İçinde aç olan 5 harfli 66 kelime var. İçerisinde AÇ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aç olan kelimeler listesine ya da Sonu aç ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALMAÇ
-
-
[isim]
Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren cihaz, alıcı, reseptör
-
[isim]
Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren cihaz, alıcı, reseptör
- KOŞAÇ
-
-
[isim]
Ad cümlelerinde özne ile yüklemi birleştiren, yükleme güçlü ihtimal, olumluluk, olumsuzluk, süreklilik, kesinlik kavramları veren -dır / -dir eki veya değil kelimesi
-
[isim]
Ad cümlelerinde özne ile yüklemi birleştiren, yükleme güçlü ihtimal, olumluluk, olumsuzluk, süreklilik, kesinlik kavramları veren -dır / -dir eki veya değil kelimesi
- SARAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Koşum ve eyer takımları yapan veya satan kimse
-
Koşum ve eyer takımlarını işleyen ve süsleyen kimse
-
Deri, muşamba vb.nden bavul, çanta yapan kimse
-
[isim]
Koşum ve eyer takımları yapan veya satan kimse
- İNTAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işi sonuçlandırma, sona erdirme, bitirme
-
[isim]
Bir işi sonuçlandırma, sona erdirme, bitirme
- SAÇIŞ
-
-
[isim]
Saçma işi veya biçimi
-
[isim]
Saçma işi veya biçimi
- NAÇİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Değersiz, önemsiz
- "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." (Atatürk)
-
[sıfat]
Değersiz, önemsiz
- SAÇLI
-
-
[sıfat]
Saçı olan
- "Ak saçlı. Sarı saçlı."
-
[sıfat]
Saçı olan
- VURAÇ
-
-
[isim]
Raket
-
[isim]
Raket
- HARAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerden, bir kimseden zorbalıkla alınan para
-
Osmanlı Devleti'nde Müslüman olmayanların devlete ödemekle yükümlü oldukları vergi
-
Osmanlı Türklerinde genellikle toprak sahiplerinden devletçe alınan vergi
-
[isim]
Bir yerden, bir kimseden zorbalıkla alınan para
- ARGAÇ
-
-
[isim]
Dokuma tezgâhlarında enine atılan iplik, atkı
-
[isim]
Dokuma tezgâhlarında enine atılan iplik, atkı
- KISAÇ
- ...
- BAKAÇ
-
-
[isim]
Dürbün
-
Vizör
-
[isim]
Dürbün
- SAÇIK
-
-
[sıfat]
Saçılmış, serpilmiş
-
[sıfat]
Saçılmış, serpilmiş
- DARAÇ
-
-
[sıfat]
Dar
- "Başını, geçtiğimiz daraç bir sokaktaki yamru yumru karanlık evlerin arasından görünen gökyüzünün mavi boşluğuna doğru kaldırarak geniş soluklar alıyor..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Dar
- SAÇMA
-
-
[isim]
Saçmak işi
-
Bir tür balık ağı, serpme ağ
-
Avda kullanılan fişeklerin içine konulan, türlü boylardaki küçük ve yuvarlak kurşun tanesi
- "Ben fişeklerin barutunu, tapasını, saçmasını koyarım, beybaba!" (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Akla uygun olmayan, yersiz bulunan, pestenkerani, absürt
- "Saçma bir iş."
-
Yersiz, akla aykırı, tutarsız söz
- "Bırak şu saçmaları! Bir daha bahsini etme." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Böyle söz söyleyen veya iş yapan
- "Saçma adam."
-
[isim]
Saçmak işi
- AÇLIK
-
-
[isim]
Aç olma durumu
- "Havada güzel güzel dönen bu kuşun, açlıkla, bu yılana saldıracağını hiç düşünmemiştim." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kaldırılmış harman yerlerinden buğday toplayıp açlığımızı öldürdük." (Orhan Kemal)
- "Bu akşam açlıktan gözü dönmüş bir hâlde bir evin mutfağına girmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Açlıktan ölmeyecek kadar yiyor."
-
Kıtlık
-
Aşırı istek içinde bulunma
- "İki arkadaş görülmemiş bir okuma açlığı içinde durmadan okuyordu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Aç olma durumu
- YAMAÇ
-
-
[isim]
Dağın veya tepenin herhangi bir yanı
- "İndiğimiz yamacın eteğinde küçük ve eski bir köy var." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Ön, kat, huzur
- "Kız, hele beri gel yamacıma." (Haldun Taner)
-
[isim]
Dağın veya tepenin herhangi bir yanı
- KAÇIŞ
-
-
[isim]
Kaçma işi veya biçimi
- "Biz baba kız biliyorduk ki bu gibi kaçışlar, bir barışla biter." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yarışan bir koşucunun veya bir kümenin diğer yarışçıları hızla geçmesi
-
[isim]
Kaçma işi veya biçimi
- BABAÇ
-
-
[isim]
Erkek kümes hayvanlarının en iri ve yaşlı olanı
- "Bir yıllanmış ağaca anaç derler, babaç demezler." (Burhan Felek)
-
[isim]
Erkek kümes hayvanlarının en iri ve yaşlı olanı
- DOĞAÇ
-
-
[isim]
Şiir veya sözü birdenbire, düşünmeden, içine doğduğu gibi söyleme, irtical
-
[isim]
Şiir veya sözü birdenbire, düşünmeden, içine doğduğu gibi söyleme, irtical