İçinde be olan 5 harfli 126 kelime var. İçerisinde BE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında be olan kelimeler listesine ya da Sonu be ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EZBER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir metni veya bir sözü eksiksiz tekrarlayabilecek biçimde akılda tutma
- "En az yirmi şiiri ezberimdeydi." (Necati Cumalı)
-
Ezberleme ve akılda tutma yeteneği
-
Ezber edilecek ders
-
[isim]
Bir metni veya bir sözü eksiksiz tekrarlayabilecek biçimde akılda tutma
- BESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü
- "Belki hâlâ o besteler çalınır / Gemiler geçmeyen bir ummanda." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü
- BEYİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası
- "Kendince uğur denediği bazı beyitleri okudu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Ev
-
[isim]
Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası
- AMBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde
-
Güzel kokulu bazı maddelerin ortak adı
-
[isim]
Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde
- BERAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent
-
Osmanlı İmparatorluğu'nda bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu
-
[isim]
Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent
- EDİBE
- ...
- DEBBE
-
-
[isim]
Kulplu ve ağzı kapaklı bakırdan su kabı, güğüm
-
[isim]
Kulplu ve ağzı kapaklı bakırdan su kabı, güğüm
- HUTBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt
-
[isim]
Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt
- HABER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık
- "Çırağın bir şeyden haberi yok." (Memduh Şevket Esendal)
- "Sizden haber almayalı bir seneden fazla oldu ." (Peyami Safa)
- "Kayıkları olmayanlar mahalledeki en alışık oldukları kira sandallarına haber gönderirler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Bu haberi patlatacak olan gazete en az bir hafta gündemi belirlemiş olacak." (Ahmet Ümit)
-
İletişim veya yayın organlarıyla verilen bilgi
- "Televizyonda dünya haberlerini izledi."
- "Günlerden beri artan iştahsızlık ve derin yorgunluk fena günlerin yaklaştığını haber vermiş olabilirdi." (Peyami Safa)
-
Bilgi
- "Sanattan haberi yok."
-
Yüklem
-
[isim]
Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık
- BEGÜM
-
-
[isim]
Hint prenseslerine verilen unvan
-
[isim]
Hint prenseslerine verilen unvan
- BELKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Olabilir ki, muhtemel olarak
- "Belki de bu durumun kusuru bizde." (Burhan Felek)
-
[bağlaç]
Olsa olsa, ya ... ya ..., ihtimal
- "Belki bir sabah vakti, belki bir gece yarısı / Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz." (Zeki Ömer Defne)
-
[zarf]
Olabilir ki, muhtemel olarak
- BEKAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Diyezli veya bemollü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota işareti
-
[isim]
Diyezli veya bemollü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota işareti
- BEYTİ
- ...
- CELBE
-
-
[isim]
Avcı çantası
-
[isim]
Avcı çantası
- BENLİ
-
-
[sıfat]
Ben (I) bulunan
- "Tılsımı çözmek için kadının sırtı benli olmalı imiş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Ben (I) bulunan
- TÖVBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İşlediği bir günah veya suçtan pişman olarak bir daha yapmamaya karar verme
- "Bir daha senin ismini ağzına almamak için tövbe eder." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Geyik çekti bizi kendi dağına / Tövbeler tövbesi geyik avına." (Halk türküsü)
-
[isim]
İşlediği bir günah veya suçtan pişman olarak bir daha yapmamaya karar verme
- BEDÜK
-
-
[isim]
Çam sakızı, reçine
-
[isim]
Çam sakızı, reçine
- ŞAİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Art düşünce
- "Yakın zamanlarda bizim parlamentomuz da bu gibi şaibeler altında tutuldu." (Haldun Taner)
-
Hile
-
Eksiklik, kusur, ayıp
- "Bizim efendinin indinde bundan büyük şaibe olamaz." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Kir, leke
-
[isim]
Art düşünce
- BESİN
-
-
[isim]
Yenilebilir, beslenmeye elverişli her tür madde, azık, gıda
-
Yaşamak, varlığını sürdürmek için gerekli şey
-
[isim]
Yenilebilir, beslenmeye elverişli her tür madde, azık, gıda
- BERİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat
-
[isim]
Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat