İçinde ağd olan 9 harfli 16 kelime var. İçerisinde AĞD bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ağd olan kelimeler listesine ya da Sonu ağd ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D Ğ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DAĞ
2 Harfli Kelimeler
AD, AĞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAĞDAŞMAZ
-
-
[sıfat]
Uyuşmaz, tutarsız
-
[sıfat]
Uyuşmaz, tutarsız
- AĞDACILIK
-
-
[isim]
Ağdacı olma durumu
-
[isim]
Ağdacı olma durumu
- SAĞDIÇLIK
-
-
[isim]
Sağdıç olma durumu
-
[isim]
Sağdıç olma durumu
- AĞDALAŞMA
-
-
[isim]
Ağdalaşmak durumu
- "Rakısından mı, mezesinden mi yoksa söyleşilerin bal kıvamı kazanıp tatlı tatlı ağdalaşmasından mı nedense." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Ağdalaşmak durumu
- SAĞDUYULU
-
-
[sıfat]
Sağduyusu olan
-
[sıfat]
Sağduyusu olan
- ÇAĞDAŞLIK
-
-
[isim]
Çağdaş olma durumu, çağcıllık, modernlik, asrilik, muasırlık, modernizm
-
[isim]
Çağdaş olma durumu, çağcıllık, modernlik, asrilik, muasırlık, modernizm
- AĞDALANMA
-
-
[isim]
Ağdalanmak işi
-
[isim]
Ağdalanmak işi
- YAĞDANLIK
-
-
[isim]
Makineleri yağlamakta kullanılan, ince, uzun bir borusu olan yağ kabı
-
Dalkavuk
-
[isim]
Makineleri yağlamakta kullanılan, ince, uzun bir borusu olan yağ kabı
- MAĞDURLUK
-
-
[isim]
Mağdur olma durumu, kıygınlık, mağduriyet
- "Oy kavgasında kazanılmaya değer bir kalabalık saymadıklarından olacak, onların mağdurluğunu gidermek, onların hakkını korumak çabasına üşenmişler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Mağdur olma durumu, kıygınlık, mağduriyet
- AĞDALILIK
-
-
[isim]
Ağdalı olma durumu
-
[isim]
Ağdalı olma durumu
- AĞDALANIŞ
-
-
[isim]
Ağdalanma işi veya biçimi
-
[isim]
Ağdalanma işi veya biçimi
- BAĞDALAMA
-
-
[isim]
Bağdalamak işi
-
[isim]
Bağdalamak işi
- DAĞDAĞALI
-
-
[sıfat]
Gürültülü patırtılı
- "Sultan Mahmut devri, imparatorluğun dağdağalı ve çok dertli bir zamanıydı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Gürültülü patırtılı
- BAĞDAŞMAK
-
-
Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek
- "Gerçekle bağdaşmayan ihtiraslar, insanın duygusunu hüzünden tedirginliğe hatta tiksintiye kadar zorluyor." (Tarık Buğra)
-
Çocuk oyunlarında arkadaş olmak
-
[-e]
Bağdaş kurup oturmak
- "İçerde, peykelere bağdaşmış, sarıkları kirli, sakalları seyrek, kara sarı ihtiyarlar." (Atilla İlhan)
-
Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek
- SAĞDIRMAK
-
-
[-i]
Sağma işini yaptırmak
-
Sağmasına sebep olmak
-
[-i]
Sağma işini yaptırmak
- YAĞDIRMAK
-
-
[-i]
Yağmasını sağlamak
-
[nsz]
Bir şeyi aralıksız ve çok sayıda atmak, indirmek, savurmak
- "Taş yağdırmak. Kurşun yağdırmak."
-
[nsz]
Vermek, söylemek
- "Cemal Paşa, çılgın, Adana'ya, Afyon'a şiddetle emirler yağdırıyordu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-e]
Bol miktarda vermek, sağlamak
- "Bu fabrika piyasaya kumaş yağdırdı."
-
[nsz]
Çok sayıda ortaya koymak, sürmek
- "Çorbada tuzum bulunsun diyen para, eşya yağdırmıştı." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Yağmasını sağlamak