İçinde cak olan 8 harfli 22 kelime var. İçerisinde CAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında cak olan kelimeler listesine ya da Sonu cak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A C K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OCAKBAŞI
-
-
[isim]
Ocağın başında yemek yeme
-
[isim]
Ocağın başında yemek yeme
- BULANCAK
-
-
[isim]
Genellikle bulanık akan su
-
[isim]
Genellikle bulanık akan su
- YAPINCAK
-
-
[isim]
Soğuk havada, açıkta bırakılan atlara örtülen uzun tüylü kebe
-
[isim]
Soğuk havada, açıkta bırakılan atlara örtülen uzun tüylü kebe
- OTURACAK
-
-
[isim]
Sandalye, tabure, kanepe gibi üstüne oturulan şey
-
[isim]
Sandalye, tabure, kanepe gibi üstüne oturulan şey
- YAVRUCAK
-
-
[isim]
Acıma, sevgi, sevecenlik duygusu ile yavruya söylenen söz, yavrucuk, yavrucağız
- "Yavrucağa ara sıra şeker alırım." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Acıma, sevgi, sevecenlik duygusu ile yavruya söylenen söz, yavrucuk, yavrucağız
- TAPINCAK
-
-
[isim]
Fetiş
-
[isim]
Fetiş
- BAKINCAK
-
-
[isim]
Nişangâh
-
[isim]
Nişangâh
- YUMURCAK
-
-
[isim]
Yaramaz küçük çocuk
- "Bizim yumurcaklar ağızları gibi açık o güzel gözleri yuvarlacık, verdiğim derse bakıyorlardı." (Tarık Buğra)
-
Veba hastalığında koltuk altında veya kasıkta çıkan çıban
-
[isim]
Yaramaz küçük çocuk
- SIMSICAK
-
-
[sıfat]
Pek sıcak, sıpsıcak
-
Çok samimi, çok duygulu
- "Siz hiç her satırı sımsıcak, yepyeni bir özle dolu şiirler hatırlar mısınız?" (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Çok sıcak olarak, sıcak bir biçimde
-
[sıfat]
Pek sıcak, sıpsıcak
- SIPSICAK
-
-
[sıfat]
Pek sıcak, cana yakın, sımsıcak
- "Gelin çıtı pıtı, esmer güzeli, sıpsıcak bir kızdı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Pek sıcak, cana yakın, sımsıcak
- KORUNCAK
-
-
[isim]
Ambalajlanan malı dış etkilere karşı korumak için ambalaj çatısına çakılan tahta, kontrplak vb. malzeme, mahfaza
-
[isim]
Ambalajlanan malı dış etkilere karşı korumak için ambalaj çatısına çakılan tahta, kontrplak vb. malzeme, mahfaza
- KOCAKARI
-
-
[isim]
Yaşlı kadın
- "Kocakarının trenin arkasından ağzıyla uluyarak koşan hayali bir rüya gibi oldu." (Halide Edip Adıvar)
-
Anne
-
[isim]
Yaşlı kadın
- SALINCAK
-
-
[isim]
İki ucundan iki iple veya zincirle yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı
- "Salıncağa annesi binmedi, o bindi yalnız." (Tarık Dursun K)
-
Küçük çocukları uyutmak için beşik yerine kullanılan ve karşılıklı iki yere iple bağlı bulunan asılı yatak
-
[isim]
İki ucundan iki iple veya zincirle yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı
- ALABACAK
-
-
[sıfat]
Ayağı sekili (at)
-
Ara bozucu, dönek, uğursuz (kimse)
-
[sıfat]
Ayağı sekili (at)
- BACAKLIK
-
-
[isim]
Özellikle hokey oyuncularının dizlerine taktıkları deriden yapılmış koruyucu
-
[isim]
Özellikle hokey oyuncularının dizlerine taktıkları deriden yapılmış koruyucu
- KULUNCAK
- ...
- BUCAKSIZ
-
-
[sıfat]
Bucağı olmayan
-
[sıfat]
Bucağı olmayan
- BACAKSIZ
-
-
[sıfat]
Bacağı olmayan
-
Bacakları kısa olan, kısa boylu, bodur
-
[ünlem]
Yaşından büyük işlere kalkışan çocuklara söylenen bir söz
- "Bakın şu bacaksıza! Seni bacaksız seni!"
-
[sıfat]
Bacağı olmayan
- ALACAKLI
-
-
[sıfat]
Birinden alacağı olan (kimse), borçlu ve verecekli karşıtı
- "Gelir desen dar gelir / Günaşırı alacaklılar gelir." (Orhan Veli Kanık)
-
[sıfat]
Birinden alacağı olan (kimse), borçlu ve verecekli karşıtı
- YALINCAK
-
-
[sıfat]
Çıplak
-
[sıfat]
Çıplak