-
Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu
-
[isim]
Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük
- CİPS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
İnce, yuvarlak kesilerek kızartılmış patates
-
[isim]
İnce, yuvarlak kesilerek kızartılmış patates
- SECİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nesirde yapılan uyak
-
[isim]
Nesirde yapılan uyak
- CİFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Leş
-
[sıfat]
İğrenç
- "Sonunda öldü, bu cife dünyadan kurtuldu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Leş
- CİDE
- ...
- ŞECİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yürekli, yiğit
-
[sıfat]
Yürekli, yiğit
- EVCİ
-
-
Tatil günlerini evinde geçiren yatılı öğrenci, er vb
-
Tatil günlerini evinde geçiren yatılı öğrenci, er vb
- CİMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsanlarda çiftleşme, cinsel ilişki
-
[isim]
İnsanlarda çiftleşme, cinsel ilişki
- ACİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel
- "Acil işleri varmış."
-
[sıfat]
Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel
- BOCİ
-
-
[isim]
Ağır yük taşımaya yarayan, iki kalın ve küçük tekerleği olan el arabası
-
[isim]
Ağır yük taşımaya yarayan, iki kalın ve küçük tekerleği olan el arabası
- ELCİ
-
-
[isim]
Bazı yörelerde mevsimlik tarım işçisi toplayıp işçi ile işveren arasında aracılık yapan kimse
-
[isim]
Bazı yörelerde mevsimlik tarım işçisi toplayıp işçi ile işveren arasında aracılık yapan kimse
- FECİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Acıklı, çok acıklı, yürekler acısı, trajik
- "İkimiz de feci bir akıbete doğru yuvarlanıyoruz." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Acıklı, çok acıklı, yürekler acısı, trajik
- İNCİ
-
-
[isim]
İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi
- "Pek âlâ elinde inci gibi yazısı var, daha ziyade okuyup da ne olacak?" (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu tanelerden oluşan takı
- "Yalıdaki ev, Dürnev Hanım'ın halılarını, incilerini gözden çıkarmasıyla kurtuldu." (Necati Cumalı)
-
Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle
-
[isim]
İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi