İçinde ba olan 6 harfli 240 kelime var. İçerisinde BA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ba olan kelimeler listesine ya da Sonu ba ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A B Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AB

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BAĞRIŞ

  1. [isim] Bağırma işi veya biçimi

BOMBAJ
...
BALYAJ
...
BALKON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü, ayazlık
    • "Geçen gün bahçeye balkondan atlamak suretiyle inmiş." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Tiyatro, sinema vb. büyük salonlarda asma kat

BARMEN

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Barda içki hazırlayıp sunan kimse

ETİBBA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doktorlar, hekimler

İZOBAR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Eş basınç

BAMAKO
...
BALKAN

  1. [isim] Sarp ve ormanlık sıradağ
    • "Podima balkanları içinde, bir alandan, bir çalılık içinden Ahmet Efendi'yi çıkarıp getirmişler." (Memduh Şevket Esendal)

BANKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Şehirler arası yolların iki tarafında yayaların yürümesine ve taşıtların trafiği aksatmadan durabilmesine yarayan çakıl veya toprak yol
  2. Yamaçtan kayan toprağı yerinde tutmak ve böylece ekilmeye elverişli yer kazanmak için türlü yollarla yapılan dar basamak

KIRBAÇ

  1. [isim] Tek parça deri veya uzun esnek bir değneğin ucuna sırım bağlanarak yapılmış vurma aracı
    • "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)

CAMBAZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yerde ve tel, at, bisiklet, ip vb. üzerinde dengeye dayanan, tehlikeli, heyecan verici gösteriler yapan kimse, akrobat
    • "Önüne getirilen ata bir cambaz çevikliğiyle atladı." (Ömer Seyfettin)
  2. At alıp satan veya yetiştiren kimse
    • "Bitişik komşumuz cambaz İbrahim -bizde at alıp satanlara cambaz derler- hacca gitti, geldi." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Usta, becerikli kimse
    • "Söz cambazı."
  4. Osmanlı Devleti'nde atlı olan ve savaşlarda padişahın önünde düşmana karşı ilk saldırıya geçen birlik
  5. [sıfat] Kurnaz, hileci, hilekâr
    • "O cambaz adamdır, güvenilmez."

KOBALT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 27, atom ağırlığı 59 olan, boyacılıkta kullanılan, nikel ve demire benzeyen, gümüş renginde bir element (simgesi Co)

TARABA

  1. [isim] Tahta perde

TOMBAK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kuyumculukta kullanılan, % 80 bakır, % 20 çinkodan oluşan sarı renkli alaşım
  2. [sıfat] Bu alaşımdan yapılmış
    • "Tombak leğen."

BASICI

  1. [isim] Bası işi yapan kimse

BASKIN

  1. [isim] Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme
    • "İbiş'in odasına cennet kuşları baskın vermişti." (Tarık Buğra)
  2. Kısa süreli, beklenmedik saldırı
    • "Bu dört kişi güç bela baskından kurtulup bana sığınmış." (Refik Halit Karay)
  3. Su basması, sel
    • "Behçet'e bu evin merdiven altındaki bakla gibi odasında baskın yaparlar." (Salâh Birsel)
  4. Ansızın çıkagelme
  5. [sıfat] Sertlik, zorluk bakımından üstün
    • "Belli bir şey ki bu genç ikisinden de baskın, çekemiyorlar." (Haldun Taner)
  6. [sıfat] Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen, hâkim, dominant

ONBAŞI

  1. [isim] On ere kumanda eden asker, erin üstündeki ilk rütbe
    • "Askerî çavuşlar, onbaşılar talim ettiriyorlardı." (Ömer Seyfettin)

ABAKÜS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sayı boncuğu
  2. Sütun başlığının üstüne yatay olarak konan ve kenarlarından biraz dışarı taşan taş blok

BAKICI

  1. [isim] Bakma işiyle görevlendirilen kimse
    • "Ustanın anası yatalak oldu, yanına başka bir bakıcı kocakarı tuttum." (Aka Gündüz)
  2. Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse
  3. Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık görevi yapan kimse
  4. Bir şeyi satın almayı düşünmeden yalnızca bakarak ilgilenen kimse
    • "Anlaşılıyor, alıcı değil, bakıcısın. Alıcı suratı yok sende pek." (Haldun Taner)
  5. Kayırıcı
  6. Yabancı ülkede bir aile yanında kalarak eğitimini sürdüren ve aynı zamanda o evin çocuklarına bakan kimse
  7. Falcı
    • "Bakıcılara, niyet kuyularına, Tezveren Dede'ye gitti." (Ömer Seyfettin)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü