İçinde bo olan 5 harfli 46 kelime var. İçerisinde BO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bo olan kelimeler listesine ya da Sonu bo ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ABOSA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gemide hareket hâlindeki halatın veya zincirin bir an durdurulması için verilen komut

BOĞMA

  1. [isim] Boğmak işi

BORAT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz

BORİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bordan türeyen asit ve anhidrit

TURBO

  1. [sıfat] Havayı veya havaya katılmış bir karışımı, düzenli ve amaca uygun olarak üfleyen
    • "Turbo fırın. Turbo jet."

BOĞAZ

  1. [isim] Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak
    • "Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir." (Ömer Seyfettin)
    • "Birbiriyle boğaz boğaza gelen okul çocuklarını, Samet'in varlığı bugünlerde tek bir vücut gibi bir araya toplayabilirdi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Çocukluğumdan beri sık sık boğaz olurdum." (Burhan Felek)
    • "Kediyi karşısında gördükçe yüreği titriyor, boğazı kuruyor." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm
    • "Şişenin boğazı. Testinin boğazı."
    • "Fazla imrendiriyorsun insanı, boğaz olacağız." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. İki dağ arasında dar geçit, derbent
    • "Yol üzerindeki derbentleri ve boğazları işgal ederek ordunun başında bunları takip ediyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  4. Yedirip içirme yükümü, iaşe
    • "İşçilerin boğazı bizden olacak."
  5. Yiyeceği içeceği sağlanan kimse
    • "Hayat zor anne, kaç boğazız evde, ağabeyim hangi birimize yetişsin." (Ayşe Kulin)
  6. Yeme içme
    • "Boğazına düşkün."
  7. İki kara arasındaki dar deniz

BOHÇA

  1. [isim] İçine çamaşır, elbise vb. koyup sarılan dört köşe kumaş
    • "Hemen hemen her giyim eşyası bohçada ve sandıkta saklanırdı." (Refik Halit Karay)
    • "Günün birinde bohçasını koltuğuna alıp kıyı mahallelerden birinde oturan ablası Fitnat Hanım'ın evine gitti." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Ufak ve seçme tütün dengi

BOZUŞ

  1. [isim] Bozma işi veya biçimi

BOYNA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Sandalı kıçtan yürüten kısa kürek, boyana

BOMBE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Şişkinlik, kabarıklık

BOBİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Makara
  2. Fotoğraf filmi rulosu
    • "Ama bobin bittiği için kamera kendisini bile görüntüleyememiştir." (Salâh Birsel)
  3. Tampon silindiri veya mihver boru etrafına sarılmış kâğıt veya kartonun sürekli uzunluğu
  4. İçinden elektrik akımı geçebilen yalıtılmış tel ile bu telin sarılı bulunduğu silindirden oluşan aygıt

BOĞUK

  1. [sıfat] Kısılmış (ses)
    • "Zeyno'nun birdenbire boğazından boğuk bir ses çıktı." (Halide Edip Adıvar)

HIRBO

  1. [sıfat] İri yarı (kimse)
  2. Sersem, salak ve kaba saba

BOYLU

  1. [sıfat] Boyu olan
    • "Hatırlayabildiğim kadar annem orta boylu idi." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Boyu benzerlerinden uzun olan
    • "Sahneye birbirinden enli ve boylu dört taze birbiri ardınca girdi." (Halide Edip Adıvar)

BOMBA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Canlı veya cansız hedeflere atılan, içi yakıcı ve yıkıcı maddelerle doldurulmuş, türlü büyüklükte patlayıcı, ateşli silah
    • "Çok sayıda tabanca, mavzer mermisi ile bir sandık el bombası, altı Alman mavzeri buldu." (Necati Cumalı)
  2. Büyük fıçı veya varil
    • "Babamın Üsküp'ü terk etmek ve Selanik'e gidip yerleşmek hakkında verdiği karar ailemiz arasında bir bomba gibi patladı." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Çekiciliği olan çok güzel kadın veya kız
  4. Uyuşturucu hap

BODUR

  1. [sıfat] Enine göre boyu kısa ve tıknaz
    • "Bir av arıyormuş gibi tereddütlü adımlarla bodur böğürtlen dallarını hışırdatarak şoseye indi." (Ömer Seyfettin)
    • "Boyu bosu kötü toprağa düşmüş İdris ağacı gibi bodur kalmış." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BORAN

  1. [isim] Rüzgâr, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı
    • "Yazın sık sık boran olur."

BOYOZ

  1. [isim] Kuş yuvası biçimi verilmiş milföy hamurunun içine kıyma, patates, peynir vb. malzemeler konulduktan sonra üzerine pudra şekeri veya tahin dökülerek hazırlanan bir çeşit börek

BOYCA

  1. [zarf] Boy bakımından
    • "Güçlü kuvvetli kız, boyca ondan en az iki karış yüksek." (Atilla İlhan)

BODUÇ

  1. [isim] Ağaç veya topraktan yapılmış küçük su kabı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü