İçinde bur olan 7 harfli 29 kelime var. İçerisinde BUR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bur olan kelimeler listesine ya da Sonu bur ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B R U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
BU, UR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BURGULU
-
-
[sıfat]
Burgusu olan
-
Burgulanmış olan
-
[sıfat]
Burgusu olan
- BURUKÇA
-
-
[sıfat]
Tadı biraz buruk olan
-
[sıfat]
Tadı biraz buruk olan
- KABURGA
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes
- "Yüreğinde heyecan büyüdü büyüdü, göğsüne sığmayan bir gürültü kaburgalarını parçalayacaktı." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Eğe (I)
-
Gemilerde dış kaplamanın dayandığı iskelet
-
[isim]
Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes
- BURUŞUK
-
-
Gerginliği, düzgünlüğü kalmamış, buruşmuş olan
-
Gerginliği, düzgünlüğü kalmamış, buruşmuş olan
- KAMBURA
-
-
[isim]
Kitapların ciltlenmesiyle sırt bölümünde oluşan yuvarlaklık
-
[isim]
Kitapların ciltlenmesiyle sırt bölümünde oluşan yuvarlaklık
- BURUKSU
-
-
[sıfat]
Buruğa benzer, buruk gibi
- "Bundan kuvvet alarak âdeta bir nevi buruksu saadet içinde yaşamaktayım." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Buruğa benzer, buruk gibi
- BURSSUZ
-
-
[sıfat]
Burs almayan, bursu olmayan
-
[sıfat]
Burs almayan, bursu olmayan
- TAMBURA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Türk halk müziğinde kullanılan, cura, bulgari, çöğür, bağlama gibi telli ve çalgıçla çalınan çalgıların genel adı
- "Gündüzleri öğleden sonra yatağından kalkarak tamburasını eline alıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Türk halk müziğinde kullanılan, cura, bulgari, çöğür, bağlama gibi telli ve çalgıçla çalınan çalgıların genel adı
- BURADAN
-
-
[zarf]
Bu yerden
-
[zarf]
Bu yerden
- BURSALI
- ...
- MECBURİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zorunlu
- "Mecburi iniş."
-
[sıfat]
Zorunlu
- BURKMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi burar gibi ekseni etrafında döndürmek
- "Birinin kolunu burkmak."
-
[nsz]
Burkulmak
- "Ayağım burktu."
-
Acı vermek, üzmek
- "Yörede, şimdi yürek burkan bir suskunluk vardı." (Tarık Buğra)
-
Bazı yiyecekler, ağza kekre tat vermek
-
[-i]
Bir şeyi burar gibi ekseni etrafında döndürmek
- BURGATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tel ve bitkisel halatların inç olarak çevresini belirten, 2,54 cm'ye eşit olan birim
-
[isim]
Tel ve bitkisel halatların inç olarak çevresini belirten, 2,54 cm'ye eşit olan birim
- BURTLAK
-
-
[isim]
Taşlık, çalılık yer
-
[isim]
Taşlık, çalılık yer
- BURLESK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sanat alanında ve özellikle edebiyatta rastlanan, komikliğe dayanan bir tür
-
[isim]
Sanat alanında ve özellikle edebiyatta rastlanan, komikliğe dayanan bir tür
- İTBURNU
-
-
[isim]
Yaban gülünün meyvesi
-
[isim]
Yaban gülünün meyvesi
- TAMBURİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tambur çalan kimse
- "Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta / Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Tambur çalan kimse
- BURUNLU
-
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde burnu olan
- "Dördü de birbirine benzeyen zayıf, kanca burunlu çocuklardı." (Haldun Taner)
-
Çıkıntısı olan
-
Kendini beğenmiş, kibirli
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde burnu olan
- BURJUVA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Şehirde yaşayıp özel imtiyazlardan yararlanan
- "Burjuva bir aileden doğmuş, bir fabrikatörle evlenmiş." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Orta sınıftan olan, kent soylu
-
[sıfat]
Şehirde yaşayıp özel imtiyazlardan yararlanan
- BURUNTU
-
-
[isim]
Buru, sancı, bağırsak bozukluğu
- "Sus! Buruntu geçiriyorum, azıcık kıpırdansam falya." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Buru, sancı, bağırsak bozukluğu