İçinde ban olan 7 harfli 34 kelime var. İçerisinde BAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ban olan kelimeler listesine ya da Sonu ban ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A B N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BAN
2 Harfli Kelimeler
AB, AN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BANGKOK
- ...
- BANKNOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Devlet bankası tarafından piyasaya çıkarılan kâğıt para
- "Dört, beş banknotla üç gün ya geçirilir ya geçirilmez." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Devlet bankası tarafından piyasaya çıkarılan kâğıt para
- CAZBANT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Caz müziği çalan orkestra
- "Kaldırımın nihayetinde bir cazbant sesi geliyor." (Peyami Safa)
-
[isim]
Caz müziği çalan orkestra
- YABANCI
-
-
[sıfat]
Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi
- "Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Çocukluğumdan beri aşina olduğum ses bana yabancı geldi." (Halide Edip Adıvar)
- "Yabancısı olmadığımız ikinci kattaki küçük odaya yerleştik." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge
- "Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi çıkarmadım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Tanınmayan, bilinmeyen, yad
- "Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Aynı türden, aynı çeşitten olmayan
- "Yağın içinde yabancı maddeler var."
-
Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayan
- "Bu uygulamanın yabancısıyım."
-
Belli bir yere veya kimseye özgü olmayan
- "Yabancı arabalar buraya park edemez."
-
[sıfat]
Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi
- BANLAMA
-
-
[isim]
Banlamak işi
-
[isim]
Banlamak işi
- HIYABAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İki tarafı düzgün ağaçlı yol veya bulvar
- "Sustu bülbüller hıyaban uykuda / Esme ey bad esme canan uykuda." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[isim]
İki tarafı düzgün ağaçlı yol veya bulvar
- İKEBANA
-
Kelime Kökeni : Japonca
-
[isim]
Belli kurallara göre yapılan çiçek düzenlemesi
-
[isim]
Belli kurallara göre yapılan çiçek düzenlemesi
- BANDOCU
-
-
[isim]
Bandoda görevi olan kimse, mızıkacı
-
[isim]
Bandoda görevi olan kimse, mızıkacı
- RABBANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Allah ile ilgili, Allah'a bağlı, ilahî, Allah'tan gelen
-
Kalbini ve fikrini Allah'a bağlamış ve sadece onunla meşgul olan
-
[sıfat]
Allah ile ilgili, Allah'a bağlı, ilahî, Allah'tan gelen
- BANDIRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak
-
Yabancı devlet bayrağı
- "Fransız bandırası."
-
[isim]
Bir geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak
- MBABANA
- ...
- BANYOLU
-
-
[sıfat]
İçinde banyo bölümü olan
- "Banyolu, yatağı kuş tüyü yastıklı bir oda bulacaksın." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Banyodan henüz çıkmış (kimse)
- "Banyolusun, üzerine bir şey giy."
-
[sıfat]
İçinde banyo bölümü olan
- BANLİYÖ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yörekent
-
[isim]
Yörekent
- GÜLBANK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hep bir ağızdan ve makamla yapılan dua veya ant
- "Dışarıya fırlayan bütün davetliler de bu gülbange iştirak ediyorlardı." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Hep bir ağızdan ve makamla yapılan dua veya ant
- BANKACI
-
-
[isim]
Bankacılık işlemleri ile uğraşan veya bankada görevli kimse
- "Eczacı, bankacı olup da geceleri orkestracı kesilen derme çatma orkestramız..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bankacılık işlemleri ile uğraşan veya bankada görevli kimse
- BANDANA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Başı değişik biçimlerde bağlamak amacıyla kullanılan büyük mendil
-
[isim]
Başı değişik biçimlerde bağlamak amacıyla kullanılan büyük mendil
- BEYABAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çöl
-
[isim]
Çöl
- YABANSI
-
-
[sıfat]
Acayip
- "Kaçmış uykum yabansı ormanlardan / Dağlar mağaralarla ovalara kaçmış." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
-
Çirkin, kötü, alışılmadık, kanunsuz
- "Kalabalıklaşan şehirlerde yapılarla elde edilebilen yabansı rantlar, insanları çileden çıkarıyor." (Aydın Boysan)
-
[sıfat]
Acayip
- YABANIL
-
-
İlkel yaşayan (kimse), yabani, vahşi
-
İnsan bakımı ile yetişmemiş (bitki)
-
Evcil olmayan (hayvan), vahşi
-
İlkel yaşayan (kimse), yabani, vahşi
- ABANİLİ
- ...