İçinde az olan 4 harfli 42 kelime var. İçerisinde AZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında az olan kelimeler listesine ya da Sonu az ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AZAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç
- "Aydınlık olunca günlerin devamı bir azap gibi geliyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Bu şehrin, takdir fukaralarının orta malına dönüşmüş olmasından azap duyuyorum." (Aydın Boysan)
- "Bu düşünce ona epeyce azap verdi." (Ahmet Mithat)
-
İslam inanışına göre dünyada günah işlemiş olanlara ahirette verilecek ceza
- "Senin yüzünden bir hâl olursa azabını ömrün boyunca çekersin ağabey." (Haldun Taner)
-
[isim]
Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç
- AZAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Paylama
-
[isim]
Paylama
- AZAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Serbest bırakma
- "Zavallı kuş birdenbire sendeledi, azat olduğuna inanmıyor gibi durdu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Okullarda paydos
-
[sıfat]
Serbest bırakılmış olan
-
[isim]
Serbest bırakma
- AZİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işteki engelleri yenme kararlılığı
-
[isim]
Bir işteki engelleri yenme kararlılığı
- AZIŞ
-
-
[isim]
Azma işi veya biçimi
-
[isim]
Azma işi veya biçimi
- MAZI
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Servigillerden, yaprakları almaşık ve küçük pullar biçiminde, gövdesi düz olan, dipten dallanan bir süs bitkisi (Thuya)
-
Hayvansal ve bitkisel asalakların bitkilerde oluşturduğu ur
-
[isim]
Servigillerden, yaprakları almaşık ve küçük pullar biçiminde, gövdesi düz olan, dipten dallanan bir süs bitkisi (Thuya)
- RAZI
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Uygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden
- "O anda insan her felakete, her musibete razıdır." (Refik Halit Karay)
- "Yalvardı yakardı, beni, fabrikayı beklemeye razı etti." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Allahın emri, Peygamberin kavliyle varmaya belki razı olurum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Uygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden
- TAZI
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle tavşan avında kullanılan, uzun bacaklı, çekik karınlı, çok çevik bir köpek türü (Canis familiaris grajus hibernicus)
- "Tazının burnu iki kilometre ötedeki bıldırcın kokusunu duyabilir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Genellikle tavşan avında kullanılan, uzun bacaklı, çekik karınlı, çok çevik bir köpek türü (Canis familiaris grajus hibernicus)
- GAZİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslümanlıkta düşmanla savaşan veya savaş yapmış kimse
- "Gazi Baba, etrafında binlerce gazi ile bir tepede yatardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Olağanüstü yararlıklar göstererek düşmanı yenen komutanlara devlet tarafından verilen onur unvanı
- "Gazi Mustafa Kemal."
-
Savaştan sağ olarak dönen kimse
- "Şimdi İstanbul taklarının yeşil taflanları altından gaziler geçiyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Müslümanlıkta düşmanla savaşan veya savaş yapmış kimse
- AZOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Heterosiklik birleşiklerin önemli bir sınıfı
-
[isim]
Heterosiklik birleşiklerin önemli bir sınıfı
- NAZİ
- ...
- AZCA
-
-
[zarf]
Oldukça az
-
[zarf]
Oldukça az
- BAZA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Mobilyanın uzunluğunca konulan dar ayak
-
Dolap gövdesinin zemine düzgün oturmasına yarayan çerçeve şeklindeki kaide
-
Yatağın yerden yüksek olmasını sağlayan veya sandık olarak kullanılan boş bölmesi
-
[isim]
Mobilyanın uzunluğunca konulan dar ayak
- PAZI
-
-
[isim]
Ispanakgillerden yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, yaban pancarı, yabani ıspanak (Beta vulgaris varcicla)
-
[isim]
Ispanakgillerden yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, yaban pancarı, yabani ıspanak (Beta vulgaris varcicla)
- KAZI
-
-
[isim]
Bir yeri kazma işi, hafriyat
-
Yer altındaki tarihsel değeri olan şeyleri, yapıları ortaya çıkarmak amacıyla arkeologlarca toprağın belli kurallara ve yöntemlere göre kazılması, araştırılması
-
Tahta, maden vb. üzerine yazı veya resim oyma işi, hak (II)
-
[isim]
Bir yeri kazma işi, hafriyat
- VAZO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Çiçek koymak için kullanılan, cam, toprak, porselen, maden vb. maddelerden ve çeşitli madenlerden yapılan, türlü boyut ve biçimlerde olabilen derin kap
-
[isim]
Çiçek koymak için kullanılan, cam, toprak, porselen, maden vb. maddelerden ve çeşitli madenlerden yapılan, türlü boyut ve biçimlerde olabilen derin kap
- VAAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cami, mescit vb. yerlerde vaizlerin yaptığı, genellikle öğüt niteliği taşıyan dinî konuşma
- "Köylerde ne yapacağını sordu, anlattılar: Namaz kıldırmalı, vaaz etmeli..." (Falih Rıfkı Atay)
- "Nasrullah Camii'nde verdiği büyük siyasi vaaz bütün gönülleri fethetmişti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir kimseye kalbini yumuşatacak, kendisini doğruluğa, iyiliğe götürecek biçimde söz söyleme
-
[isim]
Cami, mescit vb. yerlerde vaizlerin yaptığı, genellikle öğüt niteliği taşıyan dinî konuşma
- BAZI
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Birtakım, kimi
- "Bazı Türkler oraya eğlenmeye giderler." (Ömer Seyfettin)
- "Bizimkisi komşuluk gayreti dedi, içinden de ne demişler? Bazı dingil döner bazı teker." (Ncmettin Halil Onan)
-
[zarf]
Bazen
- "Bazı, mağazadan içeriye girinceye kadar kendimden geçerdim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Birtakım, kimi
- İVAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ödün
-
Edim
-
Karşılık
- "Bugün canım yolda koyam, yarın ivazın veresin." (Yunus Emre)
-
[isim]
Ödün
- AZOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 7, atom ağırlığı 14,008 olan, havada beşte dört oranında bulunan, rengi, kokusu, tadı olmayan element, nitrojen (simgesi N)
-
[isim]
Atom numarası 7, atom ağırlığı 14,008 olan, havada beşte dört oranında bulunan, rengi, kokusu, tadı olmayan element, nitrojen (simgesi N)